Gizlilik kararları ihlal ediliyor, kadınlar şiddetten korunmuyor!
Şiddet gerekçesiyle gizlilik kararı çıkaran kadınlar sistemin açıkları nedeniyle ölümle burun buruna yaşıyor. Bunlardan biri de Perihan.

2023 yılının ilk 6 ayında Türkiye’de 148 kadın, kadın cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi. Koruma, uzaklaştırma kararlarına rağmen şiddetten korunmayan kadınların yaşamı gizlilik kararları alsalar da ihlal ediliyor. Bu kadınlardan biri de Perihan*. 6284 sayılı Kanun kapsamında gizlilik kararı çıkaran Perihan bir gün iş çıkışı eşini işyerinin önünde bulmuş. Perihan’ın iddiası eşinin polis kardeşinin bilgilerine ulaşması olasılığı. Ve bugün sistemin açıkları nedeniyle pek çok kadın gizlilik kararlarına rağmen ölümle burun buruna yaşıyor. Yaşadıklarını Perihan’dan dinleyelim…

Perihan 7 yaşından itibaren 28 yıl İsviçre’de yaşamış, iki buçuk yıl öncesine kadar. İsviçre’de yaptığı evlilikten bir çocuğu olmuş. Boşandıktan sonra biraz İsviçre’de biraz Türkiye’ye kaldığını söylüyor. 2021 mart ayında İsviçre’ye gitmek için bilet almak istediğinde Türkiye’de yaşayan erkek arkadaşı engel olmuş, ilk şiddet de o gün başlamış. “Elimden telefonu aldı kırdı, ‘Sen oraya çocuğunu görmeye değil eski eşini görmeye gidiyorsun’ gibi şeyler söyledi. Uzun süre beni evden çıkartmadı ve şiddet devam etti. Oradaki oturumumu da kaybettim. O kadar baskı görüyordum ki, evlenmeye zorladı. Türkiye’de kaldım, gidecek başka bir yerim de yoktu, aralık 2021’de evlendik” diyerek yaşadıklarını anlatan Perihan, evlendikten sonra da baskı ve şiddetin devam ettiğini ifade ediyor.

BİTMEYEN BASKI VE ŞİDDET, KADIN DAYANIŞMASIYLA ŞİDDETTEN KURTULUŞ…

“Eşim bir dönem dükkan işletiyordu. Beni de götürüyordu yanında, hiç yanından ayrılamıyordum. Telefonumu kırdığı o günden sonra uzunca bir süre telefon edinmememe de izin vermedi. Evde tek başıma kalamıyordum, şiddet gördüğümde, yardım istediğimde kimse müdahale etmiyordu. Şiddetten dolayı ağzımdan burnumdan kan geliyordu ama kimse çıkıp da polisi aramadı. Pandemi sonrasında işler kötüye gidince beni dükkanda bırakıp kargo şirketinde çalışmaya başladı. Etraftaki esnafları tembihlediğini, kaçmaya kalkarsam, polis haber verirsem beni öldüreceğini söylüyordu, tehdit ediyordu. Bir süre çok korktum ama sonra bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Haberlerde de görüyordum bir taraftan, kadınlar polise gidiyor polis eşiyle uzlaştırmaya çalışıyor falan. Kötü bir şey olmasından endişe duysam da komşu bir kadın esnafın aracılığı ile Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ile tanıştım. Onların yardımıyla sığınma evine gittim. Haziran 2022’den mart 2023’e kadar farklı sığınmaevlerinde kaldım. Psikolojik destek de alıyordum. Çalışmam gerekiyordu bir taraftan. İş bulmuştum fakat çalışma saatleri ile sığınmaevine giriş saatleri uymadığı için belediyenin kadın dayanışma merkezine geçtim. Mart ayının başında çalışmaya da başladım. 15 gün sonra ise eşim beni bulmuştu, işyerimin önüne geldi.”

GİZLİLİK KARARI EŞİNİN ONU BULMASINA ENGEL OLMUYOR
Eşine onu nasıl bulduğunu sorduğunda “SGK üzerinden” cevabını alsa da eşinin kardeşinin polis olması nedeniyle bulmuş olacağını düşünüyor. “Beni ikna edip eve götürdü, ancak şiddet devam etti. Birkaç hafta önce tekrar ayrıldım evden. Şimdi bir yakınımın yanında kalıyorum. Çalışmaya başladım yeniden, evden çalışıyorum. Şirket merkezi İzmir olduğu için de adresimi bulamayacağını düşünüyorum” diyor Perihan. Boşanma davası ise çekişmeli olarak devam ediyor…

*Güvenliği nedeniyle kadının ismi değiştirilmiştir.

‘SİSTEMDE YAŞANAN SORUNLAR KADINLARI DAHA BİR KEZ DAHA MAĞDUR EDİYOR’

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsü Ebrar Nefes| Fotoğraf: Kişisel arşivi

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsü Ebrar Nefes gizlilik kararına rağmen kadınların bilgilerine erişilmesine ilişkin Türkiye’de işleyen sistemi şu sözlerle yorumluyor: “Türkiye’de birçok teknolojik araçla e-devlet, MHRS gibi sistemlerdeki bilgilerimize hızlıca erişebiliyoruz, bu sistemlerin hayatı kolaylaştıran yanları olduğu gibi, şiddetten kaçan, risk altında olan kadınların durumlarını daha da zorlaştıran şeyler ortaya çıkabiliyor. Gizlilik kararı tam da bu resmi kayıtlarda bilgilerin gizlenmesi ve kimseyle paylaşılmaması anlamına geliyor ve bunlar 6284 sayılı Kanun kapsamında verildiği için geçici tedbir kararları oluyor. Bir kadın gizlilik kararı aldığında resmi kayıtlarda hiç kimsenin kadının bilgilerine erişememesi gerekiyor, ancak bazen bu durumdan dolayı kadınlar zorluklar da yaşayabilir. Bazen hastanede muayene olamıyor, çünkü gizlilik kararının nasıl işleneceğini oradaki kişi bilemeyebiliyor ve hastanın kaydı açılamamış oluyor. Ya da çocukları için kadınlar okul kaydı yaptırmakta zorlanabiliyor… Gizlilik kararlarının işletilmesi ile ilgili sorunlar da yaşıyor ayrıca. Olması gereken ise sistemde kadının bilgilerinin gizli olması, kimseyle paylaşılmaması, bununla birlikte kadının kendi işlerini rahatlıkla kendinin halledebilir olması.”

‘TÜM KAYITLARDA BİLGİLER GİZLİ TUTULUR’

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Sözcüsü Avukat Birsen Baş Topaloğlu| Fotoğraf: Kişisel arşivi

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Sözcüsü Avukat Birsen Baş Topaloğlu ise gerekli bulunması hâlinde, 6284 sayılı Yasa kapsamında alınan tedbir kararı ile birlikte şiddet mağdurunun talebi üzerine veya resen, şiddet mağdurunun ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgileri ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgilerinin tüm resmi kayıtlarda gizli tutulmasına kararının verilebileceğini söylüyor. “Gizlilik kararı verildiğinde korunan kişinin, Milli Eğitim Bakanlığı, Merkezî Nüfus İdaresi Sistemi, Sosyal Güvenlik Kurumu, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi, kolluk, bankalar, sağlık kurum ve kuruluşları ve benzeri tüm kayıtlardaki bilgileri gizli tutulur” diyen Topaloğlu, gizlilik kararı verilmesi halinde korunan kişiye yapılacak tebligatlarda ŞÖNİM’e ait adres bilgilerinin kullanılabileceğini belirtiyor. Topaloğlu şöyle devam ediyor: “Korunan kişi hakkında gizlilik kararı verilmesi halinde, karar ŞÖNİM müdürü aracılığıyla tedbir kararının uygulanacağı yer nüfus müdürlüklerinde ilgilinin nüfus kaydına işlenir. Gizlilik şerhinde kararı veren mercinin adı, kararın tarih ve sayısı bulunur. Bu durumda korunan kişilerin resmi başvuru, iş ve işlemlerinin yapılması sırasında adres beyanı istenilmez.”

‘GİZLİLİK KARARININ İHLALİ BİR SUÇ’
Ebrar Nefes, gizlilik kararının bir kadının hayatını devam ettirmesine engel olmaması gerektiğine de dikkat çekerken, kadınların özellikle hastaneye gitme ve çocuklarına okula yazdırma sürecinde zorlandığını söylüyor: “Kadınlar daha çok bu tarz sıkıntıları dile getiriyorlar. Bütün bunların yarın kadınların hayatını zorlaştırmayacak şekilde olması gerekiyor. Bir gizlilik varsa da bu kadının dışında başka hiç kimseyle paylaşılmamalı, kadının bilgilerine erişilmeyecek şekilde muhafaza edilmeli. Sistem işlediğinde o gizlilik sağlanabiliyor fakat işte bazen kamu görevlileri ya da başkaca sistem açıklarıyla gizlilik kararı ihlal edilebiliyor.”
Birsen Baş Topaloğlu ise gizlilik kararının kadının şiddet failinden korunması için çok önemli kararlardan biri olduğunu dile getiriyor ve ekliyor: “Ancak uygulamada birtakım sorunlar yaşanıyor. Kurumlara direkt başvurduklarında kurumlardaki kişilerin bilgi yetersizliği nedeniyle kendileri de işlemi yaptıramama durumuyla karşılaşabiliyorlar. Bu durumda gizlilik kararının kadının elinde olması gerekiyor. Yine müşterek çocuk varsa bu çocukla ilgili de gizlilik kararı alınması lazım. Bu bazen alınmıyor veya mahkeme vermiyor. Eğer alınmamışsa e-devlet sistemindeki aksaklıklar nedeniyle şiddet faili çocuk vasıtasıyla dolaylı yoldan bilgilere ulaşabiliyor. Bu da kadın için büyük risk teşkil ediyor. Sağlık Bakanlığının da MHRS sisteminde bir aksaklık vardı. Bu da gizlilikle ilgili sorun yaşanmasına neden oluyordu. Bildiğim kadarıyla şu an bu giderildi.” Alınan gizlilik kararına rağmen bu bilgileri hukuka aykırı olarak başkasına veren, ifşa eden veya açıklayan kişilerin Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca cezalandırılacağı bilgisini de veren Topaloğlu şöyle devam ediyor: “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır hükmü var. Bu suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu durum tedbir kararına da aykırılık teşkil ettiğinden şiddet faili ayrıca tedbire aykırılıktan da cezalandırılır.”


İlgili haberler
6284 ve AK Partinin Kadın Politikasının Mimarisi

AKP, Kadın politikasının mimari algısından neoliberal girişimci kadınlardan, muhafazakâr-dindar-tari...

GÜNÜN BELGESELİ: 6284

Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği tarafından hazırlanan “Bu Kalabalığı Hatırla” belgesel...

6284 patronun sendikal çalışmayı engellemesi için...

Kadınları korumayan yargı, patronun sendikal faaliyeti engellemesi için mahkemenin amacı dışında 628...