EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros: Gücümüz dayanışma, çare mücadele
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne giderken Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’la kadınların karşı karşıya olduğu tabloyu konuştuk.

Pandemiyle birlikte yaşanan ekonomik krizin daha da derinleşmesi, zamlar, haklara dönük saldırılar, vahşileşen şiddet tablosu içinde kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne gidiyor. Emek Partisi de bu süreçte mahallelerde, evlerde, iş yerlerinde, kampüslerde her yaştan kadınla bir araya gelip dayanışma ağlarını örüyor, tartışmalar yürütüyor. Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’la kadınların karşı karşıya olduğu tabloyu, 25 Kasım’ı, hazırlıklarını konuştuk.

Geçen yıl 25 Kasım’a pandemi koşullarında girildiğini, geçim ve işsizliğin katlanılamaz hale gelmesinin kadınların yüklerini daha da arttığını söyleyen Barbaros, bu süreçte iktidarın aldığı tüm kararların kadınların hayatlarını daha da zorlaştıran ve haklarını geriye götüren kararlar olduğunu kadınların daha çok tartıştığına dikkat çekti. “Bu 25 Kasım’ı bir öncekinden farklı kılan bir şey daha var; İstanbul Sözleşmesi’nin ortadan kaldırıldığı koşullarda giriyoruz biz 25 Kasım’a. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği temmuz ayından beri 200’ün üzerinde kadını kadın cinayetlerinde yitirdik. Kadınlar artık kendilerini şiddete karşı daha savunmasız hissediyor. Bu kötü tablo karşısında bugünü farklı kılan bir şeyin daha altını çizmeliyiz; o da dayanışma. Yaptığımız çalışmalar bize kadınların yan yana gelme konusunda daha istekli olduğunu gösteriyor.” Barbaros “Kadınlar enflasyonun, açıklanan rakamların gerçek rakamlar olmadığını ya da AKP iktidarının kadınların haklarını tırpanlamasının yarattığı sorunları somut olarak yaşıyor. Bu somutluk “Ne yapabiliriz, bundan nasıl çıkarız” sorusunu daha çok sordurtuyor” diyerek kadınların bir yol ve mücadele aracı arayışında olduğuna dikkat çekti.

Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros| Fotoğraf: Ekmek ve Gül

‘ZORLUKLARA KARŞI KADINLAR GÜÇLENMENİN YÖNTEMLERİNİ ARIYOR’

Barbaros, kadınların hayatta kalabilmek için dayanışma ve mücadeleye duyduğu ihtiyacı şöyle özetledi: “Mahallelerde, iş yerlerinde, kampüs ve yurtlarda yaptığımız etkinliklerde şunu görüyoruz; kadınlar hayatta ve ayakta durabilmek için binbir yöntem tartışıyor. Ekonomik koşullar kadınların toplumsal baskıları da katmerli yaşamasına neden olurken, kadınların bir arayış içine girmesine de neden oluyor. Dayanışma olanakları yerelleştikçe, kadınların üç kişi, beş kişi yan yana gelmesine hak ettiği değer verildikçe bu arayışın bir mücadele aracını yaratma eğilimine dönüştüğünü de görüyoruz. Mahallelerde, okullarda, yurtlarda, iş yerlerinde irili ufaklı birlikler kurmak, var olanları genişletmek, daha fazla kadına ulaştırmak bu 25 Kasım’da en çok çaba gösterdiğimiz şey oldu. Kadınların yerelleşen, kendilerini parçası hissettiği, ortak dertler konusunda çözüm olanaklarını tartıştığı birliklere ihtiyacı hayati bir ihtiyaç. Hayati, çünkü dayanışma ve mücadele artık gerçek anlamda hayatta kalmanın tek yolu bu şiddet, yoksulluk ve işsizlik ortamında.”

‘YOKSULLUK KADINLAR İÇİN BAŞLI BAŞINA BİR ŞİDDET’

İşyerlerinde de tacizin, şiddetin, mobbingin arttığına işaret eden Barbaros, kadın işçilerin işten atılma kaygısını daha ağır yaşadığını, daha fazla denetimle karşı karşıya kaldığını söylerken, kadınların çalışma koşullarının ağırlaşmasının, mesailerin artmasının da bir şiddet olduğuna dikkat çekti ve yoksulluk, geçim sıkıntısı ve kaygılar arttıkça evdeki şiddetin de katmerlenerek arttığını söyledi.

‘GENÇ KADINLARIN ÖFKESİ DE MÜCADELE EĞİLİMLERİ DE ARTIYOR’

Genç kadınların öfkesinin ve mücadele eğilimlerinin yaptıkları her çalışmada elle tutulur somut bir hale büründüğüne dikkat çeken Barbaros, dayatılan geleceksizlik tablosunu kabul etmemek için genç kadınların üniversitelerden liselere, mahallelerden iş yerlerine yapılan çağrılara bir başka kadın arkadaşını da yanına alarak yanıt vermesinin önemine vurgu yaptı. “Genç kadınlar kendilerine dayatılan işsizliğin, aile baskısının, ucuz iş gücü olma, iyi bir eğitim alsa dahi kötü işlere mahkum olma halinin öfkesini yaşıyorlar. İktidarın bu gerçekleri görmeyip hatta dalga geçer gibi yaptığı her açıklama bu öfkeyi arttırıyor. Genç kadınlar her kadın cinayetinde, her taciz haberinde ‘Öldürülen kadınlardan bir tanesi ben olabilirim’ endişesi yaşıyor, geleceksizlik dayatmasının duygusal ilişkilerde de kendilerine şiddet olarak döndüğünü tartışıyorlar. ‘Kendimi yalnız hissetmek istemiyorum’ diyen çok sayıda genç kadının özellikle bu sene liselerde, üniversitelerde kadın dayanışma topluluklarına katılımı ve yaratıcılıkları çok dikkat çekici. Bu, biriken öfkenin akacak bir mecra bulduğunda hızla örgütlenmeye dönüştüğünün de göstergesi.”

‘DEVLET KENDİ ELİYLE MÜLTECİ KADINLARI ŞİDDETE MARUZ BIRAKIYOR’
Göçmen mülteci kadınlar açısından ise tablonun çok daha vahim bir hal aldığına dikkat çeken Barbaros, “Türkiye ucuz iş gücü cenneti olarak değerlendiriliyor ve göçmenlere, mültecilere ilişkin şiddet çok daha fazla. Bu milliyetçilikle kışkırtılıyor aynı zamanda. Bugün Türkiyeli kadınlar açısından çalışma ve yaşam koşulları ne kadar zorsa göçmen ve mülteci kadınlar için iki katı zorluk taşıyor. Hem dil problemi var hem haklar yok, nereye başvuracağını bilmemek var. Bu bile devletin kendi eliyle yaptığı bir şiddet. Hor görülme, taciz, tecavüz, cinayet… Göçmen ve mülteci kadınlar açısından geleceksizlik, belirsizlik çok daha net bir durumda” diye konuştu.

‘YOKSULLUK DA ŞİDDET DE KADINLARIN KADERİ DEĞİL’
Her yerde kadınların yan yana gelmesi için büyük küçük demeden buluşmalar gerçekleştirdiklerini, bu buluşmaların yalnızca sorunları konuştukları değil, çözüm için nasıl daha fazla kadınla yan yana gelineceğinin planlandığı buluşmalar olduğunu anlatan Barbaros, “Sadece evlerde, iş yerlerinde, sendikalarda toplanma değil kadınların sokakta olmaya da ihtiyacı var. Bize dayatılanlar karşısında seçeneksiz değiliz, seçeneğimiz birliğimiz, gücümüz dayanışmamız, çaremiz birliğimiz” diyerek tüm kadınları bulundukları kentlerde 25 Kasım günü yapılacak eylemlere katılmaya çağırdı.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bakırköy grev alanında 25 Kasım forumu: Güvenceli...

Bakırköy Belediyesi'nde grevde olan kadın işçiler Ekmek ve Gül ve Belediye İş Sendikası İstanbul 2 N...

Pendikli kadınlar: Bizi bir kahraman kurtarmayacak...

Pendik’te kadınlar Kavakpınar ve Esenler Mahallelerinde 25 Kasım öncesi gerçekleştirdiği buluşmalarl...

İl il 25 Kasım eylemleri

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Gününde kadınlar Türkiye’nin dör...