Merhaba Ekmek ve Gül okurları,
Kurtköy’de bir cam fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. 2 çocuk annesiyim. Hayatımın 11 yılını çalışarak geçirdim. 7 yıldır bu fabrikada çalışıyorum. Çalışma hayatım boyunca bu yıl ilk kez l Mayıs İşçi Bayramına katıldım. Daha önce de 1 Mayısa katılmak çok istemiştim. Ama çeşitli nedenler yüzünden bu isteğimi gerçekleştiremedim. Gitmeme mani olan bütün engelleri artık geride bırakıp bu yıl 1 Mayısta işçiler olarak yalnız olmadığımızı, haklarımızı ve taleplerimizi hep bir ağızdan haykırmanın coşkusunu dile getirmek beni daha da güçlendirdi.
Ertesi gün işbaşı yaptığımda, fabrikada çalışan arkadaşlar niçin mesaiye gelmediğimi sordular. Ben de onlara 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramına katıldığımı söyledim. Benim dışımda tüm fabrikanın o gün mesaiye gelmiş olduğunu ustabaşının, “Oo sonunda teşrif edebildiniz” sözüyle öğrenmiş oldum. Daha sonra birlikte çalıştığım arkadaşlara 1 Mayısı anlattım. “Birlik ve dayanışma içinde tüm işçilerin, kadınların, her kesimden insanların bir araya gelip, hep bir ağızdan daha insanca bir yaşamı savunması bana çok büyük bir güç ve moral kattı. Sloganlarla taleplerimizi haykırmak, o günkü coşkuyu yaşamak çok güzeldi.” dedim. Anlatırken bazı arkadaşlar olumlu karşıladılar. Bazıları da “ya bomba patlasaydı!
Ölebilirdin, nasıl gittin?” diyorlardı. “Gittin de başın göğe mi erdi, kime sesini duyurdun, seni duyan oldu mu” diyenler de çıktı. Bense, onlara yıllardır çalıştığımızı ve haklarımızı halen alamadığımızı anlattım. 7 yıldır bu fabrikada çalışmamıza rağmen ne sendika, ne yol, ne servis, ne de 8 saatlik iş günü yok. Asgari ücrete zam dahi alamadığımızı, tüm bu talepleri ise 1 mayıs günü, diğer işçilerle hep beraber talep etmemim o gün kazanacağım mesai parasından daha önemli olduğunu söyledim. 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı işçilerin tek bayramıdır. Hem de tüm dünya işçilerinin! Sesimizi duyurmanın tek yolu birlik ve beraberlik içinde alanlarda haykırmaktır. Bugün ülkemizde kanun hükmünde kararnamelerle birçok işçi hakkı elimizden alındı. Şimdi de kıdem tazminatlarımıza göz diktiler. Gazeteciler, öğretmenler, kararnamelerle işten atıldılar. Sonuç olarak ben, tüm işçileri, emekçileri, iş güvencemiz olan kıdem tazminatlarımıza sahip çıkmaya, kararnamelerle atılan herkesin işlerine geri dönmeleri için dayanışmaya, mücadelelerine destek vermeye çağırıyorum.
İlgili haberler
Örgütlenme nasıl olmaz!
Ege Serbest Bölge’de kurulu, savaş uçakları için kablo üretimi yapan Fokker ELMO fabrikasında çalışa...
Maketini değil, taşıyabilirsen gerçeğini taşı hadi...
1 Mayıs'ta “Maketini bile 3-4 kişi taşıyabiliyorken yurtlarda bunları tek başımıza taşımak zorunda b...
Rüzgârlar seni savurmasın: BİRLİK, MÜCADELE, DAYAN...
Her nerede ve nasıl girdiysek Mayıs ayına, işsizliğin kol gezdiği, işsiz kalma korkusunun yakamıza y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.