Adli yardım gecikiyor, çocuklar yurda veriliyor
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine başvuran kadınların bir kısmı adli yardımın hızlı bir biçimde gerçekleşmemesinden muzdarip. Bir kısmı ise yokluk ve çaresizlikle çocuklarını yurda vermenin derdinde…

Bir aya yakın süredir derneğe ulaşan hem şiddet mağduru, hem de yoksul kadınların erişemedikleri “adli yardım” meselesi ile uğraşıyoruz. Adli yardım yasada hak olarak yer alıyor. Yoksul kadınların talebi doğrultusunda avukat atanıyor. Derneğe başvuran 8 kadının anlattıkları gösteriyor ki, pandemiyi yönetmekte zorlananlar adli yardım sürecinde de  kadınların hayatını kabusa çevirmiş.

Ferda’dan dinleyelim yaşadıklarını: “Çocuklardan dolayı çalışamıyorum. Uzun süredir kocam beni dövüyordu. En son öldürmeye çalıştı, ben de uzaklaştırma kararı aldım, evden gitti. O sigortalı olduğu ve evlilik resmi olarak devam ettiği için de maddi yardım alamıyorum. Çok acil boşanmam lazım, her an bana zarar verebilir, sürekli arayıp hakaret ediyor, öldürmekle tehdit ediyor. Tam 1 ay boyunca baro pandemi nedeniyle uzaktan çalışıyordu, randevu alamadım. En erken randevu 2021 ocak ayına verildi. Ben mecburen iki ay daha çocuklarla evde aç kalacağım.” 

Yasemin de şiddet sonucu annesinin evine sığınmış, küçük bir çocuğu var. Annesi yarı felçli. Hem annesine hem de çocuğuna bakarak yükü iki kat daha artmış. Devletten bir yardım almadan geçinmesi imkansız. Kocası ne boşanmaya yanaşıyor ne de para vermeye. “Bir avukata ihtiyacım var, ben bu adamla tek başıma nasıl uğraşayım? En azından avukatla muhatap olsun düşsün yakamdan dedim ama gelin görün ki en erken randevu 20 Ocak 2021’de olabiliyormuş, gerekçe de korona” diyor ve ekliyor “Bu korona bizi öldürmedi ama süründürdü.”

Sibel, şiddet yüzünden boşanmak istiyor, ama o da aramalarına rağmen adli yardım bürosundan iki ay boyunca randevu alamamış. “Randevu alamayınca ben de anlaşmalı boşanmayı teklif ettim. Eşim mutluluktan uçtu. Çünkü anlaşmalı boşanırken hiçbir şey talep etmedim. Çocuğun velayetini de bana verdi. ‘Ama kesinlikle para talep etmeyeceksin’ dedi, evden de çıkardı. Ben bir avukat yardımı alabilseydim çekişmeli boşanacak en azından çocuğumun nafakasını alacaktım” diyor ve ekliyor “Tek başınaydım bu işleri hiç bilmediğim için nasıl yapacağımı bilemedim. Adli yardım da alamayacağımı düşündüm mecburen anlaşmalı boşandım, yani eşimin tüm şartlarını kabul ettim. Bir de arkamdan dalga geçti ‘sen beceremeyeceksin demiştim’ dedi.”

Gül’ün 3 çocuğu var. Şiddet gördüğü için 8 ay önce ailesinin yanına yerleşmiş.  İstanbul’un yabancısı, boşanmak için neye ihtiyacı olduğunu da bilmiyor, adliyeye nasıl gideceğini de... Bizden destek isteyen Gül’e adli yardım talebinde bulunmasını önerdik. Ama Gül’ün de randevusu  2021’de. Gül beklesin diyeceğiz ama kocası tehdit, hakaret her yolu deniyor.  ‘Ya git davayı aç, ya da ben çocukları alırım senden’ diyor. Başka bir gün ‘Çocuklar benden değil, seni öldüreceğim’ diyor. Gül, bir avukattan destek almadan bu davayı tek başına sürdüremez. Ona destek olacağız.

1 HAFTADA 4 KADIN ‘ÇOCUKLARIMI YURDA VERECEĞİM’ DİYE GELDİ
Geçen hafta derneğimize 15 kadın şiddet ve yoksulluk sebebiyle başvurdu. Bu kadınların dördü, çocuklarını yurda vermek istediklerini ve nereye başvurması gerektiği konusunda bilgi almak istediklerini söylediler. Kadınlar ya boşanmış ya da terkedilmiş.  Çocukları küçük olduğu için çalışamadıklarını, çalışmayınca da çocuklarına bakamadıklarını ifade ediyorlar.  
Fatma; kanser tedavisi gördüğü sırada kocası onu terk etmiş. Çocuğuyla tek başına hayatta kalma mücadelesi veren Fatma’ya tedavisi sırasında komşuları yardım etmiş. “İyileştim ama şimdi geçim derdi başladı. Kocam sırra kadem bastı. Boşanma davası açmak istedim ama adamın bir adresi yok. Doğrusu artık onu bulmaya çalışacak enerjim de yok. Bir iş buldum, fakat çocuk 4 yaşında ve bakacak tek kişi yok. Ben de düzenimi kuruncaya, biraz para kazanıncaya kadar çocuğu yurda bırakacağım. Çevremde beni suçlayanlar var, taş mı yiyelim, açlıktan mı ölsün çocuğum? Başka çarem yok” diyor.
Leyla da 3 yıl önce boşanmış, iki çocuğuyla yaşıyor. Tek başına çalışıp evi geçindiriyor. Yakın zamana kadar yaşlı bir komşusu çocuklara göz kulak olmuş. Ama o da koronadan hayatını kaybetmiş. Biri 6, diğeri 3 yaşında olan çocuklarını bırakacak kimse olmayınca işten ayrılmış. “Babalarına çocuklarını al dedim, ama almadı. ‘Ben artık istemiyorum, hem gücüm de yok’ diyor bana. Peki ben ne yapayım? Bari bakıcı parasını sen ayarla diyorum. Ona da yok diyor. En sonunda yurda vereceğim dediğimde, ver dedi. Ben de çocukları vermek için sizi aradım, ne yapmam lazım?” diye soruyor.
Diğer iki kadın da benzer nedenlerden dolayı çocukları yurda vermek istiyor. Biri işsiz olduğunu, faturaları dahi ödeyemediği anlatıyor. Normalde çalışırken çocuğun üstüne kapıyı kilitleyip işe gidiyormuş. “Bazen ev temizliği işi olduğunda yarım günde eve dönebiliyordum  ama pandemiden dolayı eskisi gibi iş yok. Geçen ay elektriğim kesildi, iki hafta açtıramadım. Düzenli bir işe ihtiyacım var. Ama çocuk 7 yaşında ve çok uzun süre evde bırakamam. Zaten bulduğum işlerde hep gece vardiyası var. Gece nasıl evde bırakabilirim? O nedenle yurda vereceğim. Eski eşim şizofren ve genelde sokaklarda yaşıyor. Zaten bize çok zarar verdiği için eve de alamıyorum” diyor.
Geçtiğimiz 1 yıl içinde yoksullaşan kadınların çocuklarına bakamadıkları için yurda vermek istediği çok sayıda başvurumuz oldu. Ekonomik sorunların üstesinden tek başlarına gelmenin çok zor olduğu bu zamanlarda bir de çocuğun bakım yükü de üstlerine kaldığında ortaya böyle bir tablo çıkıyor.  “Ekonomimiz şaha kalkıyor” açıklamaları yapılırken yaşanıyor bu tablo. “Tek başımıza yükün altında kaldık” dememek için bize acil olarak lazım olan, birlikte mücadele etmek. Biz artık kadınlara çocuklarını yurtlara hangi prosedürlere uyarak bırakabileceklerini anlatmak istemiyoruz. Çocuklarıyla beraber geleceğe umutla bakabilen kadınlar ve anneleriyle büyüyen çocuklar istiyoruz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Tek seçenek, şiddete karşı örgütlü mücadele!

Eyüp Ekmek ve Gül Grubunun 25 Kasım vesilesiyle gerçekleştirdiği anketin sonuçları kadınlara şiddeti...

Fidan’ın yaşadıklarının gösterdiği: Devlet korumas...

Fidan’ın yaşamı şiddete maruz kalan, devlet korumasına alınan, yurttan çıktıktan sonra akıbetleri ta...

Yurtlar gerçeği: Devletin çocuk bakımının dönüşümü

Bakıma muhtaç çocukların devlet korumasında olduğu yurtlar ve kurumlar yeniden gündemde. Bu kurumlar...