Boşandığı eşi tarafından silahla vurulan Duygu Şeker: ‘Sesimi duyurmazsam ceza alabileceğini düşünmüyorum’
Duygu Şeker, kendisini silahla yaralayan boşandığı eşinin hakettiği cezayı alması için dayanışma çağrısı yapıyor.

Yargı sürecindeki cezasızlık, İstanbul Sözleşmesi gibi şiddete karşı devlete sorumluluklar yükleyen bir sözleşmeden çıkılması, artan kadın cinayetleri kadınların yargı sürecine güvenini sarsarken adalet talebini diğer kadınlarla yan yana gelerek, daha yüksek sesle görünür kılmanın gerekliliğini artırıyor. 33 yaşındaki Duygu Şeker de adalet talebini yüksek sesle duyurmaya çalışan kadınlardan biri. Duygu Şeker, yaklaşık bir buçuk ay önce kendisini çocuğunun gözleri önünde 5 el ateş ederek öldürmeye çalışan boşandığı eşinin yargılanması ve hak ettiği cezayı alması için sesini duyurmaya çalışıyor: “Avukatlarının tutuksuz yargılanması talebini duyduktan sonra cesaretimi toplayıp sesimi duyurmak istedim çünkü sesimi duyurmazsam ceza alabileceğini düşünmüyorum.”

‘HAYATIMIN YARISINI ALDI’

10 Temmuz’da Duygu Şeker çocuğunu boşandığı eşinden almaya gittiğinde çocuğunun gözleri önünde üzerine 5 el ateş edildi. Olay anını anlatan Duygu Şeker, failin kendisine 5 el ateş etmeden önce çocuğuna silah doğrulttuğunu belirtti: “Silahı tam çıkardığı zaman kızım kapıdan çıkıyordu. Kızıma doğrulttu silahı, ‘annenin yanına inmeyeceksin’ dedi. Ondan sonra bana doğrultup sıkmaya başladı, ben ne olduğunu bile anlayamadım. Evin bahçesine girmeyecektim ama arkadaşı ‘Korkma Duygu, bir şey yapmayacak’ demesiyle girdim. Böyle bir şey olacağını tahmin etseydim girmezdim çünkü beni hayattan almadı ama hayatımın yarısını aldı.” Duygu, “Belki kavga çıkartır diyordum ama silahla beni vurabileceğini hiç düşünmedim. Onun bana o silahı doğrultup sıkarken ki yüz ifadesini gördüm. Azrail’i gördüm ben karşımda açıkçası” diye ekledi. Hastaneye jandarma ifadesini almaya geldiğinde boşandığı eşinin yanındaki arkadaşlarından da şikayetçi olduğunu ifade eden Duygu, “Yanında 3 tane arkadaşı vardı. İki arkadaşı öbür bahçedeydi, biri bana sıkarken yanındaydı. Ben zaten o kurşunları yedikten sonra yığıldım ama bilincim açıktı. Arkadaşıyla birlikte bahçeden atlayıp kaçtığını gördüm” dedi.

Failin şu an tutuklu olduğunu belirten Duygu, “Kendisi gidip silahıyla teslim olmuş, pişman olduğunu dile getirmiş ama avukatları tutuksuz yargılanmasını istemişler. Reddedilmiş ama avukatları uğraşarak çıkartıp tutuksuz yargılanmasını isteyecekler” deyip serbest bırakılmasından korktuğunu dile getiriyor: “Güvenmiyorum. 5 tane acımadan sıkan bir insana kimse güvenmez. Benim 13 senem geçti bana böyle bir şey yapabileceğini tahmin etmiyordum.”

‘BİR SENE YATIP ÇIKMASINI İSTEMİYORUM’

İlk başlarda sesini duyurmaktan çekindiğini belirten Duygu, “Tutuksuz yargılanma talebini duyunca dedim ki tamam. Senin de bir şeyler yapman, sesini duyurman gerekiyor diye karar verdim. Tutuksuz yargılanma talebini duyunca cesaretimi toplayıp sesimi duyurmak istedim çünkü sesimi duyurmazsam ceza alabileceğini düşünmüyorum” diye anlattı. Duygu, “Bir sene yatıp da dışarı çıkmasını istemiyorum. Ölümle burun buruna gelmiş bir insanın tek isteği bu olabilir bence. Hak ettiği cezayı almasını istiyorum. Ben sadece adalet arıyorum. Onun hak ettiği cezayı almasını istiyorum. Bunun için adalet arıyorum, sesimi duyuruyorum” dedi.

‘BENİM YANIMDA OLDUKLARI İÇİN ÇOK MUTLUYUM’

Adaletin sağlanması için sesini duyurma ihtiyacı duyduğunu söyleyen Duygu, deneyimlediği dayanışmayı şöyle ifade ediyor: “Sesimi duyurmak istiyorum. Benim gibi olan insanların yanında olmak, yanımda olmalarını istiyorum. Çoğu kadın yaşıyor bunu. Benimle iletişime geçenler var, kendinden bahsedenler de var. Maddi konuda yardımcı olmak isteyenler oluyor, çok teşekkür ediyorum onlara. Kızıma yardımcı olmak isteyenler oluyor, öğretmenler bile yazıyor. Öğretmen yazdı ona çok mutlu oldum kızıma kitap gönderecekmiş, matematikte takıldığı bir şey olursa bana ulaşsın dedi. Ben maddi açıdan sıkıntıdayım ama ben manevi olarak destek istedim. O desteği de şu an çok iyi alıyorum. Şunu söylemek istiyorum: Benim desteğe en çok manevi yönden ihtiyacım var ve bir sürü insan yazıp bana destek oluyorlar. Desteği de çok çok iyi alıyorum. Benim yanımda oldukları için çok mutluyum.”

İyileşip, kendisi gibi şiddete maruz kalmış kadınların yanında daha güçlü durabilmeyi umduğunu söyleyen Duygu, “Daha güçlü bir şekilde sizlerin karşısına çıkmayı umuyorum. Benim gibi olanların yanında ayakta bir şekilde olurum umarım. Umarım kimse de benim gibi olmaz, sonuncusu ben olurum” diye konuştu.

‘ŞİDDETE MARUZ KALAN KADINLAR SUSMASINLAR, KORKMASINLAR’

Duygu evliliği boyunca sözlü şiddete maruz kaldığından bahsediyor: tehditler, küfürler… “Bir kere el kaldırdı bana, boğazımı sıktı su istedi vermedim diye. Onun dışında kapılara vururdu, küfrederdi, sinirlenirdi. Sözlü şiddetine çok maruz kaldım ama.” Evliliği süresince boşanmayı çok istediğini ama ailesiyle, çocuğuyla tehdit edildiği için yapamadığını söyledi: “Cahildim, küçüktüm, bilmiyordum. Kadınların hakkı şimdi daha fazla. Korkuyordum bana, kızıma zarar verir diye. Kendi canımı düşünmüyordum. O yüzden hiç şikayetçi olmadım. Boşanmak istediğimde bile adım atamadım. İlk kaçıp geldiğimde hamileydim, sonra dedim “Duygu ne olursa olsun bir dön, kocadır.” İkincisinde hep tehditler, üçüncüsünde de korktum, cesaret edemedim. En sonunda da sözlü şiddeti, hakaretleri doldurdu beni, “Gemileri yak Duygu yoksa yakamayacaksın” dedim. Ondan sonra da hemen boşandık. Boşanma sürecinde anlaşmalı boşandıklarını söyleyen Duygu boşanmadan sonra eski eşinin onu rahatsız etmeyi sürdürdüğünü anlatıyor: “Hep benimle uğramaya çalıştı, hep kötülük yapmaya çalıştı. Benim adıma imza atılmış, icra davam var. Bunu da yapan eski eşim. O zaman çalışıyordum avukat tuttum, avukat sürdürüyor bu davayı. Namusumla ilgili söylemlerde bulundu telefonda.”

Kendisi gibi şiddete maruz kalıp korkup sesini çıkaramayan kadınlara sesleniyor Duygu: “Şiddete seslerini çıkarsınlar, korkmasınlar. Ben sözlü şiddete maruz kaldım o bile insanı korkutup kendi kabuğunuza çekilmenize neden oluyor. Belki ben o zamanlar sesimi çıkarsaydım şu anda bu duruda olmayacaktım. Beni örnek alsınlar kendilerine sustuğum için bu hale geldim, onlar susmasınlar, şiddete boyun eğmesinler. Sessiz kalmasınlar! Sessiz kalırlarsa hiç kimse onları duymaz. Bir tek yaşadığını kendisi bilir. Bu elle başlar, bıçakla dürtmeye gider sonra silahla cinayete kadar gider. Haklarını arasınlar, korkmasınlar. İnansınlar ki herkes onların yanında olur. Ben de olurum, benim gibi insanlar da olur, bana yazan mesela çok sayıda insan var belki bini geçen insan var. Emin olsunlar ki onların da yanında olurlar ama seslerini duyursunlar.”

‘TOPARLANACAĞIMA İNANIYORUM’

Duygu’nun kalçalarında kırıkları var, yürümemesi ve sürekli uzanması gerekiyor. Kırıklar yanlış kaynarsa onu sakat bırakabileceğini söyledi. Kalıcı olarak bağırsaklarının yüzde 80’ini kaybetmiş olması beslenmesini çok etkiliyor: “Normal insanlar gibi yiyip içemeyeceğim. Şu anda sadece sıvı tüketebiliyorum: su, meyve suyu, çorba, yemeklerin suyu. Aşırı derecede kilo kaybım var. Bu şekilde de ilerleyecek belki 6 ay, belki bir sene, belki iki sene bu şekilde besleneceğim.” Sağlıklıyken yarım bir insana döndüğünü söyleyen Duygu, “Kendimi iyi hissediyor muyum? Evet ilk zamanlara göre daha iyi hissediyorum. Daha da çok toparlanacağıma inanıyorum. Ölümle burun buruna geldim, ölümün kıyısından döndüm. Çok acılar çektim. Eskisinden daha güçlü olacağıma, daha iyi olacağıma inanıyorum. Kızımın, annemin gücüyle…” dedi.

Hastaneden çıktığı gün çocuğunu karşıladığı gün hissettiklerini ise şöyle aktardı: “Doktorum iyiye gidiyorsun, hayati tehliken yok, taburcu edeceğim’ dedi. O an dünyayı bana verdiler. Çocuğumu halasının yanına vermişlerdi. Onun ailesiyle irtibata geçip ‘ben taburcu oluyorum, kızımı teslim edin’ diye konuştuk. Bizim kızımla hayallerimiz vardı. Beraber gezecektik, yapamadığımız yaşayamadığımız ne varsa onları yaşayacaktık. Ben de kızımı alıp geldikten sonra onları yapmak istiyordum, onu gezdireyim… Ama ben kızımı tekerlekli sandalyede karşıladım. Şimdi mesela sarılmak istiyor, sarılamıyor. Öpmek istiyor, öpemiyor. Canım acısa bile öpmesine izin veriyorum ki şu anda benim bütün bedenim acıyor. Bacaklarım, kollarım, her yerim, yanaklarım, tenim bile ıslak mendille silerken çok acıyor. Ama o öpmek istiyor, sarılmak istiyor, uzun zamandır ayrıyız, onun da onlara ihtiyacı var.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Şiddeti yaşayan kadınlar anlatıyor

Yaşamları boyunca şiddet gören ve şiddeti hâlâ yaşamaya devam eden kadınlar anlatıyor: Böyle sürsün...

Hoş geldin Menekşe!

Menekşe… 12 yaşında evlendirilmiş, altı çocuğuyla yıllarca şiddet sarmalının içinden bir çıkış aramı...

Artık susmayacak kadınlardan korksunlar...

Kadına yönelik şiddet geçmişi olan her erkek ünlü ya da ünsüz korkuyor artık. Korksunlar zaten, kadı...