Kadınların Kaleminden Hayat: Eskişehir Edebiyat Atölyesi
Eskişehir'de 14-16 Şubat arasında gerçekleşecek ücretsiz edebiyat atölyesinin detaylarını ve hedeflerini düzenleyicilerden Emel İrtem, Nilüfer Altunkaya ve Zerrin Saral anlatıyor.

Eskişehir Ekmek ve Gül Grubu, 14-16 Şubat tarihleri arasında Odunpazarı Belediyesi Büyükdere Halk Merkezi'nde kadınlar için ücretsiz bir edebiyat atölyesi düzenliyor. Kadınların kendi seslerini duyurmaları, yazma cesareti kazanmaları ve yazılarıyla hayata dokunmaları için bir alan yaratmayı amaçlayan atölyenin detaylarını ve hedeflerini düzenleyicilerden Emel İrtem, Nilüfer Altunkaya ve Zerrin Saral anlatıyor.

KADINLAR YAZMAYA CESARET EDECEK

Emel İrtem, bu atölyenin daha önce Sennur Sezer ve Betül Tarıman tarafından yapıldığını belirterek bu atölyede de aynı rotayı izleyeceklerini söylüyor. Şu ana kadar Antalya, İzmir gibi çeşitli şehirlerde benzer organizasyonlar yapıldığını ifade eden İrtem, “Kadınların kendi seslerini duyurabilecekleri ve ellerindeki kaleme hakim olup en azından kendi hayatlarını veya yazmak istediklerini kağıda dökebilecekleri bir ortam olsun istiyoruz. Elbette ki yazmanın bir tek yolu yöntemi yoktur ama biz o anlamda bir yol gösterici olarak kadınların yanlarında durmak istiyoruz. Sonrasında ne çıkacak, onu hep beraber göreceğiz. Neler yazılacak? Çünkü her hayatın bir hikâyesi var. O hikâyelere dokunmak gerekiyor, kadınlar bunu anlatmanın yollarını öğrenecekler” diyor.

Daha önce Eskişehir’de Nilüfer Altunkaya’nın yıllarca atölye çalışması yaptığını hatırlatan İrtem, kadınlara yönelik öykü atölyesinin ise Erol Büyükmeriç tarafından Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yapıldığını dile getiriyor. İrtem, bu sefer yazan kadınlarla yazmak isteyen kadınların bir araya gelecekleri bir platform oluşturacaklarının altını çiziyor. Bunun ise Eskişehir’de bir ilk olduğunu belirtiyor.
Atölyeye katılacak rehber yazarlar arasında Emel İrtem, Nilüfer Altunkaya, Zerrin Saral ve Irmak Batı Tarazan bulunuyor. Irmak Batı Tarazan, atölyede masal ve masal anlatıcılığı ile ilgili çalışma yürütecek. “Biz kadınların edebiyatın her alanında ne yazmak istiyorlarsa onu yazmalarını istiyoruz. Yani burada mani yazabilirler, şiir de, öykü de yazabilirler, romana soyunabilirler; senaryo yazmak istiyorum, tiyatro oyunu yazmak istiyorum da diyebilirler” diyen İrtem, “radyo oyunu yazmak istiyorum” diyen kadınların da olabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Kadınların, bu cesareti edinmelerini istiyoruz. Elbette ki 3 günde biri şair, yazar çıkacak diye bir şey söz konusu değil ama en azından yazma cesaret edilmelerini istiyoruz, bütün hedefimiz bu.”

KADINLAR HAYALLERİNDEN VAZGEÇMESİN

Nilüfer Altunkaya, kadınların günlük hayat koşturmacası içinde kendi hayallerinden çok çabuk vazgeçtiklerini dile getirerek, konuşmasını şu sözlerle sürdürüyor: “Bu atölye bunu pekiştirecek bir ortam olabilir. Kadınlar, ben de hep yazmayı hayal ediyordum, düşünüyordum ama çoluk çocuktu, ev yaşantısıydı vazgeçmek durumunda kaldım, diyebiliyorlar. O paylaşımı sağlarsak, bu atölyeden güzel meyveler elde edebiliriz ya da en azından o cesareti sağlayıp tekrar bir başlangıç yapabilirler umuduyla yola çıkacağız.” Kadınların bir araya gelince dertlerini, acılarını paylaştıklarını vurgulayan Emel İrtem ise “Sadece ben yaşamışım' dedikleri şeyleri başkalarının da yaşadığını fark ediyorlar. Edebiyat hiçbir zaman sağaltım değildir, ama gerektiği zamanlarda da sağaltım mekanizması da olabiliyor” diye ekliyor.

BİR KİTAP MÜMKÜN MÜ?

Peki, bu atölye sonunda ortaya somut bir çalışma çıkacak mı? Emel İrtem, yeterli sayıda ürün ortaya çıkarsa bir kitap yayınlamanın da hedefleri arasında olduğunu belirtiyor. "Daha önceki atölyelerimizde kitaplar yayımlandı, hatta tiyatro oyunları yazılıp sahnelendi. Kadınların üretim sınırı yok" diyor.

YAZMAK KADAR OKUMAK DA ÖNEMLİ

Zerrin Saral, bu atölyenin sadece yazma pratiğini geliştirmeyeceğini, aynı zamanda katılımcıların okuma alışkanlıklarını da pekiştireceğini dile getiriyor ve ekliyor: "Belki kadınlar, yazdıklarının farklı bir yazın türü olduğunu bile anlamayacaklar ama zamanla bu şekillenecek. Asıl önemli olan, dayanışmayı ve birlikte üretmeyi sağlamak".

BİR DAMLANIN DALGALARI

Son olarak, Nilüfer Altunkaya, bu tür atölyelerin hayatları dönüştüren etkisine vurgu yaparak, konuşmasını şu sözlerle sürdürüyor: "Bu atölyeler belki direkt olarak yazma veya okuma pratiğini artırmaz ama insan ruhunda bir değişim yaratabilir. O ufak değişim, bir damla gibi büyüyerek daha büyük etkiler yaratabilir" diyor.

Katılımın ücretsiz olduğu bu etkinliğe dair detaylı bilgi almak için: 0555 623 0972

Görsel: Canva Pro Kolaj