GÜNÜN İSYANI: Mağdur edebiyatı yapmandan sıkıldık Ahmet Kural!
Sıla’yı şiddete maruz bırakan Ahmet Kural yaptığı savunmalar ve açıklamalarla mağdur edebiyatı yapıp hem yargıdan paçayı sıyırmaya hem de itibarını toparlamaya çalışıyor.

Nicedir kadınların yaşamlarının dört yanını kuşatan şiddet belası Sıla ile toplumda kitlesel bir tepkiye yol açtı. Ahmet Kural tarafından 45 dakika boyunca şiddete maruz kalan ve vücudunda morluklarla savcılığa şikayette bulunan Sıla’nın açıklaması kadınlara ‘sessizliğin çözüm olmadığını’ gösterdi. Kadınlar da Sıla’ya yalnız olmadığını... Ancak çıban yine patladı bir yerlerde! Ahmet Kural her şiddet olayında özür dileyen, pişmanlık göstererek iyi hal indirimlerinden yararlanmaya çalışan, “ama o da bana böyle yaptı” diyerek tahrik unsuru yaratmaya çalışan erkekler gibi, açıklaması ve savcılıktaki ifadesiyle o koca erkek güruhun özetini sergiledi. Alışık değil miyiz bunlara? Elbette alışığız. Görmedik mi sanki? Elbet ve ne yazık ki çokça gördük...

Kısaca bakalım yakın zamanda nerelerde gördük bunları:

* İzmir’de, Funda Gülmez’i vahşice öldürüp cesedini naylon poşete saran katil Ümit Şentürk’e “kravat taktığı” ve “maktulun annesinden özür dilediği için” iyi hal indirimi verildi.

* Elena Carnelia’yı darbederek öldüren İbrahim Timur’a yine kravat taktığı için iyi hal indirimi verildi.

* Feray Şahin’i öldüren polise ‘yanlışlıkla’ olduğu gerekçesiyle iyi hal indirimi verildi.

* Değer Deniz’in öldürülmesine ilişkin davada hakim karşısına çıkan sanık, sevgili olduklarını ve cinayeti “erkekliğine hakaret edildiği için” işlediğini iddia etti.

Say say biter mi? Mahkemelerde özür dileyenler, pişmanlık gösterenler, kravatını takıp jilet gibi giyinen bu failler erkek yargının “nimetlerinin” farkında tabii. Ahmet Kural da hem kamuoyu önündeki itibarını kurtarmak hem de yargı önünde “paçayı sıyırmak” için bu yolu kullanıyor!

Her açıklamasında “Sıla öyle bir şey yaptı ki dayanamadım” mesajı vererek “tahrik unsuru” yaratmaya çalışan Ahmet Kural bununla da kalmıyor, bilekleri morluklar içindeki Sıla için “Sıla bileklerimi tuttu, ben ellerimi çekince düştü” diye absürd bir savunma yapıyor. Ahmet Kural’ın bu sözlerini ise tanıkların ifadesi çürütüyor: “Gece saat 04.00 sularında Kural’ın evinden tartışma sesleri gelmeye başladı. Bir kadın ile bir erkeğin tartıştığını hatta erkeğin kadına bazen tokat attığını duyuyorduk. Bu kişinin Sıla olduğunu bilmiyorduk. Ayrıca Ahmet Kural’ın çeşitli küfür içerikli sözleri de duyuluyordu. Yaklaşık bir saat sonra bir araç sesi duyduk. Kadın evden çıkıp araca bindi ve sesler kesildi.”

Bu sözlerle Ahmet Kural’ın “sinkaflı kelimeler kullanmadım” savunması da, “şiddet uygulamadım”, “45 dakika sürmedi” savunması da suya düşüyor haliyle.

Her ne kadar kimi yönleriyle rahatsız edici olsa da meselenin magazinsel yönüyle de büyümesi yine de şiddeti görünür kılmaya vesile oldu. Ve evet buradaki en önemli gücün kadın dayanışması olduğu da daha da görünür hale geldi. Çok güçlü ve ünlü bir kadının maruz kaldığı şiddette de, yoksul bir kadının uğradığı şiddette de kurtarıcı ve çok önemli bir unsur kadın dayanışması...

Geçmişte de gördük, şimdi de görüyoruz ki; güçlü olan güçsüze hükmediyor, eşitsizlik uçurumu büyüdükçe büyüyor; iktidar, erkek ve koca bir sistem eş güdümlü çalışıyor. Kadınlar evde, işte, yaşamlarının her alanında mülkiyetleştirilip sömürülüyor. “Benimsin vururum” zihniyetiyle “o da bana kaldıramayacağım şeyler söyledi” zihniyeti gibi eş güdümlü hem de... Bu bakış açısının ve yahut zihniyetin yansımalarından biri de Sıla-Ahmet Kural olayı işte. Sonra “Erkeklik” ve muhafazakar toplum ilişkileri kadının karşısına böyle "özür dilerimler, pişmanımlar, tahrik ettiler” gibi sözlerle kadını bir anda suçsuz duruma düşürmeye çalışıyor ya da “helalim, beni duvardan duvara vurabilir” de dedirtiyor.

Şiddetin türlü türlü biçimlerini her gün farklı örneklerle gördüğümüz şu vahşet dünyasında dayanışmanın, mücadelenin, böylesi güzelliklerin de hükmü var neyse ki. Bu bize 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününe giderken en büyük güç olsun... Sıla için; şiddetle, işsizlikle, sömürüyle, yoksullukla mücadele eden ve sözünü söylemekten bertaraf edilmek istenen tüm kadınlar için umudumuz ve mücadelemiz baki olsun...

Edit: Haa bu arada söylemeden edemeyeceğim; “Sıla’nın yanındayım” diyen mafyatik Arda Turan! Sen bi sus!

İlgili haberler
Ahmet Kural’a üç ay uzaklaştırma!

Şarkıcı Sıla, şiddet gördüğü sevgilisi Ahmet Kural hakkında şikayetçi oldu. Kural’a üç ay uzaklaştır...

#SeninleyizSıla peki nasıl?

Hepimizi güçlendirdiğin, yüreklenmemize neden olduğun, sustuklarımızı, sessiz kaldıklarımızı hatırla...

Erkekler… Erkeklik

Cinsel saldırı faili olan Arda Turan ‘Sıla’nın yanındayım’ dedi. Mustafa Ceceli dayanışma mesajı gön...