Geçtiğimiz günlerde ülkelerindeki savaştan kaçıp Moldova’ya sığınan 96 Ukraynalı kadın ve çocuk, bazı kitle örgütleri, iş insanları ve bir tur firması aracılığıyla Kuşadası’na getirilerek yerleştirilmişti. Kuşadası’nda yeni bir yaşam kurmak için onlara yardımcı olan Kuşadası Ukrayna Kültür Derneğine Ukraynalı kadın sığınmacılara nasıl destek olabileceğimizi konuşmak hem de yaşanan işgal hakkındaki düşüncelerini, savaşın kadınlar bakımından sonuçlarını görmek için ziyarette bulunduk.
Kapılarını çalıp, dernek binasından içeri girdiğimizde, binanın Ukrayna’ya gönderilmek üzere toplanan yardım kolileri ile dolu olduğunu gördük. Geçen hafta bir kamyon eşya gönderdiklerini önümüzdeki günlerde yine göndereceklerini söyledi dernek yöneticileri. Dernek Başkanı Suitlana Patapenko Yıldırım’a tercüman aracılığıyla bir an önce işgalin ve savaşın bitmesi temennilerimizi ilettik ve sohbetimize başladık.
Patapenko; büyük bir kaygıyla, daha önce pek çok haber kanalının röportaj yapmak üzere geldiğini, ancak haberlerde söylediklerinin tam tersi şeyler yazıldığını belirtti bize. Bizse söyledikleri her şeyi aynı biçimde yazacağımızı belirttik.
Çok üzgün ve öfkeli olan kadınlar ulusal kanallarda gördüğümüz birçok fotoğraf ve haberi bize gösterip endişelenmekte ne kadar haklı olduklarını anlatmaya çalıştılar bir süre. Medyanın kadınların anlattıklarını değil, kendi göstermek istediklerini yansıtmasının da aslında savaşın tüm gerçekleri yerle bir eden doğasının bir parçası olduğunu düşündürttü bize. Ukraynalı kadınlar savaşın “nesnesi” değil, kendi iradelerinin sahibi olmak istiyorlardı. Sözlerini aynen yansıtacağımızın güvencesini vererek başladık sohbete. İşte Dernek Başkanı Suitlana Patapenko Yıldırım’la sohbetimiz:
‘UKRAYNA’DAN ÇIKABİLENLER ZOR KOŞULLARDA KAÇIYOR, KALANLAR ‘VURULACAK MIYIM?’ KORKUSU YAŞIYOR’
Ukrayna’da yaşananlardan, Kuşadası’na gelen kadınların yaşadıklarından bahseder misiniz biraz?
Rusya bizi yok etmek istiyor, hepimiz çok öfkeliyiz. Sivilleri öldürmeye başladılar, hasta, çocuk demeden öldürüyorlar. Elektrik, su vermiyorlar. “Boyun eğsinler öyle vereceğiz” diyorlar. Kimi Türkler bizi anlamıyor, “Niye savaşıyorsunuz? İsteklerini kabul edin” diyorlar. Ben de bizi anlayabilmeleri için onlara diyorum ki; “Burada ve Antalya’da çok Rus yaşıyor, Putin’e gel buraları düzelt deseler, siz ne dersiniz?” Biz boyun eğsek bununla yetinmeyecek daha çok şey isteyecekler.
Geçen hafta gelen 96 kişilik kafile şanslı gruptan, uçakla geldiler. Ama binlerce kadın, çocuk ve yaşlı için aynı şeyi söyleyemeyiz. Sürekli Ukrayna ile haberleşiyoruz, Ukrayna’dan kaçanlarla görüşüyoruz. Birçok tanıdığımız, tıkış tıkış, ışıkları kapatılan trenlerde ayakta yolculuk yaparak kaçmaya çalışıyor. -10 derece soğukta “Acaba vurulacak mıyım?” korkusu ile evden çıkıyorlar. Çünkü evden çıkan bazı insanları Rus askerleri vurdu. Tren istasyonunda birkaç gün bekledikten sonra trene binen insanlar 5-6 gün zor koşullarda seyahat ederek bölgeden uzaklaşıyor. Yiyecek içecek sıkıntısı çekerek, açık arazide kısa süre mola veren trenden inerek tuvalet ihtiyaçlarını karşılayıp yola devam ediyorlar. Gelen çocukların psikolojisi bozuk olduğu için onlara psikolojik destek veriliyor.
Sohbete dahil olan çevirmen Polina Erdurmaz da şunları ekliyor: Benim ailem de Kiev’de, bomba sesleri duydukları an bodruma iniyorlar. Onlar için çok kaygılıyım, geceleri uyuyamıyorum onları düşünmekten, yakın arkadaşım Janna 3 yaşındaki çocuğuyla annesini görmeye gitti ama dönemedi, ondan haber alamıyorum. Bu savaş bir an önce bitsin. Daha fazla insan ölmesin. Halkımız topraklarına dönsün.
Cinsel şiddete maruz kalan, tacirlerin eline düşen kadınların haberleri duyuyoruz. Bunlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ukraynalı kadınları evlerine çağıran erkekler çok sayıda var, bunu biliyoruz. Biz kadınlara birebir ve aynı zamanda sosyal medya gruplarımızdan çağrı yapıyoruz. Sakın onlara kanmayın. Kadın tacirlerinin eline düşebilirsiniz veya sizi istismar edebilirler diye. Irpin, Bucha, Vorzel, Kiev bölgelerinde kadınların alınıp bir yerlere götürüldüğü ve bir daha onlardan haber alınmadığı haberleri alıyoruz. O kadınlar ne durumdalar hiçbir bilgimiz yok.
Kuşadası Ukrayna Kültür Derneği Başkanı Suitlana Patapenko Yıldırım Ekmek ve Gül'e konuştu:
— Ekmek ve Gül (@ekmekvegul) March 12, 2022
🟣Çok sivil ölüyor, sayılarını bile bilmiyoruz. Biz sadece barış istiyoruz, bu savaş bitsin istiyoruz. #SavaşaHayır #ÖlümDeğilYaşamİstiyoruz
🔗https://t.co/zD8UulZMXJ pic.twitter.com/jbSN3Z1ioo
‘BİZ YÜZYILLARDIR İÇİ İÇE YAŞAYAN İKİ HALKIZ’
Buradan dünyaya, dünya halklarına nasıl seslenirsiniz?
Ukrayna’da biz mutlu yaşıyorduk, bu savaş çıkana kadar. Ülkemizde diğer diller üzerinde olduğu gibi Rus dili üzerinde herhangi bir yasak hiç olmadı. Putin bahane uyduruyor. “Ukrayna’ya barış getirmek istiyoruz” diyerek ülkemizi işgale kalktı.
Tüm dünyadan yardım istiyoruz, lütfen bize yardım edin. Bu kötülük bitsin. Rusya sadece bize değil tüm dünyaya kötülük yapabilir. Emperyalizm böyledir, yayılmacıdır.
Rus halkına da çağrım var, Moskova’da savaşa karşı olanlar sokağa çıktı ama yetersiz. 2 milyon Rus sokağa çıksa bu savaş biter, savaşı durduracak olan Rus halkıdır, halklardır. Biz yüzyıllardan bu yana iç içe yaşayan iki toplumuz…
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Adana 8 Mart mitinginde kadınlar şiddete ve savaşa...
Adana’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitinginde bir araya gelen kadınlar ‘Eşitsizliğe, şiddete...
Bu bir bilgisayar oyunu değil! Bu, savaş!
Savaşı barış zamanının bütününe yayan faşist iktidarlar da muhtemel tehlikelere karşı kadını, onlara...
Kadınlar savaşa karşı ‘Barış’ sesini yükseltiyor
Dünyanın pek çok yerinde ‘savaşa hayır’ diyerek sokağa çıkılırken kadınlar da sosyal medyada yaptıkl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.