Malatya'da kadınlar Ekmek ve Gül'ün düzenlediği kahvaltı etkinliğinde bir araya geldi. Etkinliğe Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca ve Ekmek ve Gül editörü Elif Turgut katıldı. Kadınlar kahvaltıda sorunlarını konuştu, çözüm yollarını tartıştı.

‘ARTIK MÜCADELE SEZONUNU BAŞLATALIM’

Etkinlikle konuşan Karaca, pek çok ilde kadınlarla bir araya geldiğini dile getirdi. Karaca, “Her yerde söylediğim bir şey var, burada da söyleyeceğim. Artık şu köy sezonunu kapatalım, mücadele sezonunu başlatalım. Çok zor bir süreç yaşadı Malatya. Depremi yaşadık, dertler hala devam ediyor. Görünen o ki biteceği de yok. Biz bu dertlerden kurtulmak için yan yana gelme olanaklarını zorlamazsak hayat kendiliğinden geçirmeyecek” dedi.

Yokluk, yoksulluk ve geçim derdiyle karşı karşıya olduklarını söyleyen Karaca, “Tüm o hayat kavgası bizi çok yalnızlaştırıyor. Ama bizim yan yana gelişimiz, çevremizdeki kadınların da güçlenmesi anlamına geliyor. Biz Ekmek ve Gül buluşmalarını her yerde yapıyoruz ve bir soruya yanıt arıyoruz: Her gün hayat üzerimize bildiği gibi gelirken biz birlikte ne yapabiliriz?” dedi.

‘MUHTEMELEN SENEYE HER 2 ÇOCUKTAN 1'İ AÇ OKULA GİDECEK’

Ekmek ve Gül'ün “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Yemek” kampanyasını hatırlatan Karaca, “Biz Ekmek ve Gül olarak okullarda bir öğün ücretsiz yemek kampanyasını başlattığımızda her 4 çocuktan biri okula aç gidiyordu. Sayı bugün her 3 çocuktan 1'i haline geldi. Muhtemelen seneye diyeceğiz ki her 2 çocuktan biri aç”dedi.

‘BÜTÜN YÜK SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN ÜZERİNDE’

Malatya'nın sağlık hizmetinde bölgenin en geri kenti haline geldiğini söyleyen Karaca, “Malatya, son 8 yılda doktor atamalarının en az yapıldığı, en çok hekim göçünün yaşandığı kentlerden biri. Aynı zamanda en çok boşaltılan, en çok sağlık ocağının yıkıldığı ve yerine yenisinin konmadığı kentlerden bir tanesi. Aynı şeyler köyler, ilçeler için de geçerli. Bütün yük sağlık emekçilerinin üzerinde şu anda”dedi.

‘MALATYA'DA ÇARŞIYA BAKAN YOK’

6 Şubat depreminin ardından Malatya'da barınma sorununun devam ettiğine değinen Karaca, “O depremin en büyük faillerinden biri olan AKP iktidarının temsilcisi Murat Kurum'un bütün deprem bölgesini gezip 'Kimsenin ev sorunu kalmadı, kimsenin alım sorunu kalmadı. Biz devlet olarak her şeyi yaptık, deprem bölgesini ihya ettik' demesinin üstünden 20 gün geçmedi. Malatya çarşıya bakan yok, çadırda-konteynırda kalan arkadaşlarımızı gören yok” dedi.

Ekmek ve Gül editörü Elif Turgut ise bu yan yana gelişlerin önemli olduğunu ancak her seferinde daha da büyümesi gerektiğini söyledi. İş yerlerinde, hastanelerde, köylerde, mahallelerde yan yana gelişlerin büyütülüp bahsedilen sorunlara somut çözümleri bulmanın ve hayata geçirmenin aciliyetinden bahsetti.

‘KADINLARIN İŞTEN ÇIKARILMASI İÇİN BİR SÜRÜ NEDEN VAR’

Kahvaltıda söz alan BİRTEK-SEN Malatya Temsilcisi Halime Sancak, tekstil sektöründe kadın işçilerin yaşadığı sorunlara değindi. Sancak, tekstil sektöründe özellikle kadın işçilere bir rağbet olduğunu ancak en kolay da kadın işçilerden vazgeçildiğini söyledi. Sancak, “Bunun çok basit nedenleri olabilir; biri yaş. Artık çünkü 30-35 yaşında iş başı yapılıyor. Belli bir noktadan sonra yaş geçiyor ve bu sefer 'yaşınız ilerledi' diye bir bahane, mobbing derken kadınların işsiz kalmasına neden oluyorlar. Bununla beraber bahaneleri evlilik ve çocuk da oluyor. Bunun gibi bir sürü neden var kadınların işten çıkarılması için. Şimdi küçülme adı altında fabrikalardan işçi çıkarılıyor. Bundan nasibini alanlardan biri de tekstil sektörü” dedi.

SES Malatya Temsilcisi Elif Bali ise depremin hemen ardından tayin alıp giden ve emekli olan sağlık emekçisi sayısının çok arttığını söyledi. Pek çok farklı ilden Malatya'ya çok sayıda hasta geldiğini, çok yoğun çalıştıklarını ekledi.

İŞTEN ÇIKARMA DA İŞ YÜKÜ DE BOL

Tekstil işçisi bir kadın, fabrikalarında küçülme gerekçesiyle çok sayıda işten çıkarma olduğunu ancak iş yüklerinde hiçbir azalma olmadığını söyledi. İşten çıkarılan bir kadın işçi ise, işten çıkarılmadan önce yapması gereken işler dışında kendisine başka işler de yaptırılmaya çalışıldığını söyledi ve “Bel fıtığım var, korse ile oturarak çalışıyorum. Beni eğilip kalkmam gereken paketlemeye göndermeye çalışıyorlar” dedi. 

Mevsimlik tarım işçisi Ayşe ise tarım işçilerinin yaşadığı sorunlara şu şekilde değindi; “Yevmiyeler çok düşük, kayısıda günlük 600 lira veriyorlar. Sabah 7, akşam 6 çalışıyoruz. Bazı patronlar 'şu işi bitirmeden gidemezsiniz' diyor, mesaisi de yok. Sigortasız çalışıyoruz. Çok tehlikeli, bir yılan soksa biri bizi bulana kadar ölürüz. Telefon da çekmiyor çoğu yerde. Çavuş sistemi var. Çavuş sistemine karşıyım ama başka türlü nasıl iş bulacağım ki? Bahçe sahibi 650 lira veriyorsa 50 lirasını çavuşa bırakıyoruz” dedi.

‘OKULLARDA SINIFLAR 45-50 KİŞİYİ BULUYOR’
Eğitim Sen Malatya Şube Kadın Sekreteri Aysun Güngör ise, okullarda ciddi oranda bir hijyen sorunu yaşandığına değindi. Okullara ödenek gelmediğini, her durumda velilerden para istendiğini, kayıt parası alındığını söyledi. Öğretmenlerin de temizlik malzemelerinin alınması için kendi aralarında para topladığını ekledi. Güngör, “Depremden dolayı Malatya daha kötü bir durumda. Şu anda çok fazla eğitime açılan okul yok. Hala yıkılmamış, hasarlı mı diye yıkımına karar verilmemiş okullar var. Öğrenciler üst üste eğitim görüyor. Sınıflar 45-50 kişiyi buluyor” dedi.

Fotoğraf: Kıvılcım Eftelya/Evrensel