‘Robot değil insanız, iş çığırından çıktı!’
“Enflasyona ne kadar zam yapılırsa bize de o kadar zam yapılacak. Ama şu an en az 15 bin lira olması lazım. Paranın hükmü hiç mi olmaz arkadaşlar? Kış çetin geçecek...”

“Haksızlığa karşı çatık, o yüzden alttan almayı çok beceremeyiz.

Lakin kurnazın oyununa geldik, nereye gitti benim emeğim?

Patronun çarkı kırık, peki kimseye gösteremez miyiz?”*

Betondan bozma binlerce binanın içinde yüzlerce hatta binlerce işçinin çalıştığı fabrikalardan yazıyoruz. İstanbul Tuzla Organize Sanayi Bölgesi yıllardır ne direnişlere ne grevlere ne hak mücadelelerine tanıklık etmiştir. Sanıyorlar ki o dört duvar içinde olanlar orada kalır, sanıyorlar ki turnikeli geçişlerin çıkışında biz işçiler başka bir dünyayı düşleme umudunu yaşamayız, yaşatmayız. Bırakalım onlar öyle sansınlar şimdilik...

Biz rotamızı sanayideki iki metal fabrikasına çevirelim. Fabrikalardan biri bugünlerde 2. sözleşme sürecine giren Chen Solar, diğeri ise geçtiğimiz aylarda sözleşmesini imzalayan HT Solar. İkisi de güneş paneli üretiyor ve ikisinde de Birleşik Metal-İş Sendikası örgütlü.

Chen’de çalışan arkadaşımız eski CSUN işçisi. 3 yıl CSUN’da çalıştıktan sonra fabrika kapanınca işsiz kalan CSUN işçilerinin bir kısmı Chen’de işe başladı. Yaklaşık 4 yıldır da Chen’de çalışıyor Zehra. Eşiyle birlikte çalışıp kızını okutmaya çalışıyor. “Fabrika hayatı işte” diyor Zehra. Sahi nasıl Zehra’nın hayatı?

“Artan zamlar, biz işçilerin nefes borusuna her gün bir taş daha koymaya devam ediyor. Kiralar birken üç oldu, çocuk okutan arkadaşlar olarak daha okul başlamadan forma, defter, kitap, yurt, yol paralarının hesabını yapamazken nasıl işin içinden çıkacağız bilmiyoruz. Zaten borçlara hiç girmiyoruz. Yemek ve çay molalarında, serviste, tezgah aralarında tek gündemimiz geçim derdi. Savaş olur, Mecliste bir konuşma yapılır, EYT için gelişmeler açıklanır, bir kadın cinayeti olur, hasta oluruz… Hepsi makina ve tezgah başındaki bin bir soruya dolaşır: Biz işçiler insanca nasıl çalışıp, nasıl yaşayacağız? Bizim güvencemiz ne olacak?”

‘AĞAM BENİMLE EĞLENİR’

“Her gün birden fazla gündemin yaşandığı ülkemizde bu gelişmelerin biz işçilere yansımasını görmemek mümkün değil. Ama kimimiz bunu dünyanın içinden geçtiği zorlu bir süreç olarak tarif ediyor. Benim gibi düşünen arkadaşlarımla maaşlar yattığında daha gün doğmadan elimizde kalan parayı, bir de temel ihtiyaçlar için eksilen kredi kartlarını gördükçe ‘Ağam bizimle eğlenir’ cümlesini yinelemeye devam ediyoruz. Aslında iktidar biz ne düşünürsek düşünelim bant başındaki işçilerin tümüyle eğleniyor. Asıl görmemiz ve birbirimize anlatmamız gereken de bu işte.”

Geçtiğimiz günlerde sözleşme için patron ile sendika ilk kez masaya oturmuş. Önümüzdeki günlerde ise ikinci kez yan yana gelecekler. Gelinen süreci Zehra’dan dinliyoruz:

“Tüm bunlara rağmen sözleşme sürecimiz daha canlı ve umutlu geçiyor. İlk sözleşmemizi imzaladığımızda düşük gibi görülebilir ama daha önce elimizde olmayan birçok hakkı kazanmıştık. Gelinen noktada yaklaşık 7 bin lira maaşın, 200 lira bayram, 200 lira erzak parasının esamesi okunmuyor tabii. Yoksullaşmamızın verilerini halihazırdaki sözleşmemizden çok net anlayabiliyoruz. Yeni sözleşme sürecine girmişken de sendikamızla birlikte şu anki enflasyonu göz önünde bulundurarak hareket ediyoruz. 14 bin liranın altını tartışmıyor, tartıştırmıyoruz.”

‘KAZANDIĞIMIZI ANLADIK’

“Fabrikada 100 civarında kişi çalışıyoruz. Sendikalı olmak, mücadele edebilmek için çok önemli bir birlik. 2 yıla yakın sendikasız, kuru asgari ücrete haklarımızı almadan çalıştık. Ama artık bir sorunumuz olduğunda sendika var. Güvence o kadar önemli ki. Biz işçiler o yüzden sendikalarda kendi temsiliyetlerimizi kurmak zorundayız. Az kişi olmamızdan kaynaklı sadece sözleşmeden sözleşmeye değil ekonomik, sosyal, biz kadın işçilerin yaşadıkları vb. her türlü sorunumuzda ilk elden konuşma imkanımız oluyor. Ama bunu başarmamız kolay olmadı tabii ki. Bizler yıllar önce mücadele ederek fabrikamıza sendikayı getirdik. Birlik olduk. İlk o zaman kazandığımızı anladık işte.”

İlk aşama olarak birlik olan Chen işçileri yaz aylarının bunaltıcı sıcakları beynimize işlerken sıcaklar karşısında kendi çözümlerini bulmuşlar bile. O çözüm ne mi?

‘BUHAR OLUP UÇMADAN ÇALIŞTIK’

“Geçtiğimiz ay işyeri çok sıcaktı. Tek bir pervane yoktu. Nefes alamıyoruz. Bir de baktık, ofislere klima taktırırlarken, biz işçiler buhar olup uçmadan çalışıyorduk. Çünkü uçamayız. Biz de buna karşı iş durdurduk. Madem hem buhar olup hem de uçamayacağız, bu işte bir terslik var dedik. Ve şimdi bizim de üretim alanlarımızda klimalar var.”

İKİ TEZGAHA YETİŞME ÇABASI
Zehra’nın bıraktığı yer bizlere derin bir nefes aldırdı değil mi? Öyleyse gelelim HT Solar işçilerine...
HT Solar ise geçtiğimiz aylarda sözleşmesini imzaladı. O dönem açısından Tuzla’dan Gebze’ye birçok fabrikada işçiler HT Solar’ın sözleşmesinden haberdar, kendi sözleşmeleri için örnek olarak tartışıyorlardı. Şimdilerde ise HT Solar işçileri eylül ayındaki ara zammı bekliyorlar. İşçilerin en büyük derdi ise vergi kesintileri. Şimdiden yüzde 27’lik vergi dilimine giren HT işçileri ara zam tartışmalarını sürdürüyorlar. Bu tartışmaları eskiden kendi tezgahlarında sürdürürken şimdilerde ise iki tezgaha birden bakarak hararetli bir şekilde sohbetlerini ediyorlar.
‘BOŞ KAVANOZLAR DOMATES, BİBERLE DEĞİL ÖFKE İLE DOLU’

“Enflasyona ne kadar zam yapılırsa bize de o kadar zam yapılacak. Ama şu an en az 15 bin lira olması lazım. Paranın hükmü hiç mi olmaz arkadaşlar? Kış çetin geçecek, evet. Kirada yaşayan biz işçilerin geçinebilmek için tek bir şansı kalmamış. İşten çıkartmalar, tehdit ve baskılar artmış, artan kiralar karşısında evden çıkarılan arkadaşlarımızla kışlıklarımızı hazırlıyoruz. Boş kavanozlarımız domates, biber, tarhana ile değil yoksulluk, işsizlik, öfke ile dolmuş. Fabrikamızda önceleri iktidarı net bir şekilde savunan arkadaşlarımız bugünlerde lanet ediyor. Önceleri bizimle dövüşen arkadaşlardı onlar. Ama işte ortaklaştığımızı daha çok görmeye başladık. Hem bant başında hem evde hem de çocuklarımızı götürdüğümüz okullarda. Bu da bize umut veriyor evet. Başımızdakiler bizlerin robot olmasını istiyorlar. Düşünmeyelim, sorgulamayalım. Bir tuşa basalım yeter. Ama artık iş çığırından çıktı.”

*Ozbi-Anadolu şarkısından alındı

Fotoğraf: BİRLEŞİK METAL İŞ