‘Başka çocuklar ölmesin’ diyen kadınları duyun!
İki çocuğu, boşanmak üzere olduğu kocası tarafından öldürülen Dilek Çakır ile dayanışmak için Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi basın açıklaması yaptı. Kadınlar “Şiddet son bulsun” dedi.

Gülsuyu Heykel Meydanı’nda toplanan kadınlar “Artık yeter! Kadınlar-çocuklar öldürülmesin, şiddete uğramasın” yazılı pankart taşırken “Dilek Çakır yalnız değildir” sloganları attı. Kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Ebru Ünal şiddetin sadece kadınlarla da sınırlı kalmadığını küçük yaştaki çocukların da şiddetin kurbanı olduğunu söyledi. 10 yaşındaki Yiğitcan’ı, 7 yaşındaki Elasu’yu, 3 yaşındaki Hacer Hira’yı ve en son Dilek Çakır’ın kızları 3 yaşındaki Elif Mina ve 2 yaşındaki Miray Hira’yı hatırlatan Ünal, annelerin yardım çığlığının duyulmadığını belirtti. Açıklama şu şekilde devam etti:

Hükümet son 15 yıldır kadınları koruyan ve gerçek hak eşitliğini sağlayan hiçbir uygulamayı hayata geçirmedi. Hatta iktidar uyguladığı muhafazakar politika ve uygulamalarla erkek şiddetini adeta meşru hale getirdi. ‘Kadın ve Erkek eşit değildir’ dendi, Kadınların üzerindeki kıyafetler tahrik edici bulundu, taciz ve tecavüzlerin sebepleri bu şekilde açıklandı. Kadınların kaç çocuk yapacağından, hamile gezip gezmemelerine, hangi doğum yönteminin uygulanacağından doğumu ne şekilde yapacağına kadar her türlü özel alana müdahale eden bir anlayış üstüne birde çocuk istismarını kollayan, çocuklarla evliliğin önünü açan açıklamalarda bulunuldu. İktidarın uyguladığı politikaların aksine ‘Kutsal Aile birliğinin’ çocuk ve kadınların mezarı haline geldiği ve artık kadından ‘intikam’ almak için ‘savcı izni ile’ gördüğü çocuklarını öldüren babaların yarattığı bir dehşet ortamı içindeyiz. İki çocuğunu devlete yaptığı her türlü müraacata rağmen erkek şiddetine karşı koruyamayan Dilek’in çocuklarını kaybettikten sonra taziyeye giden Devlet yetkililerinin ‘üzgünlük belirten’ taziye açıklamalarının ötesine geçerek şiddeti yaratan ortama bir son vermesi ve kayıplar yaşanmadan şiddet mağdurlarının devlet gözetiminde korunup kollanmasını istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki Dilek ne ilk ne de son erkek şiddeti mağduru kız kardeşimiz. Yine mahallemizin çok yakınında Dilek’in yaşadıklarına benzer şeyler yaşayan erkek şiddeti mağduru bir kız kardeşimiz var. Sevgül… Sevgül’ün yaşadığı şiddet silahlı tehdide varmışken savunma talebiyle açtığı davada şiddet uygulayanın tutuklanması yönündeki talebi bildik gerekçelerle reddedilmiş olup Sevgül elinde silahla gezen ve kendisiyle çocuklarını hergün ölümle tehdit eden imam nikahlı kocasının ne zaman kapısına gelip kendisine ve çocuğuna zarar vereceğinin korkusuyla yaşıyor.
Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler ve Birleşmiş Milletler kararlarıyla kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek üzere yasa yapma, ve bu yasaların uygulanmasını sağlama ve denetleme, kadınların yaşam hakkını koruma, caydırıcı önlemler alma zorunluluğu var. Bu yasaların hakkınca uygulanması ve yaşanan kadın katliamına bir son verilmesi için kadına yönelik şiddet davalarında uygulanan ‘haksız tahrik ve iyi hal’ uygulamalarına, aile birliğinin korunması adı altında kadınları ikinci planda bırakan, kendilerine şiddet uygulayan erkeklerle bir arada yaşamayı zorlayan uzlaştırma girişimlerine bir an önce son verilmelidir. Olağanüstü hal gerekçe gösterilerek kapatılan kadın dayanışma merkezleri biran önce açılmalı, yerel yönetimlerin kadın sığınma evi açma yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri denetlenmeli, şiddete maruz kalan kadınların bu merkezlerde uygun koşullarda ve gizlilikleri korunarak kalmaları sağlanmalıdır. Yine sığınma evindeki kadınların beraberindeki çocuklarının eğitimlerinin gizlilik esasları çerçevesinde devamı için gerekli politikalar hayata geçirilmelidir. Kadınlarla ilgili yasalar yapılırken bu konuda ciddi bir birikim ve deneyimi olan kadın örgütleriyle işbirliğine gidilmelidir.
Bu anlamda biz Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evinden kadınlar olarak kız kardeşlerimizin erkek şiddeti ile öldürülmesine razı değiliz ve bundan sonra yaşam hakkımızı ve çocuklarımızı elimizden alan bu erkek zihniyetin değişmesini istiyoruz.
Bu gidişata dur demek için biz kadınlar sesimizi çoğaltmalıyız. Bunun için de daha çok mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyor ve buradan tüm kadınları erkek şiddetine karşı birlikte ve omuz omuza mücadele etmeye, dayanışma ağlarımızı birlikte örmeye çağırıyoruz.
İlgili haberler
Erkek şiddeti sadece kadınları mı hedef alır?

Önce ölmemek hayatta kalmak sonra özgürleşmek için, kadınlar ve çocuklar için neler yapılabilir? Bab...

Çocuklar erkek şiddetinin kurbanı olurken... Ne ya...

Erkekler, kadınlar kendilerinden ayrılmak istediklerinde neden çocukları öldürüyor? Bu sorunun yanıt...

Çocukları öldürülen Dilek Çakır’dan kadınlara çağr...

İki çocuğu, boşanmak üzere olduğu kocası tarafından öldürülen Dilek Çakır, “Kadınlar korkmasın, susm...