HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran deprem sonrasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği sebebiyle kadınların ayrıca mağduriyetler yaşadığına dikkat çekerek, afetin ilk anından itibaren kadınların yaşadığı sorunların tespiti, alınması gereken tedbirlerin, izlenmesi gereken politikaların belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması teklifi verdi.

Kadınların deprem bölgelerinde özgün ihtiyaçlarını karşılayamadığını, güvenli alanlarda kalamadığını, kendilerini ve çocuklarını istismardan korumak adına geceler boyunca nöbet tutmak zorunda kaldığını belirten Başaran; “Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun Türkiye’ye dair verdiği bilgiye göre; deprem bölgesindeki en az 214 bin kadının hamile olduğu ve bu kadınlardan en az 23 bininin çok kısa bir süre içerisinde doğum yapması beklenmektedir. Çok sayıda hastanenin yıkıldığı, kadın doğum servislerinin hizmete kapatıldığı bilgisi basına ve kamuoyuna yansımıştır. Deprem bölgesindeki gönüllülerin beyanına göre önemli eksiklerden biri de kadın görevli sayısının az olmasıdır. Kadın görevli sayısının az olması sebebiyle kadınların ihtiyaçlarını rahatça dile getiremedikleri ve büyük bir sorun yaşadıkları bilinmektedir. Deprem bölgesinde barınma alanlarının kirliliği, temiz suya erişimin olmaması ve hijyen ürünlerine ulaşımda kadınlar açısından sıkıntı olması sağlık sorunlarına sebep olmakta, vajinal enfeksiyonların arttığı belirtilmektedir” dedi.

"KADINLAR GÜVENLİK KAYGISI YAŞAMAKTADIR"

Afet bölgelerinde cinsiyete dayalı şiddete karşı da alınması gereken önlemlerin eksik olduğunun altını çizen Başaran teklifinde şu ifadelere yer verdi; “Şiddete maruz kalan kadınların gidebileceği mekanizmalar deprem öncesinde de görevini yerine getirmediği gibi depremden sonra işlevini tamamen yitirmiş durumdadır. Barınma yerlerinin çoğu açık ve kalabalık yerlerde bulunmakta, bu durum kadınlar ve çocuklar açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Kadınlar toplu çadır kentlere gitme noktasında kaygılarını birçok görüşmede dile getirmiş ve çadırlarında nöbet tuttuklarını belirtmişlerdir. Deprem bölgelerinde ciddi sorunlarla yüz yüze kalan gruplardan bazıları da engelli, mülteci kadınlar ve LGBTİ+lardır. Mülteci kadınlar yardım isteyebilecekleri noktalara güvenlik kaygısıyla gidememektedir. Diğer bir yandan dil bilmedikleri için kendilerini ifade edememekte ve yardımlara ulaşım sağlayamamaktadır.”

"BARINMA VE GİYİNME İHTİYACI SÜRÜYOR"

Engelli kadınların güvenli bir barınma alanına, temel hijyen ihtiyaçlarını karşılamak için özel bir alana herkesten daha çok ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Başaran; “İlaç ve medikal malzemelerinin çoğunun kadınlara ulaşımı da sağlanmamaktadır. LGBTİ+lar ve özellikle açık kimlikli trans kadınlar deprem bölgesinde, dayanışmanın en önemli olduğu günlerde bile eşit muamele görmemekte ve temel ihtiyaçlara erişememektedir” dedi.

“Depremden etkilenen yüzbinlerce kadının hala barınma, gıda, giyim ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak söz konusu ihtiyaçlar dışında kadınların özgün ihtiyaçları olan iç çamaşırı, ped ve hijyen malzemeleri de tam olarak sağlanmamaktadır.

Ayrıca depremlerde yakınlarını kaybeden tutuklu/hükümlü kadınların cenazeye katılma gibi yasal hakları, yakınlarından bilgi alma hakları gasp edilmiştir. OHAL süreci kapsamında verilen görüş yasaklarıyla tutuklu/hükümlü kadınlara işkence edilmiştir” diyen Başaran bütün bunlara dayanarak depremin ilk anından itibaren kadınların yaşadıkları sorunların tespiti, alınması gereken tedbirlerin, izlenmesi gereken politikaların belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması gerektiğine işaret etti.

PED VE TAMPON ÜCRETSİZ OLSUN

Başaran ayrıca Meclise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ün tatil ilan edilmesi ve ped ve tamponun ücretsiz olmasına dair kanun teklifi verdi.

Fotoğraf: HDP