Kıymetli hazirun, siz bu satırları okurken geçen hafta sonu oy kullandığınız sandıklar kim bilir hangi depoda bir sonraki erken seçimde kullanılmak üzere istiflendiler. Muhtemeldir ki halinizi hatırınızı soran siyasiler de aynı süre köşelerine çekilecekler. Umarım çoğunuz kendinize uyacağını düşündüğünüz ve hazineden payınıza düşen vergi gelirlerini en doğru hizmetler için harcayacak bir belediye meclisi seçmişsinizdir.

Açıkçası seçimlerden önce benim ve yakın çevremdeki insanların öğrenilmiş çaresizlikle mücadele edebilmek için öncelikle yoğun bir depresyon tedavisine girmemiz gerekirdi. Ne yazık ki temel ihtiyaçlarımızı dahi zor giderebildiğimiz şu ekonomik koşullarda terapi, antidepresan gibi “lüks” ihtiyaçlar mümkün olmuyor. Geçenlerde apartman girişinde komşularım konuşurken kulak misafiri oldum. Meğer başkan adaylarından bahsediyorlarmış.

“Ay yok, o biraz safçana duruyor. Etrafındakiler ona göz açtırmaz.”

“Valla saf olsun bizden olsun. Baksana ötekinin de kaşı gözü ayrı oynuyor.”

Onlara biraz gücenmedim değil. 80 senede bir defa iktidar ve ana muhalefetin aynı anda kadın başkan adayı çıkardığı bir dönemde bu inançsızlık, bu cinsiyetçi eleştiriler hiç hoşuma gitmedi. Peynir almaya girdiğim dükkânda da yaşlı bir teyze reklam panolarını işaret edip “Ben bunu beğeniyorum kızanım” dedi. “Baksana kaşı ayrı güzel, gözü ayrı güzel. Maşallah.” Kadıncağız belediye başkan adayı mı Miss Turkey bölge finalisti mi o konuda kafalar karışıktı. Peynirci, “A be teyze boş ver kaşını gözünü, karnını doyuracak mı o senin?” demez mi! Sanıyorum o da belediye başkanını karnımızı doyurmakla yetkili başka birileriyle filan karıştırıyor. Merkel’i ülkelerinin ilk kadın şansölyesi yapan Almanların bu yaşlı teyzenin estetik anlayışına sahip olmadıklarını düşünüyorum.

Seçmenin kafası böyle karışıkken adaylardan biri de benim içten gelen feminist arka çıkışıma nanik yapar gibi “Şehrimize kadın eli değecek!” sloganıyla eril söylemin yelkenlerini şişire şişire bodoslama ilerlemesin mi! Niye bu bıyıklı ademlerin tam da kadınlardan beklediği hizmetler başlığının altını dolduruyorsun?

Annem de seçim gündemi başladığından beri emeklilere müjde bekledi durdu. 10 bin lira maaşına “10 bin lira” diyebildiği için o parayı çok zanneden gariban anam. Etin kilosu olmuş bin lira. Annem müjde bekleyedursun başkanımız da şey demiş zaten: “Fiyat istikrarı sağlamadan yapılan maaş zamlarının daha cebe girmeden nasıl eridiğini iyi biliyorsunuz.”

Valla doğru başkanım! İstikrarı sağlamak adına derhal erken seçime gidilip sizin sonsuza kadar başkan seçilmenizi sağlamalıyız. Bakın görün o zaman nasıl bir istikrar sağlanıyor. 20 yıl nedir Allah aşkına. Başladı, bitti bile…

Nasılsa eriyecek diye zam yapılmayınca deneyimlediğimiz bu dünyada tek heyecanımız seçimler. Haa bir de havalar ısındığı için doğalgaz faturası gelmeyecek diye seviniyoruz arkadaşlarla. Biraz çekirdek kavurup öğrenilmiş çaresizliğimizi öğrenilmemiş umuda evirmeye çalışacağız. Olmadı Mandreke'den rica ederiz.

İnsanların seçimle kamu düzeni oluşturma çabası çok eski olmakla birlikte ancak bu kadar evrilmişken benim şakalarım şaka bile sayılmaz artık. Zamanımızdaki sistemle karşılaştırabileceğimiz ilk seçimler bizim yan komşuda olmuş. Biliyorsunuz ben ülkenin en batısında ikamet ediyorum, yan komşu Yunan. Antik dönemde M Ö 754 yılında Yunan şehir devletlerinden Spartalılar kamusuna hem seçme hem seçilme hakkını tüm vatandaşlarına tanımış. Bilin bakalım “TÜM” vatandaşlar ifadesinin içine kimler girmiyor?

Bir bilmecem var okurlaaaaar

Acaba nedir nediiirrrr?

Çalışmak denince akla

Hemeeen onuuun adı gelir

İpucu: Birilerinin çocukları doyurup, çamaşırları yıkaması ve oy kullanırken çok yorulan “TÜM” vatandaşlara yemek yapması gerek.

Bildiniz.

Başa dönecek olursak. Nihayet 1930'dan beri aday olabilmelerine rağmen kadın belediye başkan adaylarının posterlerine yapılan yorumları duyunca eğer yepyeni bir şey olacaksa bizim kendi içimizden gelen derin bir inanç ve destekle olacağını düşünüyorum.

Hizmet edebilecek bir makama gelmiş hemcinslerimizin kusurunu bulmaya değil, varsa eğer yapıcı eleştirilerimizi iletip destek olmaya çalışmalıyız. Bu anlamda bir “kadın eli” değmeli dünyamıza.

Şefkatli, onaran, cesur.

Bu seçimde olmadıysa bir dahakine… Ta ki umut etmek için sihirbazlara ihtiyacımız kalmayıncaya kadar.

* [email protected]

Fotoğraf: Pixabay