Kadın sanatçılarla buluştuk: Tacize, cinsiyetçiliğe, yoksulluğa karşı 1 Mayıs’a
Kültür sanat alanında çalışan kadınlar etkinlikte buluştu. Sorunlarının taciz, cinsiyetçi iş bölümü ve geçim sorunu olduğunu söyleyen kadınlar örgütlenme ve seslerini 1 Mayıs’a taşıma çağrısı yaptı.

Kültür sanat alanında çalışan kadınlar 1 Mayıs’a doğru giderken Sanat Fabrika ile Ekmek ve Gül ortaklığında etkinlikte buluştu. Etkinlikte mevcut iktidarın ve erkek egemen sistemin kadınlar üzerinde yarattığı yıkım üzerine sohbet edilirken, kadın sanatçılar özelinde çalışma yaşamında ne gibi sorunlar yaşandığı konuşuldu. “Sorunlar, talepler ve çözümü nerede görüyoruz” üç ana başlığında gerçekleşen etkinlikte kadın sanatçıların kadın olmaktan doğru yaşadığı taciz, baskı, cinsiyetçi iş bölümü, ekonomik sıkıntılar ve geçim sorunu tartışmaların odağı oldu. Kadınlar bu süreçte meslekleriyle ilgili materyallere erişimlerinin de imkansız bir hale geldiğini söyledi.

‘KIZ KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ DAYANIŞMASI ÖNEMLİ BİR DAYANAK’

Devlet Opera ve Balesi balerini bir kadın bulundukları kurumda Ekmek ve Gül’ün başlattığı “Kız Kardeşlik Köprüsü ile hayatı yeniden kuruyoruz” kampanyası için dayanışma oluşturduklarını söyledi ve şöyle devam etti: “Depremzede kadınlarla dayanışmak için yardım topladığımız dönem fark ettik ki biz dayanışmaya ve birlikte bir şeyler yapmaya ihtiyaç duyuyoruz. Bu noktada balerinler olarak kurumda yaşadığımız problemleri de bu dayanışma ile aşabileceğimizi fark ettik. Bale dansçılığının bir meslek olarak görülmemesi, buradaki emeğimizin görünmez kılınması da biz kadın sanatçılar açısından yaşadığımız sorunlardan.”

‘İŞYERLERİMİZDE KREŞ İSTİYORUZ’
Balerin başka bir kadın ise “Erkek sanatçılara sanatın üretim alanında daha fazla müsamaha gösterilmesi gibi bir durum söz konusu oluyor. Kurumda prova ve çalışma yükünün kadınlar üstünde yarattığı tahribat konu edilmezken erkek dansçılara daha çok anlayış gösteriliyor” derken diğer bir balerin ise şu şekilde devam etti: “Kadın dansçılar olarak bir başka sorunumuz da regl dönemlerimizin hiçbir şekilde dikkate alınmaması. Prova alma ve çalışma saatleri giderek ağırlaşırken, sorunlarımıza dair kurumumuzun bir çözüm üretmiyor. Ayrıca ebeveyn olan sanatçılar için kurumda kreş olmaması çalışan kadınlar için oldukça zor oluyor. Uzun prova saatlerinin yanında iş yerinde çocuğuyla ilgilenerek ekstra yorulan çok arkadaşımız var. Bu açıdan da çalıştığımız yerlerde kreşler olması önemli bir talep.”
Sözü daha sonra viyola sanatçısı bir kadın alıyor, özellikle ekstra işlerde (bunu para kazanmak zorunda olduğum için yaptığını belirtiyor) işlerin koordinatörü bir erkekse geç saatte mesaj atma hakkını kendinde gördüğünü, bunun da sanatçı kadınlar için tedirginlik yarattığını dile getiriyor. “İşin sonunda paramızı eksik aldığımız ve emeğimizin karşılığını asla alamadığımız durumlar oluyor” diyen viyola sanatçısı, sanat faaliyetlerinin yüksek ücretleri nedeniyle bunlara gün geçtikçe daha az eriştiklerini bunun da başka bir sorun olduğunu ifade etti.
“Müzisyen arkadaşlarımızın söylediği gibi sanat faaliyetlerine erişimimiz git gide kesiliyor, bir kadın sanatçı olarak ekonomik koşullar nedeniyle gelişimimi tamamlayamıyorum ve bu mesleğe dair yapmak istediğim hiçbir hayalimi gerçekleştiremiyorum” diyen tiyatro sanatçısı Ayşe de şöyle devam etti: “Bununla birlikte nitelikli sanat üretimine erişimden, büyük kuruluşların nitelikli sanat etkinliklerine katılabilmekten bahsedemiyoruz bile.”
Tiyatro sanatçısı Deniz ise etkinliğe biraz geç katıldığını söyleyerek nedenini de şu şekilde açıkladı: “Asistanı olduğum özel tiyatronun aksesuarlarının hazırlanması kadın olduğum ve ‘elimin bu işe yatkın olacağı’ algısı nedeniyle bana dayatılıyor, bu sebeple de binadan en son benim çıkıyorum. Bir iş bölümü yapıldığında ise kadın bir asistan ve tiyatrocu olduğum için ‘angarya’ olarak nitelendireceğimiz her türlü işin ben ve benim gibi kadın asistanların üstüne kalıyor. “Beraberinde bütün arkadaşlarımın da dile getirdiği gibi özellikle tiyatro öğrencileri olarak sanata ve araç gereçlerine ulaşamama en yakıcı sorunlarımızdan.”
Kadın sanatçıların sahnede veya gittikleri işlerde giyimlerine ekstra dikkat etmeleri gerekliliğinin onları zorladığını söyleyen viyola sanatçısı bir kadın topuklu ayakkabı giyme, makyaj yapma, elbise giyme gibi zorunlulukların hem kendileri üzerinde baskı yarattığı hem de enstrüman kullanışlarını zorlaştırdığını belirtti. “Ben giydiğim elbise, topuklu ayakkabı nedeniyle enstrümanımın hakimiyetini kaybettiğim konserleri hatırlıyorum. Ama erkek sanatçılar için böyle bir koşul söz konusu değil. Bir kadın sanatçı olarak sadece ama sadece sanatımla sahnede olabilmeyi, kılığımın, kıyafetimin, makyajımın konu edilmemesini çok isterim” dedi.
‘YAŞADIĞIMIZ SORUNLARI ÖRGÜTLENEREK AŞABİLİRİZ’

Balerin bir kadın da “Bunca sorunu aşabilmemizin koşulunu da yan yana gelişlerimizde görüyorum. Talep etmeden gerçekleşebileceğini düşünmüyorum. Ama bunu nasıl bir araç ve yöntemle yapabiliriz o bende de şu an için net değil” dedi.

Jazz sanatçısı bir kadın sanatın sadece belli bir sosyoekonomik düzeye sahip insanların erişebildiği bir şey olarak algılandığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bütün bu tartışmalara bakınca aslında benim fark ettiğim şey sanatımızın ve sanatın sadece burjuva sınıfı için düzenlendiği ve onların beğenisine sunularak ortaya bir ürün çıkartmayı dayattığı bir durum. Ki burada biz kadınlar açısından problem daha da büyük. Müziği tekeline almış mafyatik erkek müzik yapımcılarına kendimizi beğendirmek, daha çok gülümsemek, iyi giyinmek gibi şartlar önümüze koyuluyor. Mesela ben bundan birkaç yıl öncesine kadar saçımı üç numara kullanıyordum. Bir sahne gösterisi için bunun bir sorun olduğu, bir kadın olarak daha şık ve daha “güzel” olmam gerektiği, o noktada benim sanatımın niteliğinin bir öneminin olmadığının gerçeğiyle karşı karşıya kaldım. Bütün bu sorunları çözebilmemiz için bir yerden başlamak gerek bu çok açık. Ve bugün açısından her şey bu kadar netken çözümün örgütlü mücadeleden geçtiği de çok açık.”

“Sanatçıların kendi örgütlenmeleri ve taleplerini yükseltmeleri bence de çözümün ta kendisi” diyen tiyatrocu Ayşe, sanatçıların sendikal örgütlenme konusunda deneyimsiz olduğunu ve bir adreslerinin olmadığını dile getirdi. Ayşe, “Ben bir kadın tiyatrocu olarak bu ihtiyacı şu ana kadar konuştuğumuz sorunları çözebilecek bir araç olarak görüyorum” dedi.

İNSANCA ÇALIŞMA VE İNSANCA YAŞAM KOŞULLARI İÇİN 1 MAYIS’A

Tiyatro sanatçısı Deniz sözü alarak şöyle devam etti: “Bu noktada bunca sorunu konuşurken bence biz ne yapmalıyız, neden örgütlü hareket etmeliyiz soruları daha da çok gözümün önüne geliyor. Sendika mı istiyoruz bu talebin etrafında toplanacağız. Sendikamızdan mı rahatsızız o zaman içeride en aşağıdan yukarı doğru biz değiştireceğiz. Ben bugün oyuncuların örgütlendiği sendikalara ulaşabilmek için ünlü ve zengin oyuncularla iletişime mi geçmek zorunda kalıyorum o zaman benim gibi emeğiyle geçinen sanatçı arkadaşlarımla yan yana gelip örgütleneceğim. Bugün bence başka bir şansımızın olmadığı ve tek başımıza bir şey yapamayacağımız çok açık.” Etkinliğin sonunda kadınlar tüm bu sorunlar karşısında daha görünür olmak, sorunlarını haykırmak ve talepleriyle alanlarda olmak için 1 Mayıs’a çağrı yaptı. Kadın sanatçılar taleplerini de şöyle sıraladı.

• İnsanca çalışma koşulları

• Devlet kurumu çalışanları için kreş

• Sendikal örgütlenme önündeki engellerin kalkması

• Sanat etkinliklerinin sanat öğrencilerine açık hale gelmesi, fahiş fiyatların düzenlenmesi

• Tacize, şiddete karşı önlemler alınması

• Erkek sanatçılar ve kadın sanatçılar arasındaki iş yükü farkının eşitlenmesi

• Konservatuvar öğrencileri açısından enstrüman ve materyalle erişimin ücretsiz olması

• Bağımsız sanat üretiminin desteklenmesi

• Devlet kurumlarında çalışan sanatçılar için ücretlerin düzenlenmesi


İlgili haberler
Gülsuyu’nda kadınlar bir araya geldi: Daha güçlü 1...

Maltepe Gülsuyu’nda kadınlar 1 Mayıs'a giderken ofis çalışanı kadınların hem çalışma koşullarını hem...

Kadın sanatçılarla buluştuk: Tacize, cinsiyetçiliğ...

Kültür sanat alanında çalışan kadınlar etkinlikte buluştu. Sorunlarının taciz, cinsiyetçi iş bölümü...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde 1 Mayıs buluşm...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısıyla bir araya gelen metal, tekstil, plastik iş kolundan k...