Pandemi geçici dayanışma kalıcı olsun!
Hayatlarımızı tümden değiştiren pandemi, kimimiz için ailemizi bile daha yakından tanımamızı sağlıyor, dayanışma ruhunu güçlendiriyor...

Merhaba Ekmek ve Gül okurları. Ben annesi ve kız kardeşiyle yaşayan işsiz bir kadınım. Annem bir kafede temizlik elemanı olarak çalışıyordu korona belası ortaya çıkana kadar. Şimdi ücretsiz izinde. Patronu İŞKUR’a başvurarak sigortalı çalışanların işsizlik maaşı almasını sağladı. Ancak sigortasız çalışan elemanları için ücretsiz izin vermekten başka bir şey yapmadı. Annem sigortalı olabilmek için çok mücadele etti. Çünkü herkes gibi emekli olup rahat etmek istiyor. Sonunda sigortalı yaptılar ama bunu kendisi gibi çalışacak kimse bulamadıkları için yaptılar. Başvurudan bu yana 1 ay geçmiş olmasına rağmen hâlâ maaşın bağlanmasını bekliyoruz. Babamızdan bize kalan yetim aylığı ile geçinmeye çalışıyoruz.  

Hayatımızın normal aktığı zamanlarda da annemle pek anlaşabilen bir insan değildim. Çünkü anneme göre ben üniversite okuduğum için ‘zenginler’ gibi sürekli dışarıda geziyordum. Çünkü ona göre ancak para kazanıyorsan, eve ekmek getiriyorsan dışarıda bir hayatın olabilir. Onu kesinlikle yargılamıyorum. Bunun sebebinin küçük yaşlarından beri zor şartlarda çalışmış ve hâlâ da çalışıyor olması olduğunu biliyorum. 13 yaşındayken babasını kaybedince annesi fabrikada çalışmaya başlamış. Annem, kaldıkları kapıcı dairesinde kardeşlerine bakıp bir de apartman görevlisi olarak çalışmak zorunda kalmış. Boyunun hep bu yüzden uzamadığını söyler. Çok ezildiğini, iyi beslenemediğini anlatır hep. Kendisi ancak ilkokulu bitirebilmiş ama kız kardeşinin üniversite okuyabilmesi için ağabeyiyle çok kavga etmiş. Ailenin benden önceki tek üniversite okuyanı teyzemdir.

DAHA ÇOK ÇALIŞMAK İÇİN HIZLI YEMEK YEMEK!

Annemin hayatından kısa bir özet verdikten sonra korona günlerinde tek mutlu olduğu şeyin bizim evde durmak zorunda olmamız olduğunu söyleyebilirim. Bir de temizliği sürekli beraber yapıyor olmamız. Onu bu süreçte mutsuz edense benim ve kardeşimin çalışmıyor olması, kendisinin evde durmaktan kilo almış olması. Bu yüzden de her gün kendisine egzersiz yaptırıyoruz. Ama pek bir faydasını göremedik şimdiye kadar. Çünkü kilo almaması için az az, sık sık yemeli ve yediği şeyleri iyi çiğnemesi gerekiyor. Ancak annem o kadar hızlı ve çiğnemeden yiyor ki... Sürekli uyarmak zorunda kalıyoruz, bu sefer de tartışma çıkıyor. Bu kadar hızlı yemesinin sebebinin çalıştığı yerlerde yemek yeme süresinin çok kısa olması ve yemek arasında bile işini yapmaya devam etmesinin istenmesi yüzünden olduğunu, bunun çözümünü de bu şekilde yemek yemekte bulduğunu söylüyor.

Korona günlerinin bana kattığıysa annemi daha iyi anlamam, tanımam ve uzlaşabileceğimiz noktaları birlikte bulabilmemiz oldu. Elbette hâlâ çok tartışıyoruz ama küslüklerimiz eskisinden daha kısa sürüyor. Birbirimizi dinliyoruz ve birbirimize destek olmaya çalışıyoruz. Eminim bizim gibi yüzlerce, binlerce kadın var. Bu yazıyı yazmaktaki amacım da birbirimize yalnız olmadığımızı hissettirmek istememdir. Benzer şeyler yaşayıp, aynı hayat mücadelesinin, ekmek kavgasının içinde olduğumuzu anlatmaktır. Birbirimizle dayanışma içinde olduğumuz sürece pandemiyi yenmeye de hakkımız olanı almaya da gücümüz var. Unutmayalım ki pandemi geçici, dayanışma kalıcı.

İlgili haberler
Keçiören’de ‘Balkon sohbetleri günlüğü’nden notlar...

Balkon sohbetlerinden görülüyor ki kadınların gündemi; yüksek tutarlı faturalar, çalışma yaşamının s...

Bir kahve kokusunun hatırlattığı

Eğer hayatım bir film olsaydı her mendilin yanına bir de not bırakırdım ‘Çocuklarınızın kalbinde yar...

#Yaşasın1Mayıs... Yaşasın mücadelemiz!

Şiddetsiz, güvenli bir yaşam, umutlarımızın yeşerdiği bir gelecek için... Haklarımız için... Yoksull...