8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne giderken ülkenin dört bir yanından taleplerini dile getiren genç kadınlar okurken veya mezun olduktan sonra yaşadığı sorunları Ekmek ve Gül’e anlattı:

‘GÜVENLİ YAŞAM ALANLARI İSTİYORUZ’

Bahar, İstanbul’da üniversite okuyan bir kadın. Üniversiteli kadınların CİTÖK’ün etkin işletilmediğinden dolayı kampüslerde kendilerini güvende hissetmediklerini dile getiren Bahar, “Siyasi çıkarlar uğruna kampüslerimizin 'müze’ye dönüştürülmesi üniversiteden olmayan insanların tabiri caizse ellerini kollarını sallayarak kampüse girebilmeleri halihazırda mevcut olan güvensiz ortamı daha güvensiz hale getirirken, bizler için güvenlik açısından kampüsün okul dışındaki alanlardan bir farkı kalmıyor. Ekonomik kaygılar ve ağırlaşan yoksulluk yüzünden birçok kadın arkadaşımız okurken aynı zamanda çalışmak zorunda kalıyor. Part-time işlerde ucuz iş gücü olarak, güvencesiz koşullarda, mobbing ve tacize karşı alanlarda çalışmaya dünden daha çok mecbur bırakılıyoruz. Bu mecburiyet sosyal ve akademik hayatımızı olumsuz etkiliyor. Öğrenci yurtlarının hem niteliğine hem de güvenliğine karşı güven duyamıyor oluşumuz, genç kadınlar için güvenli kampüs ve güvenli yaşam alanları talebini en acil talep haline getiriyor” dedi.

‘AÇLIK SINIRININ ALTINDA MAAŞ TEKLİF EDİLİYOR’

Boğaziçi Üniversitesi mezun olan kimya mühendisi Ayça ise işsiz genç bir kadın. İyi bir okuldan mezun olmasına ve alanda üç yılı doldurmuş olmasına rağmen her görüştüğü iş yerinden aynı cevabı aldığını anlatan Ayça, “Her yer bana, ‘yetiştirmek üzere sizi işe alacağız’ diyerek verecekleri düşük maaşlara zemin hazırlıyor. İşe girdikten sonra anlaşmazlıkları çözmek, taleplerimi dile getirmek için yöneticilerimle, patronlarımla iletişim kuruyor olmam beni ‘aykırı’ biri yapıyor, çalışanlar arasında göze batmaya başlıyorum. Son iş yerimde, departmanda tek yabancı dil bilen olmam ve iyi bir üniversiteden mezun olmama rağmen bana uygun gördükleri 2024 yılı maaşı açlık sınırında kaldı ne yazık ki. Şu an iş arıyorum ve bir yandan da yüksek lisans yapıyorum” diyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül