Baykan Denimde kadın işçilerin sorunları bitmiyor| Baskı, iftira, hakaret… Ne ararsan var!
Malatya’da dünyaca ünlü markalara üretim yapan Baykan Denim’de çalışan kadın işçiler çalışma koşullarını anlattı: Baskı, hakaret, taciz hadsafhada. hamile işçiler kontrolleri için bile izin alamıyor.

Malatya’da ikinci organize sanayi bölgesinde bulunan, dünyaca ünlü markalara üretim yapan, “Türkiye’nin farklı illerindeki atölyeler ile birlikte dolaylı olarak 4000 kişiye istihdam” sağladığı iddiasında bulunan 25 yıllık bir firma Baykan Denim. Son zamanlarda adını sıkça işçilere dönük hak gaspları ile duyduğumuz Baykan Denim’de çalışan kadın işçiler ise baskı, mobbing, taciz ve iftiraya maruz kalarak çalışmak zorunda olduklarını anlatıyor. Uğradığı baskılar sonrası Baykan Denim’den işten ayrılan, daha sonra dönmek zorunda kalan, bu sefer de atılan Şükran ve fabrikada hâlâ çalışmaya devam eden Feride* ile Baykan Denimde çalışan kadın işçilerin koşulları üzerine sohbet etme fırsatı buluyoruz. İlk olarak Şükran’la bir araya geliyoruz. Şükran 22 yaşında. 1 buçuk yıl Baykan Denimde çalışmış.

‘USTA BAŞI İLE İLİŞKİM OLDUĞU İFTİRASI ATILDI’

Baykan Denimde ütü paket bölümünde çalışan Şükran, “19 yaşımda Baykan Denime girdim. Ütü pakette ilk çalışmaya başladığım zaman ustabaşımız bir kadındı ve daha uzun süre çalışan elemanları kayırıyordu. İzin istiyordum, ‘Senden daha eski, deneyimli elemanlarım var onlar varken neden sana izin vereyim?’ diyerek beni tersliyordu sürekli. Regl olduğumda tuvalete sık gitmem gerekiyordu, ağrım oluyordu. Dile getirdiğimde, ‘Altına bez mi tutayım, ne istiyorsun?’ gibi cümleler kullanıyordu. Ustabaşı ile ilişkim olduğu iftiralarına maruz kaldım. Baskı, mobbing ve iftiralara dayanamadım işten ayrıldım” diye anlatıyor yaşadığı süreci.

İşten ayrıldığı dönem nişanlandığı için borçları olmuş Şükran’ın. Tüm baskılarına rağmen tekrardan Baykan Denime dönmüş. Döndüğünde ise daha sıkıntılı günler geçirdiğini söylüyor ve devam ediyor: “İşe döndüğüm zaman kendi bölümümde işe başlarım diye düşündüm ama öyle olmadı. Nişanlım da ütü pakette olduğu için ‘uygunsuz’ olur diyerek beni dikimhane bölümüne aldılar. Çıktığım dönemde yaşadığım sıkıntıların üstüne daha fazla sıkıntılar eklendi. İlk olarak tuvaletlere isimim uygunsuz bir şekilde yazıldığını gördüm. Genel müdür ve insan kaynaklarına şikayet etmek için gittiğimde erkek müdürüm ‘Ne var benim de adım yazılıyor, niye büyütüyorsun?’ dedi bana. Sonra fabrika ortamında dışlanmaya başladım. Tek ses çıkaran ben gibiydim. Kimse ses çıkarmıyor açıkçası. Oradaki birçok kadın benim yaşadıklarımı yaşıyordu ama işini kaybetmemek ve evini geçindirmek zorunda olduğu için susuyorlardı. Kadınlar orada yaşadıkları mobbinge adeta alışmış durumda.”

‘HAKSIZLIĞA SES ÇIKARIYORDUM, YAKA PAÇA FABRİKADAN ATILDIM’

Teksif’te örgütlü olduğunu ve fabrikada sendikal çalışma yürüttüğünü dile getiriyor. Öz İplik-İş’in de fabrikada örgütlenme çalışması yürüttüğünü belirten Şükran Teksif’te örgütlü olan birçok işçinin o dönem işten atıldığını, sendikanın da arkalarında durmadığını dile getiriyor. “İzin aldığım için birkaç işçinin beni şikayet ettiğini duydum. Müdüriyete çağırıldım. İnsan kaynakları bana işçiler hakkında kötü konuştuğumu ve bunu duyduklarını söyledi. Böyle bir şey yapmadığımı, ispatlayabileceğimi dile getirdim, mesajları ve ses kayıtlarını açtım. Beni dinlemediler, tazminatsız şekilde işten atıldım. Çıkarılırken eşyalarımı toplamama bile izin vermediler, güvenlik yaka paça bir çöp poşeti gibi fabrikanın önüne çıkardı beni. Çok zoruma gitti. Ama en çok zoruma giden, bana iftira atanın bir kadın olması. Bahaneydi aslında. Hem sendikal çalışma yürütmem hem de yaşanan haksızlıklara ses çıkarıyor, hakkımı savunuyor olmamdı asıl sebep.”

‘ANNEM DE İŞTEN ATILDI’
Annesi de Baykan Denimde çalışıp işten çıkarılanlardan. Kendi uğradığı haksızlıkların ve baskıların aynılarını annesinin de yaşadığını söyleyen Şükran şunları anlatıyor: “Annem de TEKSİF’e üyeydi. Baykan Denimde temizlik bölümünde çalışıyordu. Asıl işi temizlik olmasına rağmen her işe yapmak zorunda kalıyordu. Annem de aynı çirkinliklere maruz kaldı benim gibi. İsmi uygunsuz bir şekilde tuvaletlere yazıldı. Şikayet etti ama sonuç alamadı. Çalıştığı süre boyunca bunun dışında da çok fazla mobbinge maruz kaldı. Beni işten çıkardıktan bir ay sonra annemi de hiçbir gerekçe göstermeden çıkardılar. Çıkarıldıktan sonra fabrikada çalışan arkadaşlarımızdan öğrendik ki kötü sözler söylemiş, iftiralarda bulunmuşlar hakkımızda.”

Fotoğraf: Evrensel

‘LAVABO HAKKIMIZI MÜCADELE İLE KAZANDIK’

Feride ile bir araya geliyoruz. Feride 3 senedir Baykan Denimde son işlemlerde çalışıyor. Lavabo ihtiyaçlarını bile kendi kazanımları ile elde etmişler. “Eskiden lavaboya gitmek olanaksızdı. Hepimiz ses çıkardık da öyle tuvalete gidebilme hakkımızı kazandık. Ama on dakika lavaboda dursak usta başı hemen ‘Neden bu kadar geç geldin, ne yaptın lavaboda’ diyor. Hasta da olsan beş dakikadan fazla kalamazsın.” Molalarında kısa olduğu için dinlenmeye pek fırsatlarının kalmadığını söylüyor Feride: “Sabah kahvaltısı 15 dakika, öğlen yemeği 45 dakika. Molaları zamanında kullanabiliyoruz ama yetmiyor ki. Sabah kahvaltısında 5 dakika çay sırası bekliyoruz. 10 dakikada nasıl kahvaltı yapalım? Öğle arasında dinleniriz diyoruz, yemek yemeye anca yetiyor. Çok fazla mobbinge maruz kalıyoruz iş esnasında. Ustabaşı sürekli azarlıyor, hakaret ediyor. Ama bize yaptığını erkek işçilere yapamıyor tabii. Biliyor onlara hakaret etse karşılığını alabilir, dayak yiyebilir... Bizi kadın olduğumuz için güçsüz görüyor her türlü çirkin davranışta bulunuyor, hakaret ediyor.”

‘TACİZE MARUZ KALIYORUZ, ŞİKAYET EDİYORUZ, UMURSANMIYOR’

Fabrikada yaşanan tacizleri soruyoruz, çoğu kadının sözlü tacize uğradığını söylüyor: “Fiziki olmasa da sözlü tacize uğramayan yoktur Baykan Denimde. Ben de sözlü tacize uğradım defalarca temizlik işçisi tarafından. Şikayet ettim ama umursanmadı. Başka kadınlar da şikayetçi oldular, üstü örtüldü. En son hep birlikte insan kaynakları ile konuştuk da işten çıkarıldı.”

‘HAMİLELERE KONTOLLERİ İÇİN BİLE İZİN VERİLMİYOR’
Sağlık problemleri yaşadıklarında ise izin alamadıklarını söyleyen Feride, “Kontrol için izin isteyen hamile arkadaşlarımız var. İzin vermiyorlar. Yoruluyorlar ama dinlenme şansları olmuyor. Fabrikada bir gün kalp atağı geçirdim. Nefesim kesilmişti. Hemen müdahale edip revire götürdüler. Doktor gelmediği için ana binadaki revire gittik. 10-15 dakika da orada bekledim. Doktor konuşmakta zorlandığımı gördüğü halde anlatmamı bekledi. Biraz dinlendikten sonra işe dönmemi istediler. Yani Baykan Denimde hastalığınız ölümcül olmadığı sürece asla çalışmamanıza izin verilmez” dedi.

*Güvenlik gerekçesiyle Feride’nin gerçek ismi değiştirilmiştir.
Fotoğraf: DHA (Arşiv)

İlgili haberler
Baykan Denim zehirlenen işçileri çalıştırmaya deva...

Baykan Denim’de ütü paketleme, dikimhane ve makine bölümünde çalışan işçiler dün öğlen yemeğinde yed...

Koca ‘çalışma’, patron ‘sendikalaşma’ dedi son söz...

Kötü çalışma koşullarına, baskıya karşı sendikalaşma mücadelesi veren Gülay çok engelle karşılaşmış....

Malatya’da tekstil işçisi kadınlarla buluştuk: Enk...

Malatya'da tekstil işçileriyle bir araya geldik. Birçoğunun evi yıkılmış, patronlar ise depremi kâra...