Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır
Amerika’daki seçimlerde şişirilmiş Hilary Clinton feminizmi’nden sonra medya İngiltere ve Fransa seçimlerinde de aynı hamuru kullanmaya çalışıyor ancak kadınlar bu oyuna pek gelmeyecek gibi...

Amerika’daki seçimlerde şişirilmiş Hilary Clinton feminizmi’nden sonra, medya önümüzdeki dönemde yapılacak İngiltere genel seçimi ve Fransa cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı hamuru kullanmaya çalışıyor. Ama İngiliz ve Fransız kadınları bu oyuna pek gelmeyecek gibi...
Amerika demişken, hatırlayalım kadınlara yaptığı hakaretlerle hep gündemde olan Trump’ın başkanlığı dünyada tartışılırken Fransa’dan Ulusal Cephe Partisi Başkanı Marine Le Pen, onu ilk kutlayanlar arasında yerini almıştı. İngiltere’de Başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri Theresa May ise Trump’ın savaş politikalarının yanında olduğunu her fırsatta gösteriyor.
Gelelim bu kadın adayların ne kadar kadın yanlısı politikalar izleyeceklerine...

MARİNE LE PEN
Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna, hedefini ‘milyarder olmak’ olarak açıklayan bağımsız parti adayı Emmanuel Macron ve aşırı sağcı Le Pen kaldı. Le Pen “Kadın haklarını savunacağım” gibi bir cümleyi seçim vaadi olarak kullanıyor, ama diğer yandan cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda eşcinsel evliliğe izin veren yasayı yürürlükten kaldıracağını söyledi. Avrupa Parlamentosu üyesiyken kadınlarla ile ilgili verdiği tek soru önergesi meme kanseri hakkındaydı. 2016 Mayıs’ında yoksulluk ve kadın erkek eşitliği üzerine yapılan ve heteroseksüel, lezbiyen, biseksüel ya da trans kadınların erkeklere oranla daha fazla yoksul olduğunu tanımaya dair bir önergede ret oyu kullandı. 2016 Nisan’ında dijital çağda kadınların daha da güçlendirilmesine dair yapılan önergede de ret oyu kullanmıştı. Çocuk bakıcısı, ev işçisi kadınlar üzerine verilen önergeye de ‘hayır’ dedi. 2015 Ekim’inde cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi AB etkinlik planının başlatılmasına karşı da ‘hayır’ oyu kullandı. 2010 Mayıs’ında ekonomik gerileme ve kriz konteksinde kadın-erkek eşitliği meselesine dair önergeye de ret oyu verdi. Avrupa’ya göçmüş kadınların rolü ve yeri üzerine verilen öneriyi de kabul etmedi... Bunlar sadece birkaçı.
Le Pen’in kadınlar hakkında verilen önergelerde verdiği yanıtlardan, cumhurbaşkanı olursa neler yapacağını kolaylıkla çıkarabiliriz herhalde.

THERESA MAY
İngiltere’de ise bir anda erken seçim kararı alan Başbakan Theresa May, Muhafazakar Parti’den tekrar aday. Ülkenin Margaret Thatcher’dan sonra ikinci kadın başbakanı May. İngiltere’de son yıllarda artan işsizlik, düşen yaşam kalitesi, sağlık sektöründe yapılan kesintiler en çok kadınları ve çocukları etkiledi. Çocuk hastalıkları ve ölümleri yoksul mahallelerde artarken, insanlar yemek bankalarından yiyecek sağlamaya çalışıyor. Hemşirelerin bile yemek bankalarını kullanıyor olması Muhafazakar Parti’nin yaptığı Ulusal Sağlık Servisi kesintilerinin ne boyutta olduğunun bir göstergesi. Okullara ayrılan bütçenin de kesintiye uğraması yine en çok emekçi aileleri etkiledi.
Göçmenlere karşı May de Le Pen gibi pek sıcak bakmıyor, ülkedeki göçmen merkezleri yapılan kesintiler yüzünden kapatılmaya başladı. Kadınlar kullandıkları tampon için bile vergi vermek zorundalar. Fakat bu kemer sıkma politikaları sanki Muhafazakar Parti döneminde yapılmamış gibi ‘Ben seçilirsem, bu tasarruf politikaları azaltılabilir’ gibi inandırıcılığı pek olmayan vaatler veriyor. Karşında ise İşçi Partisi’den Jeremy Corbyn var. O da vaatlerini açıkladı; bazıları şöyle: İşçileri sömüren geçici işçiliğin yasaklanması, ücretsiz stajı yasaklamak, asgari ücretin saatini 10 pound yapmak, babalık iznini artırmak, ücret eşitsizliğine çözüm bulmak...

KADIN HAKLARI SUUDİ ARABİSTAN’A EMANET!
Kadınların seçme ve seçilme hakkını 2015’te kazandığı en son ülke olan Suudi Arabistan, sanırız bu büyük başarısı nedeniyle, Birleşmiş Milletler Kadın Hakları Komisyonu’na seçildi. Birleşmiş Milletler’e göre Suudi Arabistan, kadınların yaşam koşulları ve haklarını iyileştirecek kararlar alacak ve kadınların güçlendirilmesi ile eşitlik meselelerinde adımlar atacak.
Kadınların araba sürmelerinin bile yasak olduğu, önemli kararlarını bir erkeğin vermesi gerektiği bir ülkenin kadın haklarını koruması için seçilmesi elbette büyük tepki aldı.
Geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan’ın Qassim ilinde kız çocukları konseyi düzenlendi, ancak kadınlar farklı bir odada olmak zorunda oldukları için fotoğraf karesine bile girememişlerdi. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporunda 145 ülke arasında 134. sırada olan Suudi Arabistan’ı BM Kadın Hakları Komisyonu’na hangi ülkelerin seçtiği bilinmiyor.



İlgili haberler
İsviçre’de kadına oy hakkı: Trajikomik bir refer...

İlk kez “Biz de karar vermek istiyoruz, kanton yasası değişsin” diyen Zürihli kadınlar, 1868’de oy h...

İngiltere’de 'tampon vergisi' kürtaj karşıtlarına...

İngiltere'de kadınların regl döneminde kullandıkları ürünlerden 'lüks vergisi' alınması ciddi bir ta...

GÜNÜN İLKİ: Fransa'da kadınlar ilk kez oy kullandı

Fransa’da kadınlar oy hakkını ilk kez 1945 yılında bugün, 29 Nisan’da belediye seçimlerine katılarak...