Funda Bakış ismini son dönemde çokça duymuşsunuzdur. Özak Tekstil direnişinde öne çıkan kadın işçilerden biri olarak önce; sonra “Emeğin mücadelesinden emeğin adaylığına” diyerek Emek Partisi'nin Urfa Haliliye’de belediye başkan adayı olmasıyla… 31 Mart’ta belediye başkanı seçilemedi ama çalışmalardan çok şey kaldı geriye hem Funda hem de Emek Partisi için. Diyarbakır’da gezerken bir işçi yakını tarafından çevrilmesi ve kutlanması bile o etkiyi gösterir nitelikte.

Onlarca eve girip belki de binlerce işçiyle buluştu Funda seçim çalışmaları sürecinde. 

Peki o çalışmalardan, buluşmalardan bugüne neler kaldı, bundan sonra neler yapacak artık biraz da bunları konuşmanın zamanı dedik ve sohbete başladık.

Funda bugüne kadar AKP’ye oy vermiş bir aileden geliyor. Ancak mücadelesiyle birlikte ailesinin de değiştiğini anlatıyor: “Adaylık konusu mevzu olduğu zaman ailem kabul etmedi, hayır dedi. ‘Tamam Özak’ta mücadele verdin ama arkadaşların tazminat aldı, haklarını aldı, kimi çalışmaya başladı. Senin açından öyle olmadı’ dediler. EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca konuşmaya geldi, ikna etti ailemi. Direniş boyunca o vardı yanımızda, ailem de biliyordu bunu. Aday oldum. 22 yılın sonunda da başka bir tablo verdiler bana. Mücadelemi gördükleri için ben aday olmasam da Emek Partisi'ne oy vereceklerdi. Seçimden sonra arayan akrabalarıma annem ‘Kızımın amacı Emek Partisi'ni Urfa’ya tanıtmaktı, işçi partisini Urfa’ya tanıtmaktı, onu yaptı işte’ yanıtını verdi. Bu bile çok büyük bir kazanım. Düşünün annemin okuma yazması yok, ailem dindar bir aile.”

‘DAHA ÇOK ÇALIŞMA YÜRÜTMEMİZ GEREKİYOR’

Çalışmalar boyunca işçilerin fabrikada çalışırken broşürüyle fotoğraflar attığını, destek mesajları gönderdiğini söylüyor Funda. İlk defa kapısını çaldığı kadının durumuna koyduğu fotoğrafı ve mesajını gösteriyor, “Haliliye Belediye Başkan Adayımız Funda Bakış kazandı, Emek Parti’miz kazandı”. Özellikle kadınların kendini heyecanla karşıladığını belirten Funda, “Çünkü kadınlar, kadın bir adayı görünce çok seviniyordu. Bir de genç birini görünce çok farklı tepkiler veriyorlardı. ‘Kadınsa tamam, ben oy vereceğim. Kadın dayanışması yürütmemiz lazım, istiyoruz ki kadınlar kazansın’ gibi sözler sarf ettiler. Bu gibi şeylerle karşılaştım ve bunlar benim için çok iyi etki bıraktı. Ama mücadele orada bitmiyor. Biliyorum ki seçimden daha çok çalışma yürütmemiz gerekiyor. Çok zorlu bir süreç bekliyor bizi.”

‘HAKKIMIN OLDUĞU HER YERDE SES ÇIKARIRIM ARTIK’

Özak direnişiyle hak aramayı, mücadele etmeyi öğrendiğini belirten Funda, her tür devlet zoruna, patron baskısına rağmen vazgeçmediklerini ve hem bu sürecin hem de adaylığının ona çok şey öğrettiğini dile getiriyor: "Bugün başka bir yerde işe başladığımda, bir haksızlığa maruz kaldığımda, dün belki sessiz kalabilirken şimdi asla sessiz kalmayacağım, kalamam. Sadece orada da değil, hakkımın olduğu her yerde… Bir devlet dairesi ya da belediye, haklıysam konuşmayı bilirim, konuşmam da gerekiyor. Bunu öğrendik, en büyük kazancımız. Onurumuz için savaş verdik, mücadelemiz öz güvenimizi kazanmak için. O direnişi yaşayan birçok işçi kardeşim şunu söylüyor, ‘Birçok yere iş yerine başvuruya gidiyoruz, adamlar kafamızda duruyor, artık baskıya gelemediğimiz için adamları tersleyip çıkıp geliyoruz.’ Çünkü artık uyandılar. İnsanlar artık yıldı, bıktı.”

‘İŞÇİ SINIFI BİRLEŞİRSE HER ŞEY DEĞİŞİR’

Çalışmalar esnasında çokça insanla temas ettiklerinden ilginç şeylerle de karşılaşmışlar. Aklında kalan anekdotları paylaşıyor Funda: “Bir ara nereden baksam 6-7 tane farklı fabrikadan işçilerle bir araya geldik. Öyle denk geldi. Biz tabii hepsinin işçi olduğunu bilmiyorduk. Girdik içeriye. Flo’dan, Anka’dan, Adil’den 5-6 tane farklı fabrikadan işçiler, işçi arkadaşlarımız var, oturduk. Kendimi öyle güzel ifade ettim ki orada, ilk defa kendimi bu kadar güzel, net bir şekilde ifade ettim. Ve karşımdakiler o kadar anlıyor ki beni. Hepimizin derdi, yaşadığı sıkıntı bir. Hepsi farklı sektörlerde işçi, biri ayakkabı üretiyor, biri tekstilde ama fabrika işçisi hepsi. Hepimizin derdi aslında gerçekten de ekmeğimizi büyütmek, ekmeğimiz için mücadele vermek. İnsanlar o kadar çıkmazda ki baskıya, düşük ücrete mecbur bırakılıyor. Urfa gibi bir yerde işsizlik oranı o kadar yüksek ki o işi yapmaya mecburlar. Halbuki hiçbiri isteyerek, severek yapmıyor, bıkmış, yorulmuş, artık tükenmiş… Bildiri dağıtırken bazılarına denk geliyoruz 9 bine, 8 bine, 6 bine çalışıyor. ‘Ne yapayım mecburum, iş yok’ diyor. Hiç yoktan iyi onun için ancak aldığı 6 binler bizi daha çok küçültüyor. Patron ‘Çalışmazsan çalışma, işçi mi yok, işçiden çok ne var’ diyor. ‘Çek git’ diyor. Ne yapıyorsun, mecbur kalıyorsun o işe. Ama işçi sınıfı buna tahammül etmese ve birleşse her şey değişir.”

‘ONLARDAN BİRİYİM’
“Bir zorlukla karşılaştın mı?” diye soruyoruz. “Ben onlardan biriyim. İçlerinden biriyim” cevabını verip devam ediyor: “Urfa’da kadınların yaşadığı zorlukların hepsini ben de yaşamışım. Bir fabrika çalışma koşulları açısından olsun, alışveriş yaparken ekonomik olarak olsun ben de yaşamışım sıkıntılar. Çünkü onlardan farklı bir insan değilim. Kendimi de çok net ifade ettim bu sebeple. Onlar da beni çok iyi anlıyorlardı, tamamen benimsiyorlardı. Yabancı bir insan değilim, farklı bir karakterde değilim, aynı evlerde yaşamışım, lüks içinde yaşamamışım. Farklı bir eğitim almamışım... Hatta sana şunu söyleyebilirim, Urfa’da da böyle bir adaylık görülmemiş. İlk defa işçi, emekçi bir kadın aday. Hem işçi hem kadın. İlk defa böyle bir şey olduğu için insanların tepkisi çok güzel oluyordu. ‘Asıl kadınlar daha iyi yönetir’ gibi yorumda bulunanlar oldu. Azdı ama oldu.”

URFA’DA BİR ŞEYLER KAZANIRSAK, 81 İLDE KAZANABİLİRİZ
“Funda Bakış bu kadar çok mücadeleden geçmiş, bu kadar kısa zamanda böylesi bir aşama katetmişken bundan sonra ne yapacak?” sorumuza güzel bir cevap veriyor: “Emek Partisi çok güzel bir tohum attı Urfa’ya. Bu tohum daha filizlenecek, büyüyecek, gelişecek. Belki Funda Bakış’tan çok çok daha iyisi olacak. Biraz zor olacak tabii, meşakkatli bir yol bekliyor bizi ama olacağına inanıyorum. Sürekli söylediğim bir şey vardı, dedim ki, ‘Biz Urfa’yı alırsak, Urfa’da bir şeyler kazanırsak, bilin ki 81 ilde kazanabiliriz. Çünkü Urfa çok farklı bir yer. Muhafazakar bir yapısı var, feodal bir yapısı var, aşiretçilik bölgesi, tarikat-cemaat bölgesi. Böyle bir bölgede eğer Emek Partisi biraz örgütlenirse, bak biraz diyorum, siz bilin ki çok şey kazanmışsınız. Urfa’da yapmışsanız her yerde yaparsınız. Çok farklı kesimden insanları bir arada toplayan bir il.”

Fotoğraf: Evrensel