Yerel seçimlerin ardından işten atılan Çiğli Belediyesi işçilerinin 48 gündür sürdürdüğü direniş CHP Genel Merkezi önünde devam etti. Yetkililerden geri dönüş alamadıklarını belirten işçiler, “Bize neden olarak tasarruf tedbirlerini gösterdiler, yaşanan ekonomik sorunların sorumlusu biz değiliz. Bunun sonu işçi kıyımıyla sonuçlanmamalıydı” dedi.
Çiğli Belediyesi’nden “İş veren tarafından haklı sebep bildirilmeden iş akdinin feshi”ni içeren Kod-4 ile 10 Haziran’da işten çıkarılan ÇİBEL Temizlik Hizmetleri ve Çiğli Gıda İnşaat Turizm şirketlerinde çalışan DİSK Genel-İş ve TOLEYİS sendikasında örgütlü 147 işçinin başlattıkları direniş 48 gündür sürüyor. 35 gün boyunca belediye önünde eylem yapan işçilerin bir kısmı direnişi CHP Genel Merkezi önüne taşıyarak 13 gündür nöbet tutuyorlar.
'SENDİKA YANIMIZDA DEĞİL'
İşçilerden Seher Köşktepe, bir kısa mesajla 147 kişinin işten çıkarıldığını hatırlatarak, “Çıkarılanlardan 104’ü kadın. İçimizde hamileler, doğum izninde olanlar, hastalık durumları olanlar, çocuklarını bırakıp gelenler var. Geçtiğimiz salı genel başkanımızla Meclis’te bir görüşmemiz oldu. Bize ilçe belediyelerle görüşüp dönüş yapacağını bildirdi ama o gün bugündür kimseden dönüş alamıyoruz. Milletvekillerini kapıda gördükçe bilgi almaya çalışıyoruz. Kapıda tutup durumumuzu anlatıyoruz. Onlar da aynı şekilde genel başkanın bilgisi dahilinde olduğunu, gerekli görüşmelerin yapılıp bize geri dönüş yapacaklarını söylüyor. Sabırlı olmamızı söylüyorlar ama artık bizim sabrımız kalmadı. Gerçekten zor şartlar altındayız. Sendika yanımızda değil. Yemek, su yardımı yapmadılar. Buraya ilk geldiğimizde, misafirhane için sorduğumuzda, 10 gün önceden söylemeniz gerekiyor demişlerdi. 13 gün oldu, ses yok” dedi.
147 işçinin aynı anda geri alınmasını istediklerini vurgulayan Seher, “Bizi duymuyorlar, duyduklarında da görmüyorlar. Hava serin, geceleri de buradayız. Yağmur yağıyor. Zorlu oluyor bizim için. Bir tecrübemiz yok. Hepimiz birbirimize destek oluyoruz. 12 gündür Ankara’da olup, çocuğunu göremeye gidenler var. Tekrar yanımıza gelecekler. Böyle dönüşümlü bir şekilde direnişi devam ettirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
'HER SEÇİM SONRASI İŞTEN ATILMA KAYGISI'
Seher şöyle devam etti: “Artık bu işçi kıyımlarına son verilsin. Belediyelerde yaşanan, özellikle seçim zamanı verilen kıymet sonrasında hissedilmeyen değer bizi çok yoruyor. İşten çıkarılacak mıyız, mobbing uygulanacak mı, başkan değişti, 5 yıl sonra ne olacak kaygısı yaşamak istemiyoruz. Tüzük de buna da yer verilsin. İşçiler için de bir madde konulsun. Biz seçim zamanı partimizle alakalı çalışan insanlarız sadece seçim zamanı hatırlanmak istemiyoruz. Verilen değeri görüyorsunuz. 13 gündür buradayız. Bu kadar insana kimse değer vermiyor. Pes edip giderler diye düşünüyorlar herhalde. Pes etmeyeceğiz. Buradayız biz.”
'İŞÇİNİN İŞÇİDEN BAŞKA DOSTU YOK'
3 çocuğunun olduğunu söyleyen Fadime Akgül, “Bir çocuğum özel çocuk. Down sendromlu bir çocuk. Kapının önüne atıldık. 12 gündür Ankara’nın ayazında buradayız. Kadınlar burada yerlerde yatıyor. Kartonların üzerindeler. Tuvalet ihtiyacını Ticaret Bakanlığı binasında karşılıyoruz. Burada halk çok duyarlı. Yakında oturanlar kapılarını açtılar. Hijyen konusunda bize destek oluyorlar. Evde çocuklarım tek başına kalıyor. Yanlarında kimse yok. Bu nasıl bir vicdansızlıktır? Sosyal demokrat bir partinin kalkıp kadınlara bunu yapmasını şiddetle kınıyorum. Şu an yanımıza sağından soluna bütün işçi arkadaşlarımız buraya akın ediyorlar. İşçinin işçiden başka dostu yok, bunu anlıyoruz. İşçi kardeşlerimizden, sivil toplum örgütlerinden bize destek geliyor. Yanlarımızda oluyorlar. Bir anne olarak çocuklarımı özlüyorum. Çocuklarımız ağlıyor, bizleri özlüyor. Ama bizler yılmayacağız. Ekmeğimizi alacağız. Çocuklarımın ekmeğini kimselere yedirmeyeceğim” dedi.
'CEVAP ALANA KADAR BURADAYIZ'
Sibel Yıldırım ise, yetkililerden bir cevap beklediklerini söyleyerek şöyle konuştu: “Yetkililerden cevap alana kadar burada kalmaya devam edeceğiz. Biz partiliyiz, emek vermiş insanlarız. Ama bahçeye bile giremiyoruz. Çıkan yetkililerin bizi görmezden gelmesi bize acı geliyor. Eski yönetimin yeni yönetimle olan sürtüşmeleri mi acaba bizi bu boyuta getirdi, bilmiyoruz. Bize söylenen neden, tasarruf tedbiri kapsamında işçi maaşları. Yaşadıkları ekonomik sorunların sorumlusu biz hiç değiliz. Bunun sonu işçi kıyımıyla sonuçlanmamalıydı. Hakkımızı aramaya geldik. Bizi yalnız bırakmasınlar. Artık sesimiz duyulsun.”
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/ Evrensel
İlgili haberler
Çiğli'de kadınlardan zamlara tepki
İzmir'de kadınlar zamları protesto etti: 'Çok kutsanan biyolojik özelliğimiz, ped fiyatlarına gelinc...
Grevdeki Yolbulan işçilerinin aileleri: Çocuklarım...
Yolbulan Metal fabrikasında, 20 Haziran’dan bu yana düşük ücretlere karşı grevde olan işçilerin aile...
İşten çıkarılan belediye işçisi kadınlar: ‘İşten ç...
İzmir’in Çiğli Belediyesinde işten atılan ve mücadeleye başlayan kadınlar anlatıyor: ‘Birleşik bir m...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.