1 Nisan’da dergimiz Ekmek ve Gül’ün Nisan sayısı yayınlandı, 3 Nisan ise ekmekvegul.net sitesiyle buluşacağımız tarihti.
Cumartesi günü yüklendik dergilerimizi, Sincan Ertuğrul Gazi Mahallesi’nde Ekmek ve Gül dergisini dağıtmak için kapı kapı dolaştık. Amacımız, hem Ekmek ve Gül dergisini kadınlara ulaştırabilmek hem de Sincanlı kadınlara sitemizin tanıtımını yapmaktı.
Sabah erkenden buluştuk, çok heyecanlıydık. Kadınlar sitenin açılışını nasıl karşılayacaktı? Siteye destek verecekler miydi? Heyecanımız, onlara da geçecek miydi?
Karaca Sitesinin bahçesinde bankta oturan kadınlara Ekmek Gül’ü verdik, ekmekvegul.net’ten bahsettik. Kadınların yüzü güleçti, gözleri parlıyordu, hemen açıp okumaya başladılar. Böyle bir başlangıç bize moral oldu.
Ve başladık kapıların zillerini çalmaya. Dergimizi verip, sitemizi anlattık. Konuştuğumuz kadınların hemen hepsi sitemizi takip edeceklerini, mektup ve fotoğraflarla da destek vereceklerini söyledi, ayrıca çevrelerine tanıtacaklarının sözünü verdi.

SOHBETİMİZİN ERTESİ GÜN ÇALAN TELEFONLAR...

Evine misafir olduğumuz Aysun, konuşmalarımızın ardından hemen ertesi gün bizi aradı. Bir gün içinde işyerindeki kadınlara sitemizi anlatmış. Çok heyecanlıydı. Aysun, iş ve ev arasına sıkışmış rutin bir hayatı olduğundan yakınarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünden beri düşünüyorum. Bir şeyler yapmalıyım, kendim için, çocuklarım için. Ot gibi yaşadığımı fark ettim. Bu konuda elimden ne geliyorsa yapacağım. İşyerimdeki kadın arkadaşlarla konuştum, hepsi çok iyi karşıladılar. Hem siteyi takip edecekler hem de yazarak destek verecekler.
Bir kadın, “bir merkezimiz olsa” dedi, bir başka kadın “yazılar yazıyormuş, sizi onunla tanıştırayım, işyerimi ziyarete gelin. Ekmek ve Gül dergisini de kadınlara yarın vereceğim.”

YAN BİNADAKİ 1 NUMARAYLA DA KONUŞUN
Sitelerin bahçelerinde, sokakta rastladığımız kadınlarla konuştuk. Kadınların çoğu içlerinde biriktirdikleri sorunlarını ayaküstü anlatmaya başladı. Ekmek ve Gül’le paylaşacakları ne çok şeyleri vardı. Biz; “Hah işte bunları yazın, siteye hepiniz yazabilirsiniz. İsterseniz bizim aracılığımızla da iletişime geçebilirsiniz” diyerek, bunları nasıl sitemizde paylaşabileceklerinin bilgisini vermeye çalıştık.
Devlet dairesinde çalışan Emel, Sözcü ve Evrensel gazetesinin işyeri bilgisayarlarında engelli olduğunu söyledi bize. “Ben zaten biliyorum Evrensel’i, evde internetten okuyorum. Siteyi de takip ederim. Siz, şurada oturan kadınla da konuşun. Yan binadaki 1 numarayla da konuşun” diye çevresinde ilgi duyabilecek kadınlarla da iletişime geçmemizi sağladı.
Çalışmalarımıza devam edeceğiz. Önümüzdeki hafta bir araya gelerek Mahallemizde Ekmek ve Gül grubu oluşturmanın ilk adımlarını atmanın kararını aldık. Kim bilir belki Aysun’un da önerdiği gibi ilerde bir merkezimiz olur. Ekmek ve Gül sitesi Sincanlı kadınların bir araya gelmesinde büyük katkısı olacağının işaretlerini şimdiden verdi.

DERTLEŞE DERTLEŞE, GÜÇLENE GÜÇLENE

Eşinden ayrılan ve çocuklarının yaşının küçük olması nedeniyle çalışmaya ara vermiş olan Hatice de, önce ayrılık sürecinde yaşadığı sorunları paylaştı bizimle, epey dertleştik. Benzer dertleri, kaygıları olan kadınlarla konuşup iç dökmenin ferahlığını yaşadı. Tam da bu ferahlamanın ortasında konuştuk siteyi, anlattık buranın bizim için içimizden geçen her şeyi paylaşacağımız bir mecra olacağını. Bu sohbetin üstüne oldukça heyecanlandı Hatice; “Ben yaşadığım sorunları yazacağım. Böylece benimle benzer sorunları yaşayan kadınlar da kendilerini yalnız hissetmeyecek. Ben de... Birbirimizin yaşadıklarımdan dersler çıkaracağız, buradan iletişime geçeceğiz.”
Evet tam da Hatice’nin anlattığı gibi... Bu site Sincanlı kadınların buluşma noktası olacak!