İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İVHO) “Veteriner Hekimlik Mesleğinde Kadın Olmak” konulu panel gerçekleştirdi. Odanın Kadıköy biriminde bir araya gelen kadın hekimler çalışma alanlarındaki sorunları, yaşadıkları mobbing, şiddet ve tacizi konuşup çözüm yolları aradı. Panele konuşmacı olarak Veteriner Hekim Bilsay Kömürcü, Avukat Nurhayat Altaca Kayışıoğlu ve Psikiyatrist Dr. Münevver Hacıoğlu Yıldırım katıldı. İstanbul Veteriner Hekimler odası başkanı Prof.Dr Murat Arslan’ın da katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını Veteriner Hekim Doç.Dr Iraz Akış yaptı. Iraz “Bugün burada veteriner hekimlik mesleğinde kadın olmayı tartışacağız. Kadın olmak deyince tarih boyunca kadın olmak, sınıflı toplumlarda kadın olmak, kapitalizmde kadın olmak, çalışma hayatında kadın olmak gibi uzun bir silsilenin yükleri şuanda odaklanacağımız konuda birleşiyor. Veteriner hekimlik alanının kendine özgü sorunları var. Mesleğimiz hala toplumsal algıda erkek mesleği olarak biliniyor bu sadece erkeklerin meslekte nicelik olarak daha fazla olmasıyla alakalı değil biraz toplumsal algıyla da alakalı” dedi. Eşitlik mücadelesine dikkat çeken Akış şiddet, mobbing ve çalışma yaşamında yaşanılan sorunlara karşı örgütlenme çağrısında bulundu.

BU EŞİTSİZLİK NE BU ZAMANIN NE DE SADECE KADINLARIN SORUNU

Veteriner Hekim Bilsay Kömürcü de Veteriner hekim mesleği icrasının zor olduğunu yeterli değeri görmediğini belirterek “Ülkede kadın veteriner olmak çok daha zor, bu zorlukların temel nedeni eşitsizlik. Bu eşitsizlik ne bu zamanın ne de sadece kadınların sorunu. İstanbul Veteriner odasında 4072 hekim kayıtlı, bunların sadece 1364’ü kadın yani yüzde 33 gibi. Ankara’da yüzde 27, İzmir’de yüzde 31 Türkiye geneline baktığımızda bu oran yüzde 20’lere kadar düşebiliyor. Biz bunlara rağmen erkek egemen meslek grubunda var olmaya çalışıyoruz, mücadele ediyoruz” dedi. Çalışma alanlarına da dikkat çeken Kömürcü şöyle devam etti “Biz ne yapıyoruz gıda sektöründe çalışıyoruz, kasaplara hijyeni, etin nasıl doğru işleneceğini anlatmaya çalışıyoruz çiftlik hayvanlarıyla uğraşıyoruz, kocaman bir ahıra girip doğum yaptırıyoruz. Türkiye Jokey Kulübü’nde çalışıyoruz, ihtişamlı bir Arap atına eklem içi enjeksiyon yapıyoruz, aşı yaptırıyoruz. İlaç sektöründe “büyük firmalarda güçlü erkeklere karşı başarılı işler yapmaya çalışıyoruz. Kamuda gıda işletmelerini denetliyoruz, köylere gidip küpelemeler yapıyoruz. Akademik camiada erkek egemen kürsüler var, orada inadına başarılı oluyoruz, laboratuarlara kapanıp daha çok çalışıyoruz ve bunların hepsini yaparken de aynı zamanda anne oluyoruz, çocuğumuza bakıyoruz.” 

ŞİDDETE KARŞI SESSİZ KALMAMALIYIZ

Şiddetin tanımını yaparak söze başlayan Psikiyatrist Münevver Hacıoğlu Yıldırım “Güç ve güçsüzlük tanımlamaları varsa şiddet oradan üreme potansiyeli taşıyor. Tıpkı mesleğinizdeki örneklerde olduğu gibi bir kişi akademik olarak diğerinden daha güçlü daha erk sahibi hissediyorsa kendini, cinsiyet olarak daha güçlü hissediyorsa ya da ekonomik olarak daha güçlü hissediyorsa oradan şiddet doğal olarak ürer. Dünya üzerinde Her üç kadından biri eşi ya da partnerinden şiddet görüyor, bu sadece bildiklerimiz diyerek şiddete karşı sessiz kalmamalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.

Son sözü alan Avukat Nurhayat Altaca Kayışıoğlu da bütün yaşanılan sorunların altında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olduğunu belirtti. Kayışıoğu “Deniliyor ki şiddete uğrayan kadınlar ne yapabilir; sığınma evlerine gidebilir, şiddete uğrayanların başvurabileceği izleme merkezleri var. Orada belirli prosedürler var, bir kadın şiddete uğrağında 183 hattını aradığında ya da oraya gittiğinde normalde her şeyin tıkır tıkır işlemesi gerekiyor ama fiiliyatta yok. O kadının tek başına ayakta durmasını sağlayacak bütün imkanları devletin sağlamaması gerekiyor. Mahkeme kararları, kanunlar göz önüne alındığında bunun böyle olmadığını görüyoruz dedi.
Onlarca veteriner hekimin katıldığı etkinlik konuşmacıların ardından soru cevaplarla son buldu.