Gecesinde uyuyamadığım bir sabaha uyandım yine. Aklımda şiddet uygulayan, uzaklaştırma kararı olmasına rağmen bu seferde evi yakan biri için önlem alınmaması… Nasıl yaklaşacağım, ne soracağım, içimdeki soruları gizleyerek onu daha fazla üzmeden nasıl konuşacağım… Başkaca onlarca soru...
Gözleri dolu doluydu eve gittiğimde. Yeni birini görmekten yorulmuş, yaşadıklarını tekrar tekrar anlatmanın ağırlığı ve elbette yaşadığı baskı ve şiddetin yarattığı etki vardı. Kardeşleri, annesi, babası, arkadaşları Fatma’nın yanında. Çok fazla arayan olduğunu söyledi Fatma... Gazetelerden, televizyon programlarından, Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından... Bir yanıyla yaşadıklarının duyulmasının iyi olduğunu, kendisinin, çocuğunun ve başka kadınların zarar görmemesi için belki bir adım olabileceğini söylüyor kararlılıkla. Şiddeti sadece kendisinin görmediğinin; kadınların yalnız başına bununla baş edemeyeceğinin, ancak dayanışmayla bunun alt edilebileceğinin farkında olan ve şiddete karşı kararlılıkla dik duran bir kadın vardı.
Zor da olsa konuşmaya başlıdık. Evliliğin ilk senesinden hatta ilk gününden itibaren psikolojik şiddet ve baskı başlamış onun için. Fatma Selen Ö. , 5 yıldır M.Ö ile evli. Evliliğin ilk yıllarından beri eşinden, eşinin babasından, eşinin kardeşinden psikolojik şiddet gördüğünü anlatıyor...
“Beş yıldır süren bir evliliğim var. Psikolojik şiddet var evlendiğim günden beri. Aşağılama, rencide etme, sürekli hakaret… Bunlar yoğunlaşınca zaten onlardan uzak kaldım. Eşimle şiddetli geçimsizliğimiz vardı. Eşimin babası şiddet uygulamadan önce ben zaten evden ayrılmıştım. Eşimin babası M.Ö. beni mesajla rahatsız ediyordu. Bana olaydan önce attığı mesaj tehdit içerikliydi aynı zamanda. Ben ailemle beraber şehir dışına düğüne gitmiştim. Düğüne gittiğimden eşimin de haber vardı. Ama M.Ö. bana mesaj atıp ‘Anca gez toz, ben sana bunların hesabını soracağım, geldiğimde hesaplaşacağız diye mesajlar attı’ Gebze’ye döndüğümde bana şiddet uyguladığı olay yaşandı.”
ELİMDE DARP RAPORU VAR, AMA SERBEST KALDI
Yaşanan şiddetten sonra ifade vermeye gittiklerinde karakolda eşinin ve ailesinin çok rahat olduklarını, karakolda arka tarafta çay içtiklerini anlatan Fatma, kendisinin darp olayının yaşandığı gün çok kötü olduğunu ifade etti. “Onlara hiçbir şey olmadı, serbest bırakıldılar. Elimde darp raporu vardı. Onu da umursamadılar. Kırığım yokmuş çünkü” diyen Fatma, kayınpederinin tacizine uğradığını da anlattığını söyledi. Eşinin babasının tehditleri arasında “Bu evi sana bırakmayacağım” dediğini söyleyen Fatma devam ediyor: “Eşimle birlikte yaşadığımız ev benimde evim ve benim onlarca emeğim var o evde. Pazar günü gecesi evin üst katından eşyaları alıp yaktılar evi. Uzaklaştırma kararı şahsa özel olduğu için, benim bulunduğum bölgeye gelmedi evet ama eve gitmiş.” Sadece şahsa özel olarak verilen uzaklaştırma kararının yeterli olmadığını ifade eden Fatma sonuçta o evin içinde olabileceğini, kararı verenlerin bunu düşünmediğini vurguladı. Yaşadıklarının basına ve sosyal medyaya yansımasından sonra Gebze Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden de geldiğini ve konuyla ilgili yardımcı olacaklarını söyledi. Fatma, “Yaşadığım şiddetten ve tacizden dolayı şikâyetçi oldum. Dava sürecinin başlamasını bekliyorum” diyor.
YETERLİ CEZA ALMAYACAK, BİLİYORUM
Konuştukça sesini duyurmaktaki kararlılığı ortaya çıkan Fatma ancak kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede şiddetin cezasız kaldığını belirtiyor ve bun tepki gösteriyor. Kadınlarda, her geçen gün artan şiddettin, tacizin, kadın cinayetinin cezasız kalacağı veya cezasının yeterli olmayacağı inancının yer ettiğini vurgulayan Fatma, M.Ö’nün onu darp ederken ‘Bana bir şey olmaz’ diyerek şiddet uygulamasının bu durumu bir kez daha gözler önüne serdiğini dile getiriyor.
“Ben bu insanın ceza almasını bekliyorum. Ama yeterince ceza almayacağını biliyorum. Kızımın velayetinin tamamen bende kalmasını ve sadece babasının benim bulunduğum yerde görmesini istiyorum. Eşim de bana psikolojik şiddet uyguladı ve hiçbir şekilde yanımda yer almadı” diyen Fatma, “Şiddete ses çıkarmazsanız destekliyorsunuzdur” diye ekliyor.
ADALET SİSTEMİ MANTIKLI DEĞİL
“Kadın örgütleri, insanların sesini daha fazla duyurabilirler. Kimsenin sessiz kalmasını istemiyorum. Bu tür olayları üç kadından ikisi yaşıyor. Otobüste tacize uğrayan kadın için, ‘Kadın tahrik etti’ oluyor. Bir kadın öldürüldüğünde, yine kadın küfür etmiş, tahrik etmiş oluyor. Ama öldüren takım elbise giydiğinde hiçbir sorun yok, takım elbise giydikleri için az cezayla yırtıyorlar. Ben adalet sistemini mantıklı bulmuyorum. Yangın çıkan evde yangının normal olduğunu söyleyerek evi yakanları serbest bıraktılar. Bana destekte bulunabilecek avukat ve psikolog istiyorum” diyen Fatma son olarak “Hiçbir kadın yalnız değil, yalnız olmamalı. Kadınlar susmasın, yaşadığı şiddete sessiz kalmasın” diyor.
İlgili haberler
GÜNÜN DİKKATİ: Kadına yönelik şiddet son 10 yılda...
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, kadına yönelik şiddetin son 10 yılda 3 kat...
‘Erk’ çelişkisi içinde ‘erk’ek ve kadına yönelik ş...
“Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan” anlaşılabilir mi erkek şiddeti?
İller farklı şiddet aynı: Kadın cinayetleri ve kad...
Emine Bulut’un boşandığı eşi tarafından canice öldürülmesine tepkiler büyürken kadın cinayetleri de...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.