Işıltılı hayatlar!
Emekli olmak zorlaştı, emekli kalmak daha da zor. Geçinmek mi? O artık hayal. Bu ışıltılı hayatı siz seçtiniz (!)

1997 Temmuz ayında işe başladım. Daha doğrusu SSK’lı olarak çalışmaya başladım; aslında 1993 yılında çalışmaya başlamıştım. O dönem SSK’lı kadın çalışanlar için 3 bin 600 prim gün sayısı ile emekli olunuyordu. Yıllar içerisinde prim gün sayısı 5 bin 400 oldu. Tam emekli olacağım yıl yeniden düzenlenerek 5 bin 900 güne yükseltildi. Git gide konudan uzaklaştığımı hissediyorum. 

2000 yılında emekliliğin kademeli olarak yükseltilmesi yasası çıktığında sendikalar ve sivil toplum kuruluşları buna itiraz edip bu yasa ile ancak “mezarda emeklilik” olur demişlerdi. Geldiğimiz son durumda mezarda da emekli olamayacağız galiba. Öyle bir yasa çıkardılar ki ne emekli olabiliyoruz ne de emekli olunca insan gibi yaşayabiliyoruz. Sahi bu çıkan yasalar kimin için çıkarıldı? Prim gün sayısının yükseltilmesi kimin işine yaradı? Kim mutlu oldu bu yasalar çıkınca? Yani bir devlet halkının rahatı, mutluluğu için çalışmazsa kim için çalışır çabalar? Bunlar aklımdaki deli sorular da değil, düz mantıkla soruyorum: neden? Bence hepimiz cevabını biliyoruz. 

Mevcut çalışma koşullarında kadınlar daha zor emekli oluyor. İlk zorluk işe girerken başlıyor: “Yeni evlisiniz, siz şimdi çocuk yaparsınız.” (Yok canım yapmam, ne yapacağım çocuğu, çocuk ne yaaaa! Hayatım feda olsun size, ben siz nasıl isterseniz öyle yaşarım.) Bu ilk engeli bir şekilde aşınca geliyoruz ikinci uzun atlamalı engele: kriz anında işten çıkarılanların başında geliyoruz. Yok efendim zaten kocaları çalışıyor evi geçindiriyor, kadın işten çıkarsa bir şey olmazmış, evin reisi erkek çalışmalıymış. 

Hadi dram yaratmayayım sorunların üstünden atlaya atlaya geliyorum. Sonunda geldik emekliliğe. Ohhh be! Sonunda başardık. DİSK raporuna göre AKP ilk iktidara geldiğinde 1,5 milyon emekli iş arıyorken bugün bu sayı 8 milyona çıkmış. (Tabii ki bu artış nüfus sayısı ile açıklanamaz, düpedüz fakirleşmişiz) 

Emekli oldukkkk! Son yapılan temmuz ayı ara zammı ile en düşük emekli maaşı 16 bin 881 TL oldu. Hiç hesap kitap yapmayacağım, bu para ile kimse geçinemiyor, mecbur bir iş bulup yeniden çalışacağız. Zar zor daha düşük ücretle yeniden çalışmaya başlayalım, hayda bu sefer ilk işten çıkarılanlar arasındayım. “Sen nasılsa emeklisin, bir gelirin var, o yüzden ilk seni çıkaracağız.     Gene kaldık mı 16 bin 881 TL’ye. Ama enseyi karatmayalım, kararlıyım bu yazıda dram olmayacak.

Bir düşünelim bakalım. Mesela hiç tatile gitmesek? Arada sinema, tiyatro ve konsere gitmesek! Dışarıda yemeğe çıkmasak! Eve yemekli misafir davet etmesek! Kışın ısınmak, yazın serinlemek istemezsek! Temel gıdayı biraz azaltsak! Kıyafet falan almazsak! Ev kirasını da birkaç aile birleşip kiralarsak geçiniriz beeeee! Siz de abartıyorsunuz yani.

Hem unutmayın bu ışıltılı hayatı siz seçtiniz!

Emekli çalışan 2 milyonu aştı
Ekonomim gazetesine göre, TÜİK’in işgücü istatistiklerine göre Nisan 2025 itibariyle işsiz sayısı 3 milyon 41 bin kişi. Nisan SGK verilerine emekli olduğu halde kayıtlı çalışan kişi sayısı 2 milyon 139 bin 711. Başka bir deyişle emekli olanlar çalışmasa, işsizlik yüzde 2,6’ya düşecek.  EYT sonrası emekli olanların büyük kısmı ise çalışmaya devam etti. Bunlar içinde çok sayıda kayıt dışı çalışan olduğu tahmin ediliyor. Kayıt dışı çalışanlar bir yana, emekli olduğu halde kayıtlı çalışanlar Sosyal Güvenlik Destek Primi ödüyor. SGK verilerine göre Nisan ayında bu kapsamda çalışan kişi sayısı 2 milyon 139 bin 711 kişiye ulaştı. 2017 itibariyle bu kapsamda çalışan sayısı 713 bin 571 kişiydi.

Görsel: Canva Pro Yapay Zeka

İlgili haberler
DOSYA: Kadınların emeklilik hakkı ve doğum borçlan...

Doğum borçlanması yine gündemde... Emekli olmak için gereken yaşı doldurdunuz. Ama prim gün sayısını...

İşçi kadınların gerçeği: Yaşamak için “Ali Cengiz”...

'Kadınlar bir nevi hiçbir zaman kazanamayacakları bir kumar oyunu oynuyorlar ancak her zaman kazanan...

Fabrikadan ibaret bir hayat, hayat mıdır?

'Yoksulluğun ve fazla çalıştırılmanın bir sonucu olarak, işçi kadınlar tüm yaşamlarını fabrikaya ada...

'Zeytin ağaçlarına sarılacağız, topraklarımıza sah...

Köylüler Maden Yasasına karşı mücadelede kararlı. “Zeytin bizim için çok önemli. İnsanların gelir ka...

Altı ay zamsız çalışmak değil de iş yavaşlatmak mı...

'Kendilerine gelince hiçbir şeyden tasarruf yapmazken işçilere “Tasarruf yapın, zam istemeyin” diye...

Aile yılında Ülker Abla’yı hatırlamak

Ülker Abla’nın hikâyesi, bizim bildiğimizi sandığımız evlerin duvarlarını yeniden düşündürürken Gült...