İktidarın “en az 3 çocuk” söylemleri sürerken üç çocuğu olan, çocuğunu kreşe bırakamadığı için güvencesiz çalışan Gülşah, çevresindeki kadınların dayanışmasıyla yaşamını sürdürebiliyor. İki senedir üç çocuğuyla birlikte Çankırı’da yaşayan Gülşah’ın evine misafir olduk. Eşini yoğun çalışma sonrası bir trafik kazasında kaybettikten sonra kendini büyük bir yaşam mücadelesinin ortasında bulan Gülşah, “Çocuklarım için ayakta kalmak zorundayım” diyor. 18 aylık oğlu, 10 ve 16 yaşlarında iki kızı olan Gülşah, devletin bağladığı 16 bin 450 liralık ölüm aylığı ile ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak kira, fatura ve temel gıda masrafları karşısında bu gelir yetersiz kalıyor.
Geçim derdi dayanılmaz boyutta
Eşinin işi nedeniyle geldikleri Çankırı'da kimsesi olmadığını belirten Gülşah, en büyük sıkıntının geçim olduğunu dile getiriyor: "14 bin lira kira veriyorum. Elektrik, su, mutfak masrafları, çocukların okul masrafları... Gelen para hemen gidiyor. Ağustos ayında kiram 20 bin lira olacak. Aldığım para zaten 16 bin 450 lira. Parayı nasıl yetiştireceğim ise devletin umurunda değil."
Aldığı ölüm aylığının temel ihtiyaçlarını dahi karşılamaya yetmediğini belirten Gülşah, market ve pazar alışverişlerinde büyük zorluklar yaşadığını söylüyor: "Markete gittiğim zaman zorlanıyorum. Pazara iki haftada bir gidersem gidiyorum, bazen hiç gidemiyorum. Çocuklara meyveyi geç, sebze bile alamıyorum."
‘Yardımı neden kestiklerini bilmiyorum’
Aile, bu zor günlerde annesi, arkadaşları ve eş dost yardımıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak düzenli olmayan erzak yardımları da yeterli olmuyor. Gülşah, daha önce aldığı elektrik gibi sosyal yardımların da kesildiğini belirterek: "Elektrik yardımı vs. alıyordum, hepsini kestiler. Neden kestiler bilmiyorum. Eşim yıllarca çalıştı, vergisini verdi bu devlete ama devlet bunun karşılığında hiçbir şey yapmıyor."
Vali ve belediye başkanı ile görüşmesine, yardım kurumlarına başvurmasına rağmen sonuç alamadığını ifade eden Gülşah, ailesi ve arkadaşları dışında arayan soranın olmadığını belirtiyor.
‘Kime bırakacağım bebeği?’
Çocuklarını kimseye muhtaç etmemek için elinden geleni yaptığını belirten Gülşah, geçici işlerle geçimlerini idame ettirmeye çalışıyor. Eşe dosta iğne oyası yapıp satıyor ve zaman zaman evlere temizliğe gidiyor. Ancak 18 aylık bebeğine bakması gerektiği için düzenli bir işte çalışamıyor: "Küçük bebeğim olmasa girerim bir işe çalışırım ama yapamıyorum. Nereye, kime bırakayım bebeği?"
‘Devlet nasıl geçinirsen geçin diyor’
Hükümetin aile yılı ve "en az üç çocuk" söylemlerini hatırlatan Gülşah, devletin bu durumda nerede olduğunu sordu: "Aile yılı diyorlar, en az üç çocuk diyorlar. Al sana üç çocuk burada, devlet nerede? Erdoğan ‘Ben hepinizin arkasındayım’ diyordu. Hani neredeler? Düştüm işte kaldırsın beni, üç çocuğum ile kaldım, ayağa kalkamıyorum. Hem aç kalmamızı istiyorlar hem de onları desteklememizi istiyorlar. Kusura bakmasınlar, yok öyle. Düştüğümde, aç kaldığımda beni kaldırmayan bu devleti destekleyemem."
Fotoğraf: Evrensel
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















