Kış geldi, artık hava daha çabuk kararıyor. Ne yazık ki her geçen gün kadına yönelik şiddet olaylarının artması, hepimizi tedirgin ediyor. Yaz saati uygulamasının devam etmesiyle işe gidip gelirken büyük korku yaşıyoruz. Yolda yürürken sürekli arkamı dönüp bakmak zorunda kalıyorum, kendi ülkemde ve sokağımda bile korkarak yürüyorum. “Acaba bugün eve sağ salim gidebilecek miyim?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Özel bir kreşte öğretmenlik yapıyorum ve zor şartlar altında çalışıyoruz, her gün mobbinge uğruyoruz. Çalışma saatlerimiz zaten uzun, yetmezmiş gibi haftada birkaç defa nöbet tutuyoruz. Nöbet saatleri 18:30, hatta bazen 18:40’ı buluyor. Çocuklar gittikten sonra, biz iki öğretmen okulu kapatıp karanlıkta duraklara gitmek ve otobüs beklemek zorunda kalıyoruz. Eskiden sokakta bu kadar korkmazken şimdi sessiz ve ıssız sokaklarda sürekli arkamıza bakarak yürümek zorunda kalıyoruz.

Bu durumu iş yerimizde arkadaşlarımla birlikte dile getirdik, herkes aynı sorundan şikayetçi. Toplu bir şekilde gidip nöbet saatlerinin düzenlenmesini istedik, ancak bir çözüm bulamadık. Müdürler veli ile anlaştıklarını ve saatin değiştirilmesi için konuşacaklarını söylediler ama henüz bir gelişme yok. Onlara göre biz bekleyebiliyoruz, sonuçta onlar arabalarına binip gidiyorlar. Biz ise nasıl gidersek gidelim, bir şekilde eve dönmeye çalışıyoruz.

Korkuyoruz ve artık sokaklarda tedirgin olmadan yürümek istiyoruz. Yaz saati uygulamasının sona ermesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Hem iş saatlerinin düzenlenmesi hem de kadınların güvenliğinin sağlanması için acil bir adım atılması gerekiyor.

Kamuda Tasarruf Tedbirleri kapsamında sokak aydınlatmalarının azaltılması hedefleniyor. Bu, kadınlar için daha çok karanlık sokaklarda yürümek zorunda kalmak demek. Ekmek ve Gül olarak 572 kadına sorduk: ‘Sokaklar sizin için yeteri kadar aydınlık mı?’ Anketin sonuçları için TIKLAYIN

Görsel Canva Pro yapay zeka ile oluşturulmuştur.