İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde çalışan bir doktorun, meme muayenesi sırasında gizlice kadın hastalarını çektiği görüntüleri yabancı bir sosyal paylaşım sitesinde paylaşması kadınların tepkisini çekerken biz de Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri öğrencilerine kendi üniversitelerinde yaşanan bu olaya dair düşüncelerini sorduk. Doktor adayı kadın öğrenciler, tacizin sağlık alanında da görülmesinin kabul edilemez olduğuna dikkat çekerken doktorun serbest bırakılmasına da tepki gösterdi. Öğrencilerin dikkat çektiği bir mesele de; hastaların zaten kadın hastalıklarını söyleme konusunda bile çekince gösterdiği bu olayların onları tedavi olmaktan daha da kaçındıracak etki yaratabileceğiydi.

CEZASIZLIK TOPLUMU SUÇA SÜRÜKLÜYOR

Dokuz Eylül Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi bir kadın “Her şeyden önce bir kadın olarak kabul edilebilir bir durum değil ancak maalesef taciz olayları önü alınamaz bir sıklıkta yaşanıyor. Doktor sıfatı taşıyan bir insanın bunu yapması daha da korkunç. Tıp fakültesinde bize insana kadınlığı ya da erkekliğiyle değil ‘hasta’ gözüyle bakmayı öğretiyorlar. Demek ki bu kişi tıp etiğine dair en temel noktayı dahi kazanamamış” diyerek tepkisini belirtirken, doktorun serbest bırakılmasına ilişkin de “Zarar verenler bunun cezasını çekmiyorlar. İnsanlar artık hukuktan bir şey beklemedikleri için kendi adaletlerini uygulama yoluna gidiyorlar” diyerek cezasızlığın toplumu daha da suça sürüklediğini belirtti.

‘BU OLAY GÜVEN DUYGUMUZU SARSTI’

Bir başka tıp öğrencisi ise “Öncelikle bir kadın olarak 'keşke şaşırsak' diyorum. Ülkemizde çok fazla bu tarz şeyler oluyor; bunun en büyük sebeplerinden biri yeterli cezaların verilmemesi ve bunun önüne geçilecek önlemlerin alınmaması. Ben bir doktorun yanında staj yapıyorum. O bu konularda bir farkındalık oluşturmak için çok çaba sarf ediyor ama halkımız ve yetkili kurumlar bu konularda gerekli tepkiyi vermiyorlar. Bu durumun taciz ve tecavüzleri artırdığını düşünüyorum” dedi.
Bir başka doktor adayı kadın ise “Bizler de hastaneye gelip tedavi oluyoruz. Bu olay öncelikle güven duygumuzu sarstı. Bir kadın olarak kendimi aşağılanmış hissettim ama ülkemizde sadece bu konuda değil kadınlara yönelik saldırılara karşı herkes çok sessiz o yüzden artık şaşırmıyoruz.” “Peki sessiz kalmak bir çözüm mü?” diye sorduğumuzda ise şöyle diyor genç doktor adayı, “Kesinlikle bir çözüm yolu değil ama ben kendi etrafımdaki insanlarla konuşup, tartışıyorum. Kendi çevremde bir şeyleri değiştirmeye çalışıyorum ama toplumun genelinde bakış açısı değişmedikçe kazanım elde edebileceğimizi düşünmüyorum” dedi.

HASTALAR BU OLAYLARIN KORKUSUYLA TEDAVİDEN KAÇINIYOR

İkinci sınıf tıp fakültesi öğrencisi olan bir diğer kadın ise “Kadın hastalarımız öncelikle hastalıklarını daha çok gizlemeye ve örtbas etmeye çalışıyorlar ve bu gibi olayları görerek de daha çok tedaviyi redde gidiyorlar. Hastalıklarını saklayarak semptomlarını belli etmiyorlar. Bazı bölgelerde halk, kadın hastalıkları sebebiyle muayeneye zaten uzak dururken, hastalar bu haberlerle birlikte daha çok tedavi alamaz konuma geliyorlar ve bundan dolayı ölüm oranları artıyor. O kadar eğitim senesi içinde tıp etiği, iletişim teknikleri sürekli konuşulurken böyle bir şey görmek kabul edilebilir gibi değil. İnanmakta zorluk çekiyorum.”
Hemşirelik fakültesi okuyup öğrenci yurdunda kalan bir diğer kadın da düşüncelerini şöyle paylaşıyor; “Bu haberi ilk gördüğümde oda arkadaşlarımdan hiçbirine söyleyemedim, bir sağlıkçı olarak çok utandım. Onlara kendi üniversitem hakkında iyi yorumlarda bulunuyordum; şimdiyse üniversite hastanesi hakkında artık pek iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Kadın toplumun her alanında tacize maruz kalırken, bunun sağlık alanında da böyle olması çok acı verici.”

NE OLMUŞTU?
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesinde bir doktorun muayenesi sırasında kadın hastaların gizli çekilen görüntülerinin bir internet sitesinden yayınlandığı ortaya çıkmıştı. Görüntülerin İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları bölümünde çekildiği ortaya çıktıktan sonra gözaltına alınmış ve serbest bırakılmıştı. Dokuz Eylül Üniversitesinden yapılan açıklamada ise, doktorun açığa alındığı ve hakkında idari soruşturma başlatıldığı belirtilmişti.