Bölgede genç kadın işsizliği daha derin!
Malatya ve Adıyaman’dan genç kadınlar işsizlik karşısında paylarına ya göç yolunun ya da evliliğin düştüğünü söylüyor.

Genç işsizliğinin her geçen gün arttığı ülkede, özellikle de bölge illerinde, genç kadınların iş bulması günden güne daha da zorlaşıyor. Malatya’da ve Adıyaman’da görüştüğümüz üniversite mezunu ve üniversite okuyan genç kadınlar da işsizlikle mücadele ederken geleceğe dair umutlarını günden güne daha çok yitirdiklerini anlatıyor, istihdam olanaklarının yetersizliğine de tepki gösteriyor.

Malatya’da yaşayan, uluslararası ilişkiler bölümü mezunu, 26 yaşındaki Leyla Cin, “Böyle bir sistemde iş bulma kaygısı kafamı çok kurcalıyor” diyerek başlıyor sözlerine: “Ülkenin içinde bulunduğu durum her zamanki gibi toz pembe gösteriliyor ancak her geçen gün derinleşen ekonomik krizden dolayı işsizlik kaygımız had safhaya çıktı.”

Genç işsizlik sorununun hem aile hem de toplum içinde sorunlara yol açtığını söyleyen Leyla, “Izdırap nedir bilmiyorlar. Binbir zorlukla okuyoruz ‘mezun oldum’ diye sevinemiyoruz bile. Çünkü önümüzde kocaman hiçlikten başka bir şey yok” diyerek birçok genç kadının kendiyle benzer duyguları paylaştığı ifade ediyor.

‘İŞ YOK DİYE GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALIYORUZ’

İşsizlik sorununun yarattığı göçe değiniyor Leyla: “Aslında işsizlik problemini önlemek için makro ya da mikro düzeyde politikalar uygulanmalı. Genç kesim olarak yeterli istihdam olanaklarının olmaması ve yanlış istihdam politikaları yüzünden mağdur oluyoruz. Şartlar yetersiz olduğu için başka şehirde yaşamak zorunda kalıyoruz. Kendimizi geliştirmek daha kalifiye olmak, il başvurularında öne çıkmak için çabalıyoruz. Türkiye’de liyakatsizlikten kaynaklanan bir işsizlik sorunu mevcut ve bunu yaşamaya devam ediyoruz. Bazı kamu kurumları ya da özel sektör alanları olsun, ehliyet ve liyakata bakılmaksızın torpilin varsa alıyorlar. Gerçi torpili meşrulaştıran bir ülkede liyakati anlatmak ve savunmak o kadar zor ki…”

Leyla, sözünü talebiyle sonlandırıyor, “Biz gençlere bir umut olsunlar ve istihdam sahaları açılsın.”

‘BÖLGEDE İŞ OLANAKLARI YOK, KAYGI ÇOK’

İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Sevgi Özdemir iş kaygısı yaşayan genç kadınlardan. Bölgede iş olanaklarının olmayışının yarattığı sorunları anlatıyor, “Maalesef Türkiye’de binlerce üniversite mezunu genç gibi gelecek ve iş kaygısı yaşıyorum ve dürüst olmak gerekirse önümü göremiyorum. Bölgede iş olanakları dar olmaktan çıktı, iş yok. İşsizlik insanları intihara sürükledi ve bu korku filmi gibi peş peşe gelen intiharlara dair yetkililerden bir yardım elinin dahi uzatılmaması çok acı.”

Mezun olduktan sonra iş bulabilmek adına iş olanaklarının daha çok olduğu yurt içi ya da yurt dışı yerlere taşınmayı düşündüğünü söyleyen Sevgi, “Bana sorarsanız kendi toprağımdaki ağacımın altında çalışıp kendi toprağıma katkıda bulunmak istiyorum ama maalesef yaşadığım bölgenin şartları buna elverişli değil” diyor.

Okuduğu bölümün değerinin yeteri kadar bilinmemesinden yakınıyor Sevgi, severek okuduğu bölüme dair iş bulamayacağını düşünüyor, “Maalesef şu an okuduğum bölüm Türkiye’de bir meslek olarak bile görülmüyor ve değer verilmiyor, mesleğimi yapamamaktan korkuyorum.”

“GEÇTİM YAŞADIĞIM ŞEHRİ, BU ÜLKEDE BİLE GEÇİNMEK İMKÂNSIZ”

Ekonometri öğrencisi Beyza ise işsizlik tablosuna öfkeli, “Ülkede işsizlik almış başını gidiyor, özellikle de genç işsizliğin yüzdesi artmakta. Çünkü her yere üniversite açtılar, üniversiteler niteliğini yitirdi. Şu an üniversiteler milyonlarca mezun veriyor. Bütün üniversite mezunları da günübirlik işlerde çalışıyor. Düşünün, öğretmenlikten mezunsunuz ama markette kasiyerliğe bile zorla giriyorsunuz.”

Okuduğu bölümün geleceğini göremediğini söyleyen Beyza, “Yaşadığım şehirde iş imkanımın olması olanaksız. Olsa bile asgari ücretle, o da ne kadar yeter bu ekonomik krizde belli değil. Şimdi ailemle yaşıyorum, aldığım kredi ile geçinemiyorum, yarın işbaşı yapsam kredimin geri ödemesi, kira, faturalar, mutfak masrafı asla yetiştiremem. Ben çözümü bu ülkeden gitmekte buluyorum. Yurt dışında garsonluk yaparak bile geçinebileceğimi düşünüyorum. Artık geçtim yaşadığım şehirde geçinmeyi bu ülkede bile geçinmek imkânsız” diyor.

‘BİRİLERİNE BAĞLI YAŞAYINCA ÇOK YIPRANIYORUM’

Adıyamanlı Kübra 24 yaşında, üniversite mezunu işsiz bir genç kadın. 2019 yılında bilgi ve belge yönetimi bölümünden mezun olmuş. Adıyaman’da beş kişilik ailesi ile yaşıyor. KPSS’de aldığı puan atama için yeterli olmasına rağmen henüz atanamamış. Mezun olduktan sonra hem ihtiyaçlarını karşılamak hem de eve katkıda bulunmak için gıda fabrikasında çalışmış.

Bölümünü ne kadar sevdiğinden bahsediyor Kübra. Bunu söylerken gözlerinin içi gülüyor. Ardından “Kendi işimi yapmak istiyorum” diye devam ediyor. Atamayı beklerken çalışmak zorunda olduğunu fakat başvurduğu iş yerlerinin asgari ücret dahi vermediğini anlatıyor. Önceki çalıştığı fabrika vardiyalı ve sipariş üzerine çalışan bir yermiş. Bu sebeple sık sık ücretsiz izne ayrıldıklarını ve maaşlarının da düzenli bir şekilde yatmadığını söylüyor. “Kendime bir şey alamıyordum. Elimdeki para hem eve hem bana yetmiyordu. Anlayacağınız kendime de aileme de yetemiyordum. Aileme yük olduğumu düşünüyorum sürekli. Sınava hazırlanırken ya da okurken maddi destek almak için elimde bir sebebim vardı. Şu an öyle bir sebebim yok. Zaten böylesi beni de tatmin etmiyor. Belli bir yaşa gelince kendi ayakların üzerinde durmak yerine birilerine bağlı yaşayınca daha çok yıpranıyorsun.” diyor.

YA ÇALIŞIRSIN YA EVLENİRSİN…

Kadın olduğu için daha az iş imkânı olduğundan ve bu sebeple daha düşük ücretli işlerde çalıştığından bahsediyor Kübra. “Erkek olsam gider günlük bir işte de çalışabilirdim fakat kadın olunca durum başka. Bizim buralarda kadınsan ya okursun ya da çalışırsın. İkisini de yapmıyorsan evlilik yolu açılmıştır sana” diyerek bir kadın olarak yaşadığı sorunların iki kat arttığını belirtiyor. Kadınların kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini, onlara daha fazla iş imkânı tanınmasını ve böylelikle bu algıların yıkılabileceğini söylüyor.

‘UMUTSUZUM, YORGUNUM, TÜKENMİŞ HİSSEDİYORUM’

Çalıştığı iş yerinde üniversite mezunu olduğu için, arkadaşları tarafından çok fazla soru yağmuruna tutulduğunu anlatıyor. “İş yerindeki arkadaşlarım ‘Senin burada ne işin var? Sen üniversite mezunusun, neden başka işler yapmıyorsun? Okudun da ne oldu?’ gibi sorular yöneltiyordu. Hatta birisi ‘Neden buradasın?’ diye bir soru sormuştu. Ardından ben de durdum düşündüm. Ben neden buradaydım? Oraya ait olmadığımın farkındaydım fakat nereye ait olduğumu da bilmiyordum. Gerçekten ait olduğum bir yer var mıydı?”

“Koca bir boşluktayım” diye devam ediyor sözlerine. Pek çok planı olduğunu, bu planların hepsinin Adıyaman dışında olduğunu, fakat bunları gerçekleştirmek için maddi imkanının yetersiz olduğunu anlatıyor. “Adıyaman’da kalırsam değişen hiçbir şey olmaz. Ne kendi alanımda ne de doğru dürüst maaş alabileceğim farklı bir alanda çalışabilirim. Adıyaman’da torpilin olmadan bir işe giremiyorsun. O sebeple halk pek çok yere göre daha yoksul” diyor.

Kübra yeniden üniversite yıllarına dönüyor. Bu süreçte çok sıkıntı çektiğinden ve bin bir zorlukla okulu bitirebildiğinden bahsediyor. “Bizim gibi insanlar için okulu rahat huzurlu bir şekilde bitirmek demek paranın olması, maddi açıdan sıkıntı çekmemek demek. Paran varsa sıkıntın yok ama paran yoksa işin zor” diyerek bütün bu zorluklara rağmen kendi işini yapamıyor olmanın onu ayrıca yıprattığını anlatıyor. “Bazen kendimi tanıyamaz hale geliyorum. Umutsuzum, yorgunum, tükenmiş hissediyorum. İnancım ve çabalarım azaldı” diyor.

Her iki genç kadından biri işsiz!
İŞSİZLİK, GELECEK KAYGISI GENÇLERİ GÖÇE ZORLUYOR

Birleşmiş Milletler’in (BM) “Dünya Mutluluk Raporu”na göre, geçen yıl 93. sırada olan Türkiye, 149 ülke içinden bu sene 104. oldu. Türkiye’de gençlerin yarıya yakını mutsuz. Son yıllarda yurt dışına göç edenlerin sayısında da yükseliş var. TÜİK verilerine göre, 2019 yılında 330 bin 289 kişi yurt dışına göç etti, göç sayısı yüzde 60’ın üzerine çıkmış durumda. Türkiye’nin en çok göç verdiği yaş grubu ise 25-29 yaş aralığı. Göçün ana sebebi ise işsizlik, belirsizlikler, gelecek kaygısı, maddi korkular…
Türkiye’de mezun olduğu işi yapamayan ya da istemediği işlerde çalışanların sayısı da genç işsizliği de arttı. Özellikle genç kadın işsizliği göze çarpıyor. DİSK/ Genel İş Sendikası tarafından hazırlanan genç işsizlik araştırmasına göre son bir yılda genç kadın işsiz sayısı yüzde 15.6 artarak yüzde 31.7’ye yükselirken, geniş tanımlı genç kadın işsizliği yüzde 52.4’ü buldu. Yani, her iki genç kadından biri işsiz. 2020 yılında 1 milyon 73 bin genç iş bulma ümidini yitirip iş aramayı da bıraktı.
Rapora göre, eğitim durumuna göre genç işsizlik oranları karşılaştırıldığında üniversite mezunu her 10 gençten 4’ü işsiz. Gençlerin yüzde 95.1’i sendikasız olarak çalışırken, salgın ile birlikte gençlerde kayıt dışı istihdam oranları da arttı. Hal böyleyken, kısa çalışma ödeneği uygulamasının ve işten çıkarma yasağının sona ermesinin yaratacağı tahribatın boyutları ise önümüzdeki aylarda netleşecek.
Öte yandan 1 milyonun üzerinde gencin kayıtlı olduğu İŞKUR, işsiz gençlerin sadece yüzde 3.3’ünü işe yerleştirebildi.
AKP DÖNEMİNDE GENÇ KADIN İŞSİZLİĞİ PİK YAPTI

2000’li yıllara kadar kadın işsizliği yüzde 6-10 aralığında seyretti. 2003’e gelindiğinde kadınların işsizlik oranı yüzde 10’un üzerine çıktı ve bir daha yüzde 10’un altına hiç düşmedi. 2008 krizinin etkileri nedeniyle kadın işsizliği 2009’da yüzde 14.3’e ulaştı. Kadınlarda işsizlik oranı bugün yüzde 33.7 düzeyinde. 2004’ten bu yana kadın işsizliği, erkek işsizliğinden hep daha yüksek. Üstelik kadın işsizliği erkek işsizliğinden daha hızlı artıyor. Aradaki makas pandemi döneminde iyice artmış durumda. Yüksek işsizlik ve kadın istihdamına yönelik doğru politikaların uygulanmaması bu makası daha da açacak gibi görünüyor.

KAYIT DIŞI ÇALIŞAN GENÇ SAYISI ARTTI,
KADINLAR İÇİN SONUÇLARI DAHA DA AĞIR

Türkiye’de toplam genç istihdamında kayıt dışı çalıştırılma oranı resmi rakamlara göre 2021 yılı ilk çeyreğinde 1 milyon 290 bin kişi ile yüzde 36.6 oldu. Kayıt dışı çalışmanın kadınlar için sonuçları çok daha ağır:
■ Çalıştıkları halde sigortalı olmayan kadınların çoğu, eşleri ya da babaları üzerinden sosyal güvenlikten yararlanabiliyor. Böylece çalıştıkları halde yasal ifadeyle ‘bakmakla yükümlü olunan kişi’ olarak tanımlanan kadınlar, hanedeki erkeğe bağımlı hale geliyor.
■ Kayıt dışı çalışan kadınların bir kısmı, yakınları üzerinden sigortalı değilse, gelir testi yaptırmamışsa ve cebinden prim ödemiyorsa sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor.
■ Sigortasız çalışma, kadınları birçok temel haktan yoksun bırakıyor. Yaşlandıklarında emekli aylığı, işsiz kaldıklarında işsizlik ödeneği, hasta olduklarında geçici iş göremezlik ödeneği, annelik sürecinde annelik ödeneği, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle çalışamaz hale geldiklerinde sürekli iş göremezlik ödeneği, herhangi bir nedenle malul hale geldiklerinde malullük aylığı alamıyor.
■ Sigortasız kadın işçilerin önemli bir kısmı asgari ücretin altında çalıştırılıyor. Fazla mesai ve tatil günü ücreti alamıyor, çok daha kolay işten atılıyor. Sendika üyesi olamıyor.

Manşet fotoğrafı: DHA

İlgili haberler
Kadın işsizliği artıyor!

TÜİK’in açıkladığı işgücü verilerine göre bir ayda kadın istihdamı 332 bin kişi azaldı. Mayıs 2021 i...

Genç kadın işsizliğinin bir örneği Gülten: İŞKUR’l...

Gülten, üniversite mezunu. Gitmediği kurs, almadığı sertifika kalmamış ama işsiz. Kursiyer olarak bi...

‘İşten atma yasağı’ istihdamı korumadı, işsizlik y...

‘İşten atma yasak’larına rağmen haziran ayında işsizlik orayı yüzde 13.4’e yükseldi.