Milli Eğitim Bakanlığının kadın öğretmenlere “giyinmeyi öğretmek” için iktidara yakın Enstitü Sosyal ile birlikte vereceği “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersleri bizim de okulumuzda gündem oldu. Henüz bizim okulumuza yazı gelmedi ama bunun yakın gelecekte zorunlu bir şekilde tüm okullarda olup olmayacağının da garantisi yok. Okulumuz kadın öğretmen ağırlıklı bir okul. Henüz zorunlu ve her yerde uygulanan bir şey olmayınca her ne kadar gündem olsa da sanki henüz bizi ilgilendirmezmiş gibi bir yaklaşımı oluyor.
Ama iktidarın kadınlar üzerindeki baskı politikalarına ilişkin çok tartışılması, tepki konulması gereken mühim bir mesele. Tek başına kadın öğretmenlere dönük olmasına karşılık bir öğretmenimiz “Bizi cinsel obje olarak görüyorlar. Tırnağımız, giyindiğimiz, taktığımız... Erkeklerde durum böyle görülmüyor" diyor. Başka bir öğretmen arkadaşım ise bu eğitimler için harcanacak bütçeye tepki gösterip “Tasarruf, tasarruf diyorlar. Buna harcayacaklarına çocuklara ücretsiz yemek versinler” diyor.
Eğitimleri kimin vereceği, içeriğinin ne olacağı ise “Kim girecek eğitime Cemil İpekçi mi?” diye dalgaya alınsa da iktidarın din üzerinden yapacağı makbul kadın baskısı da tartışılıyor.
Tabi tepkiler hep böyle değil. Kimimiz de eğitimde birçok sorun olduğunu bilerek buna nasıl sıra geldiğini anlamlandıramamak ile birlikte “Bazı öğretmenler de suyunu çıkarıyor. Ben de rahatsız oluyorum” diyor. Bunun üzerine “Kimin doğru giyinme algısına göre hareket edeceğiz? “ diye sorunca aslında bu tartışmaların ne kadar yan yana gelmemizi engelleyecek şekilde bizi birbirimizden ayırmanın bir aracı olarak kullanıldığını fark ediyoruz. Aynı zamanda müfredatla çocuklara yapılmak istenenin bu uygulamalarla öğretmenlere de yapılmaya çalışıldığı konuşuluyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.