Yine art arda pek çok çocuk istismarı haberiyle sarsıldık. Hiranur Vakfı başkanının 6 yaşındaki kızını bir müridine evlilik adı altında cinsel olarak istismar etmek üzere teslim etmesi pek çoğumuzun kanını dondurdu. Ne var ki çocuk istismarı bir dönem gündem olduktan sonra geri plana düşüp, bir süre sonra yeniden hatırlayıp yeniden öfkeleneceğimiz bir sorun değil. Memleketin her köşesinde her an çocuklar istismara uğruyor!
Çocuk istismarını daima gündemde tutmak, sorunu doğru tarif etmek, anlamak ve anlatmak gerekiyor. Sorunun ortadan kalkması için hukuki, sosyal ve politik yönleriyle bütüncül bir mücadele yürütülmeli ve başta bu sorunu en yakıcı şekilde yaşayan emekçiler olmak üzere istismara karşı mücadele tüm topluma yayılmalı. Dergimizin Ocak 2023 sayısında çocuk istismarını bu denli arttıranın ne olduğunu, çocuk istismarıyla nasıl mücadele edeceğimizi tartışıyoruz.
ÇOCUK İSTİSMARI NEDİR?
Ne zaman bir çocuk istismarı haberi yayınlansa yetkililer olayın münferit olduğunu dile getiriyor. Yani bir kereye mahsus olduğunu, yaygın olmadığını ima ediyorlar. Oysa çocuk istismarı tüm dünyada yaşanan çok boyutlu bir sorun. Bu nedenle de uluslararası sözleşmelerde tanımlanıyor.
Uzmanlardan ve konuyla ilgili raporlardan derlediklerimizle çocuk istismarının biçimlerini ve belirtilerini öğrenmek için TIKLAYINIZ
1989 tarihli Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme devletlere, çocuklara kötü muamele konusunu kapsamlı bir şekilde ele almak gibi hukuksal bir sorumluluk da yükler. Sözleşme’nin 1. bölümünde Madde 19’da açıktır:
“Taraf Devletler; çocuğun ana-babasının, ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin veya bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken, bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya istismara, ihmal ya da ihmalkar muameleye, ırza geçme dâhil her tür istismar ve kötü muameleye karşı korunması için, yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar.”
Yani bir devlet; eğitim sisteminden sağlık sistemine, sosyal politikalarından ekonomi politikalarına ve hatta dış politikasına kadar çocuğun üstün yararını gözetmek ve teminat altına almakla yükümlüdür. Aksi, devlet tarafından işlenen bir suçtur.
Türkiye Cumhuriyeti de bu yükümlülükleri taşıyor. Anayasa’nın 41. Maddesi diyor ki:
“Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.”
Buna rağmen ülkede çocuk istismarı skandallarının ardı arkası kesilmiyor, çocuk yaşta evlilik yoluyla istismarın yasal statü kazanması için girişimler bir türlü bitmek bilmiyor. Yargı mensuplarıyla, bakanlıklarıyla, Diyanetiyle, eğitim kurumlarıyla ve siyasal yürütme erkiyle devletin çocuklardan yana tutum almak bir yana istismarın önünü açtığı, hatta ilmek ilmek ördüğü bir dönem yaşadık, yaşıyoruz.
Son 20 yıla baktığımızda özellikle çocuğun cinsel istismarı vakalarının çeşitli tarikat ve vakıflarla birlikte gündeme geldiğini görüyoruz. Bu durum adım adım örülen özel bir politikanın sonucu. Ancak çocuk istismarının salt bir inanç grubuyla özdeşleşmesi de doğru değil. Türkiye’de dini odaklarla birlikte askeri ve sivil bürokrasinin koskoca bir ülkeyi çocuklar için nasıl cehenneme çevirdiğini anlamak için örnekleri hatırlamak ve hiç unutmamak gerekiyor.
2002 yılında kamuoyunda "Utanç Davası" olarak adlandırılan N.Ç davası... 2006 yılında Karaman'da Ensar Vakfı yurdunda yaşanan toplu istismar... 2016'da Maraş’ta Süleymancılara ait Hamidiye Erkek Öğrenci Yurdu’nda yaşanan toplu istismar... 2017'de Adıyaman Besni’de Süleymancılara ait Hayrünnisa Gölbaşı Çocuk Yurdu’nda kalan çocukların istismar edilmesi... Yine 2017'de İzmir’in Dikili ilçesinde Süleymancılara ait bir Ortaöğrenim Erkek Yurdunda yaşanan toplu istismar vakaları... 2018’de İstanbul’daki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 115 çocuğun hamile olarak hastaneye geldiğini öğrenmemiz... 2019'da Denizli Çivril'de Süleymancılar tarikatına ait Kervansaray Erkek Öğrenci Yurdu’ndaki istismar vakaları... 2022'de İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfında yaşanan 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilerek senelerce istismara maruz bırakılması... İstismar münferit değil, politik! TIKLAYIN
ÇOCUK İSTİSMARI YASA VE YÖNETMELİKLERLE ADIM ADIM NASIL MEŞRULAŞTIRILDI?
Çocuk istismarı AKP iktidarı eliyle pek çok yasa, yönetmelik, komisyon önerisi, rapor ve fiili uygulamalarla adım adım meşrulaştırıldı. 2004 yılından bugüne neler yaşandı, hangi adımlar atıldı, bu adımlar nasıl sonuçlandı, Diyanet İşleri Başkanlığı bu süreçte nasıl bir rol oynadı, hatırlayalım... TIKLAYIN
5 MADDEDE SAYIYORUZ: Çocuk istismarında gerçek önlemler işte böyle alınır!
Çocukların istismardan korunması için önleyici ve koruyucu yaklaşıma sahip, etkili, çocuk odaklı, hak temelli bütünlüklü bir çocuk koruma sistemi kurulmalı ve sistemi denetleyecek bağımsız bir izleme mekanizması kurulmalı. Adım adım bu mekanizmaların ne olması gerektiğini anlatıyoruz... TIKLAYIN
8 maddede çocuk istismarıyla ilgili doğru bildiğiniz yanlışlar... TIKLAYIN
İSTİSMARA UĞRAYAN BİR ÇOCUK İÇİN NELER YAPABİLİRİM?
Çocuklar size yaşadıkları istismarı anlattıklarında yapmanız gerekenler neler? Bir çocuk istismar edildiğini açıkladıysa ne yapılmalı/yapılmamalıdır? TIKLAYINÇOCUK İSTİSMARINDA ODAK CEZA DEĞİL ‘ÖNLEM’ OLMALI
Çocuk istismarı davalarına da bakan Hakim Murat Aydın anlatıyor: ‘Sadece yasalarla meseleyi çözemeyiz, herkesin buna el atması lazım. Çözüm uzak değil. Toplumdaki hassasiyet önemli.’
ÇOCUK İSTİSMARI ÖNLENEBİLİR! TALEPLERİMİZ AÇIK:
• Okul öncesi, ilkokul ve ortaokul düzeyindeki tüm zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır.
• 4-6 yaş için açılan tüm kurslar ve sıbyan mektepleri kapatılmalı; her çocuk için anne babaların çalışma saatlerine uyumlu, ücretsiz, bilimsel ve nitelikli kreşler açılmalıdır!
• Hem emekçilerinin vergilerine el konarak semirtilmiş bir sermaye grubu olan hem de yurttaşlara belirli bir dinin belirli bir yorumunu dayatan, ayrıca çocuklarımızın gelişimine zararlı pek çok kurumun kaynağı olan Diyanet İşleri Başkanlığı derhal kapatılmalı, tüm ülkede tüm yurttaşlar için tam inanç özgürlüğüne dayalı gerçek bir laiklik tesis edilmelidir!
• Devlet ile tarikatlar ve cemaatler arasındaki ekonomik, bürokratik ve kurumsal tüm ilişkiler kesilmeli, Bakanlıklar ile bu cemaatler arasında imzalanan tüm protokoller iptal edilmelidir.
• Örgün eğitim 18 yaş altı tüm çocuklar için zorunlu hale getirilmeli, ortaöğrenimde nişanlanma ve evlenmeye izin veren tüm yönetmelikler iptal edilmelidir.
• Okul yaşında olup da okul kaydı bulunmayan başta kız çocukları olmak üzere tüm çocukların durumu şeffaf bir şekilde araştırılmalı, eğitim hayatına geri kazandırılmalıdır.
• Evlilik adı altında işlenen çocuk istismarı suçları tespit edilmeli, tüm failler yargılanmalı ve gereken ceza indirimsiz olarak uygulanmalı, bu çocukların toplumsal hayata sağlıklı katılımı sağlanmalıdır.
• Yerli, göçmen ya da mülteci, statüsü fark etmeksizin çocuk işçiliği yasaklanmalıdır! Çocuk işçiliğine neden olan sosyo-ekonomik nedenler ortadan kaldırılmalıdır.
• İstanbul Sözleşmesi ve Lanzoretti Sözleşmesi hükümleri kayıtsız şartsız kabul edilip derhal hayata geçirilmelidir.
BROŞÜRÜ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
Kapak illüstrasyonu: Dilan Uğurlu / Ekmek ve Gül
İlgili haberler
5 MADDEDE SAYIYORUZ: Çocuk istismarında gerçek önl...
Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliy...
Çocuk istismarı yasa ve yönetmeliklerle adım adım...
Çocuk istismarı AKP iktidarı eliyle pek çok yasa, yönetmelik, komisyon önerisi, rapor ve fiili uygul...
İstismara uğrayan bir çocuk için neler yapabilirim...
Çocuklar size yaşadıkları istismarı anlattıklarında yapmanız gerekenler neler? Bir çocuk istismar ed...
Çocuk istismarında odak ceza değil ‘önlem’ olmalı
Çocuk istismarı davalarına da bakan Hakim Murat Aydın anlatıyor: ‘Sadece yasalarla meseleyi çözemeyi...
Çocuk istismarında acı tablo: Bu olayları unutma!
Son 20 yılda kamuoyunun gündemine onlarca istismar vakası girdi. Yeterli önlemler alınmış olsaydı, e...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.