Pandemi ve ekonomik kriz esnaf için kabus oldu. Avcılar’daki kadın esnaflar da bu durumdan nasibini aldı. Dövmeci Olivia, ressam Aysel, çiçekçi Manolya hem sanatlarını icra ettirmeye çalışıyor hem de dükkanlarını ayakta tutmak için mücadele ediyorlar… Yaşadıkları süreci onlardan dinleyelim…
İNSANLAR YEMEK BULAMAZKEN RESİM AL DİYEMEZSİN…
“Merhaba, adım Olivia. Polonya’da doğdum fakat babam Türk, sonradan Türkiye’ye geldik. İlk başlarda Türkiye’de yaşamaya alışmak zorlayıcıydı, sadece İngilizce konuşabiliyordum sonradan kendimi geliştirmeye başladım. Türkçe konuşuyorum artık tabii ki aksanlı bir şekilde… Etrafımdakiler de bunu şirin görüp sürekli yanlış kurduğum cümleleri tekrarlıyorlar, onlar için şirin olsa da benim için öyle olduğu söylenemez. Avcılar’da bir dükkanım var dövme yapıyorum burada. Arada da resim çiziyorum, resim çizmeyi çok seviyorum fakat insanlar yemek bulamazken gelin de resim alın demek de çok doğru bir beklenti değil. Şimdi gel gelelim ki pandemi öncesi dövme yaparak geçinirken pandemiyle birlikte kazancım tam olarak sıfıra düştü. Bir de tabii kira ödüyorum gelirim olmadığı halde. Saçlarım pembe olduğu için insanlar beni yargılıyor. Farklı muamele görüyorum. Hayat zorken bir de böyle şeyler daha da zorlaştırıyor. Ben okumak istedim fakat bir yandan da çalışmam lazımdı. Hayat şartları daha ağır bastı ve çalışmayı seçtim. Yeni yıla yine de umutla bakıyorum. Umarım en azından sağlıklı günlerimize kavuşuruz.”
RESİM YAPMAK HİÇ BU KADAR ZOR OLMAMIŞTI…
“Merhaba, ben Aysel. Yıllardır resim yapan, resim yapmayı öğreten bir kadınım. Hiç evlenmedim. Bunu belirtmemin nedeni bekar bir kadının çalışmasının ne kadar belirli zorluklarının olduğunu anlamanız. Toplumun ve ataerkil devletin yapısı sizi hep belirli kalıplara sokmaya çalışıyor. Yanınızda eşiniz yoksa bir uzvunuz yokmuş gibi oluyorsunuz. Aslında hiç öyle bir şey yok, ben de eksiklik görüyor musunuz? Kendi tuvallerimi bile kendim yapabiliyorum.
Ben SSK emeklisiyim. Emekli olduktan sonra sevdiğim işi yapmaya başladım. Bir yandan zaten emeklilik maaşı bana yetmeyecekti. Hem resim yapıp satıyordum hem de öğrencilerim vardı. Geçmiş fiili kullanmamın nedeni pandeminin hayatımıza girmesi. 20 öğrencim varken şimdi 3 öğrencim var, dükkanın kirasını bile çıkaramıyorum.
Bu süreçte bize sadece 5 bin liralık geri ödemeli kredi verdiler şimdi o krediyi başka bir kredi çekerek ödüyorum. Hepimiz bu krediyle karın doyurma döngüsünün içerisindeyizdir. Çünkü başka çaremiz yok. Bütün süreçlerde yasal tefecilik hep kazanan taraf oluyor.
Geçtiğimiz sene çok yorucu ve alışmadığımız bir süreçti. Tabii ki yeni yılda sihirli değnek beklemiyorum ama hayatımızın daha kolay olmasını diliyorum. Ve son bir şey eklemek istiyorum toplumu bizler değiştirebiliriz bence, sanattan uzak kalmayın, sanat zor zamanlarda sihirli değnek rolünü oynayabiliyor kimi zaman hayatımızda. Bir terapi gibi düşünün. Öte yandan toplumsal anlamda da güzel birleştirici etkileri olabilir.”
PANDEMİ ESNAFIN BELİNİ BÜKTÜ
“Ben Manolya. 1989’dan bu yana Avcılar’da ticaretle uğraşmaktayım. Avcılar merkezde esnaf olarak başladım ve hala burada devam ediyorum. İlk tekstil ile başladım. Daha sonra çiçekçi oldum, ayakkabıcı oldum, hediyelikçi oldum. O kadar çok sektör denedim ki… Avcılar’ı ticaret anlamında çok iyi tanıyan biriyim. Son yıllarda Avcılar’ın durumu değişti. Çok uzun yıllardır burada olmanın verdiği gelişmeleri, geri gidişleri hepsini takip eden biriyim ister istemez. Genel ticari hayattaki düşüşlerle şu anda Avcılar’daki esnafın durumu hiç iç açıcı değil.
Pandemi ile birlikte gelen yasaklamalar iş hayatımızı da etkiledi. En birinci etkilenen kafe işletmecileri oldu, aynı ayarda biz de etkilendik. Düğünler iptal oldu, bizim iş yaptığımız kişilerse evlenenler. Düğünleri kaybettik, kız istemeyi kaybettik, kına yok geriye ne kaldı? Kışın fuarlar olurdu faydalanırdım. Pandemi nedeniyle fuarlar da iptal olunca oradan da para kazanamaz durumdayız şu anda. Kışı biz fuarlar ve özel günlerle idare ederdik, yazı da evlenmelerle. Bunların şu anda hiçbiri yok maalesef. Bu yüzden sıfır olarak devam ediyoruz. Küçülmeye gitsen, ticaret iyi değilse küçülme de yetmiyor. Bizim yanımızda iki usta çalışıyordu, bir ustaya düşürüp küçüldük. Pandemi döneminde de o bir ustanın geldiği günleri düşürdük. Yani çalışan haftada sadece iki gün çalışmış oluyor.
Benim çocuklarımın birisi dış ticaret, birisi işletme ve grafik tasarım okudu. Ben istedim ki çocuklarım kendi ayakları üstünde durmayı öğrensinler. Grafik tasarımcı olan reklam ajanslarında çalıştı, aylığını bile alamadı. Şimdi ben iki üniversite bitiren oğlumu şu anda burada şoför olarak çalıştırıyorum. Oğlum evli üstelik, burası olmasaydı evini geçindiremeyecekti.
Yeni yılda beklentilerim, umutlarım neler diye sorarsanız, birden bire piyasada para olmaz, o kadar mantıksız bir şey düşünmem ama bir tek umudum var; pandemi biterse, insanlar o heyecanla bir şey yapmak, hayata dahil olmak sevdasıyla daha sosyal olabilirler. İşte o zaman da tekrar bir umut, heyecan ve para olabilir. Neden olmasın? İnsanlar son kuruşuna kadar yaşayabilmek için harcarlar zaten. Yoksa bozulan ekonomi bir anda canlanıp da cebimize binlerce lira girecek hali yok.”
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Antalyalı esnaf kadınlar: Dükkanda bereket, tencer...
Antalya’dan esnaf kadınlar pandemi sürecinde yeterli destek görmediklerini, çektikleri kredileri dah...
Van’dan esnaf kadınlar: Ayrımcılığa uğruyoruz!
Van’dan butik çalışanı Saliha ve Eczane çalışanı Berna yaşadıkları ayrımcılıkları anlattı: ‘Sözümün...
Malatya esnafı Öznur: ‘Biz şu anda yaşamıyoruz, ya...
Ekonomik kriz ve baskılardan boğulan bir kadın Öznur, Malatya’dan sesleniyor: ‘Artık insanca yaşamak...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.