‘Kriz var’ denildi işten atıldı, sonrasını soran yok...
Kriz bahanesiyle Örma Tekstilde işten atılan onlarca kadından biri N.D. Krizin kendilerine mal edilmesine öfkelenen N.D. işçilere mücadele çağrısı yapıyor...

İstanbul Esenyurt’ta bulunan ve Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş’in örgütlü olduğu Örma Tekstilde çoğunluğu kadın 150 işçi kriz gerekçesiyle işten atılmıştı. İşten atılan kadınlardan biri olan 28 yaşındaki N.D. krizin kendilerine mal edilmesine tepkili.

HER GÜN AYNI SORU, ‘BUGÜN İŞ BULABİLCEK MİYİM?’
Asgari ücretle, bin bir zorlukla, şef, müdür ve sendika baskısına rağmen günde 10 saat çalışan Örma Tekstil çalışanları şimdilerde işsizlik ordusuna katılan binlerce işçinin çok küçük bir kısmını oluşturuyor ancak, yaşadıkları zorluklar büyük... Ülkede artan işsizlik ve geçim sıkıntısı kadın işçiler için eldekini yettirmeye çalışma kaygısını ve çabasını bir yandan büyütürken bir yandan da kadınların gidişata öfkesini diri tutuyor. Krizin işçiye fatura edilmesine öfkelenenlerden biri de N.D. Eşi de kendisi gibi işçi, bir metal fabrikasında çalışıyor. İşten atıldığı süreci ve sürecin kendisine nasıl yansıdığını şöyle anlatıyor: “Bize kriz var, müşteriler iş vermiyor deyip işten çıkardılar, bu kadar. Ne yaparız, ne ederiz sorulmadı. Biz bütün işçiler orada asgari ücret yetmediği için saatlerce mesailere kalıyorduk. Zor geçiniyorduk. Şimdi daha da zor. Kredi ödüyoruz, borçlarımız var. Faturalar derken elimize hiçbir şey kalmıyordu zaten. Kriz süreci çok kötü etkiledi beni işsiz kaldım, şimdi iş arıyorum, bakalım bulabilecek miyiz?”
“Bugün iş bulabilecek miyim” sorusu N.D. gibi milyonlarca işsizin her sabah kalkıp kendine sorduğu bir soru... Yaşamından olabildiğince fedakarlık yaparak ailesini geçindirmeye çalışan N.D.’nin de sürekli gündeminde olan bir soru artık...

ÇALIŞMA KOŞULLARINA DA, İŞTEN ATMAYA DA SENDİKA SESSİZ!
Üyesi oldukları sendika Öz İplik-İş işten atmalar sürecinde işçilerle görüşmemiş bile. Zaten çalışma süresince de sendikanın yaptığı pek bir şey yokmuş... Çalışma koşulları açısından yaşadıkları zorluları da şöyle anlatıyor N.D. “Şefimizden müdürümüzden en küçük hatada ‘Siz kör müsünüz’ diye hakaretler işitiyorduk. ‘Körseniz gözlük takın’ diyorlardı bize. Tuvalete imzayla gidiyorduk. Ustabaşı tuvalete kadar geliyordu bizimle bir dönem, çok baskı vardı. Bizler tepki gösterince bu tuvalet baskısı kalktı. Bizim kendi fabrikamızda iş olmadığında Örma’nın diğer fabrikalarına gönderiyorlardı bizi. Erkeklerin çalıştığı bölüme kadın gönderdiler bir gün. Boya bölümüydü. Tiner kokusundan bayılmıştı arkadaşımız. Ne olacağımız belli olmuyordu yani. Kadınlar geçinemedikleri için sürekli mesaiye kalıyorlardı, mecburi... Çocuğunu evde tek bırakıp geliyorlardı kreş imkanları olmadığı için. Arkadaşlarımın çalışırken aklı hep çocuklarında kalıyordu. İlk önce dört liralık yemekler veriliyordu, yemeklerden böcekler çıkıyordu. Toplu halde tepki gösterdik, sonra yemekler düzeltildi. Kişi başı 9 lira olan yemekler gelmeye başladı bu seferde... Günde 9 liraya yemek alamadık evden getirmeye başladık. Olup bitenlere sendika hep sessizdi. Şikayet kutumuz vardı, içine yazdığımız şeyler patrona ulaşmıyordu, sendika temsilcimiz şikayetleri alıp şikayet ettiğimiz kişiye, şefe müdüre falan veriyordu. En sonunda bir gün gittik direkt patronun yanına, onun sekreterinin kutusuna attık da öyle ulaştı şikayetlerimiz patrona. Sendika değiştirmek istedik ama patron karşı çıktı çünkü sendikayla arası iyi.
Biz bazı şeylere tepki gösterdiğimiz için, şefimiz, müdürümüz tarafından hiç sevilmezdik. Kendisine karşı gelenlere ayrıca baskı yapıyorlardı. Kendisine tepki gösteren işçinin yakın arkadaşlarına da baskı yapıyordu ki işçi yalnız kalsın...”


‘TEKSTİL BATAKLIK, SÖMÜRÜ CEHENNEMİ’
H&M, De Facto gibi markalara, İtalya-Rusya gibi ülkelere üretim yaptıklarını söyleyen N.D. “Biz asgari ücrete bir sürü ürün çıkartıyorduk ama o ürünler hayal edemeyeceğimiz paralara satılıyordu” diyor. 
N.D. 15 yaşından beri tekstil işinde çalıştığını söylüyor ve yılların deneyimine bakarak “Tekstil bataklık, sömürü cehennemi” diyor. “En zor iş tekstil, hep düşük ücretle uzun saatler çalışırsın... Üç kuruşa diktiğin ürünler öyle pahalı satılır ki kendin alamazsın. Aile çocuğun çalışmasını istiyorsa da aklına ilk tekstil gelir” diyerek de çocuk emeği sömürüsünün tekstil alanında çok yaygın olduğuna işaret ediyor.

‘İŞÇİLER SESSİZ KALMASIN’
Krizin faturasının işçiye kesilmesine tepki gösterirken bir taraftan da işçinin bu faturayı kabul etmemesi gerektiğini söylüyor ve tüm işçilere sesleniyor N.D, “İşçiler işten atılmamak için birlik olsunlar, mücadele etsinler... Keşke biz de birlik olsaydık. Herkes gerçekten konuşsun, korkmasınlar, mücadele etsinler. İşten atılmayanlar da mücadele etsin, ezdirmesinler kendilerini, tepkinizi gösterin.”

Not: İşçinin talebi üzerine ismi ve soy isminin baş harfleri değiştirilmiştir.

İlgili haberler
Kadınların krizi derinleşiyor

Ekonomideki hareketlilik kadınları nasıl etkiliyor? Nasıl bir çözüm, nasıl bir talep ortaya koyulmal...

ÖRMA TEKSTİL’DE İŞTEN ATMALAR: Krizin faturası yin...

İstanbul Esenyurt'ta bulunan ve Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş’in örgütlü olduğu Örma Tekstil'de çoğunlu...

Krizin yükünü kim çekiyor?

KEİG’in 'Kriz, Kadınlar ve Kadın Emeği' forumunda bir araya gelen kadınlar, “Önceki krizlerden neler...