Antalya Deniz Mahallesi’nde yaşayan trans kadın Gökçe Saygı’nın kendi evinde, gece yarısı bıçaklanarak öldürülmesine tepki gösteren BİZ Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Derneği, failin de bir an önce bulunmasını istedi. Yaşanan trans cinayetine dair Dernek tarafından yapılan açıklamaya Antalya Kadın Platformu da destek verdi. Biz Antalya açıklaması şöyle:

Bugün burada bir arkadaşımızın daha aramızdan alınmasına, en vahşi duygularla katledilmesine, öldürülmesine ve bu katliama sessiz kalan yetkililere ve yasa koyuculara karşı öfkemizi, isyanımızı dillendirmek için bir araya geldik.
Canımız, dostumuz, arkadaşımız Gökçe SAYGI 13.05.2019 tarihinde kendi evinde haince, bıçaklanarak öldürüldü.
Susmuyoruz, Haykırıyoruz, trans kadınlar vardır.
Bizler unutmadık.
Antalya’da kendi evinde 10 Temmuz 2012 tarihinde boğazı kesilerek öldürülen Seçil annemiz Neşe Dilşeker, Antalya’da 24 Ekim 2012 tarihinde açıklayamayacağımız vahşilikte öldürülen Serap Güneşer, 8 Şubat 2010 tarihinde 28 yerinden bıçaklanarak öldürülen ve boğazı kesilen Derya Yılmaz ve yine Antalya’da pompalı tüfekle öldürülen Alev, ölüm nedenini yazmaya okumaya yanaşamadığımız İnci & Deniz ve yine Antalya’da gerçekleşen bir başka trans cinayetinde aramızdan alınan Meltem.
Antalya özelinde ve Türkiye genelinde ayrımcılığa ve şiddete tanık olup nefreti körükleyenler esitlik ve hak mücadelemizin kazanımlarıyla karşılarında dimdik ve onurla duracağımızı bilsinler.
Trans cinayetlerinde Avrupa birincisi ve dünya dokuzuncusu olan Türkiye’de ve Trans nefret cinayetlerinde Türkiyede 2. sırada olan Antalya da yetkililerin sessiz kalması, yasa yapıcıların harekete geçmemesi; birinci derece bu cinayetlerden kendilerini de sorumlu tutar. Na trans ve Trans kadınlara yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddeti önlemek adına çözümler üretebilecek Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komisyonunun reddedilmesi, na trans ve trans kadınlara yönelik şiddetin önlenmemesinin bir iktidar politikası olduğuna işaret ediyor.
Buradan; Antalya’dan meclise gönderdiğimiz tüm milletvekillerine sesleniyoruz, Cumhurbaşkanına, bakanlara, siyasi partilere, STK’lara, şehrimizi yöneten belediye başkanlarına ve tüm yetkilere sesleniyoruz.
Tüm trans kadınların yaşam, sağlık, eğitim gibi temel haklarını güvence altına alan yasa, ayrım gözetmeksizin tüm LGBTİ+ lar için Anayasada acil bir koruyucu madde talep ediyoruz ve bununla beraber emniyet güçlerinde LGBTİ+ lar için oluşturulmuş, LGBTİ+ polislerin istihdam edildiği özel birimler, çalışma grupları oluşturulmalı ve suç dosyalarına konusunda uzman LGBTİ+ polisler bakmalı.
Nefret cinayetlerine ve söylemlerine Acil ağır cezalar çıkarılmalı.
Nefret söylemlerini üreten, teşvik edenler, ağır tahriği bahane edip iyi hal indirimi uygulayan, cezalarda caydırıcı kararlar alamayan hakim ve savcılara trans cinayetlerini münferit olay gibi gösteren medyaya ve tüm kesimlere sesleniyoruz.
Artık sessiz kalmayacağız.
Bir kişi daha eksilmeyeceğiz.
Gökçe SAYGI’nın davasının takipçisiyiz. Tüm süreci kamuoyu ile paylaşacağız. Bu davanın kararının ağırlaştırılmış müebbet olarak sonuçlanmasını bekliyoruz. Aynı zamanda Gökçe Saygı arkadaşımızı aramızdan alan ve olay anında suç mahallinde bulunan 2 kişiden biri olan Ş.K.’yi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakarak lgbti+ fobi ve nefret üreten eril yargı merciilerini kınıyoruz.
Kimliğimize, bedenimize, yaşam tarzımıza baskı ve nefret araçları ile saldıranlar iyi bilmelidir ki; vardık, varız ve var olmaya devam edeceğiz. Nefret cinayetlerine karşı sadece LGBTİ+ örgütleri ile birlikte tüm insan hakları savunucularının ve demokratik kitle örgütlerinin mücadele vermesi gerektiğinin önemini vurgulamak istiyoruz. Bizler yaşam alanlarımıza yönelik her türlü tehdit ve baskıya karşı yıkılmayacağımızı ve mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha buradan sizlerin aracılığı ile dile getiriyoruz, haykırıyoruz.
Nefrete inat yaşasın hayat.