Hayatın dönüm noktaları vardır herkes için. Beklenmedik bir anda yaşandığında hayatınızda gideceğiniz ya da gitmek istediğiniz yolu değiştirir. Ancak hep bir çekingenlik olur içinde insanın. Acaba olur mu olmaz mı, nasıl olacak diye düşünceler dönüp dolaşır. En küçük bir olumsuzluk dağılacak noktaya getirir, en küçük bir ilerleme de tüm motivasyonu toplar bir anda. Bahar da böyle bir dönemden geçiyor işte. 20 yıl boyunca yaşamak zorunda olduğu hayatı bir günde değişiveriyor.

RUTİNDEN ÇIKAMAMAK

Sosyal medyada çeşitli sayfalarda paylaşılıp önümüzde düşen o meşhur yemek masası sahnesi, Bahar’ın geçmiş 20 yılının özeti. Yaptığı her şey göz ardı edilerek masada bardağın yerinin yanlış olması, mutfakta unutulan boya fırçası, evde yapmak istediği bir değişiklik, çorbanın sıcak olması gibi şeyler göze batmaya başlıyor. Açıklama yapmasına da konuşmasına da fırsat verilmiyor Bahar’ın. Aldığı tıp diplomasına rağmen konu doktorluk olunca “anladığı işlerden konuşması” gerektiği söyleniyor. Sıradan olabilecek bir akşam yemeği zehir oluyor esasında. Göz yaşlarının akmasını dahi durduruyor. Çünkü bunu yapması gerek. Ağlayamaz, hata yapamaz, rutininden çıkamaz.

Kayınvalidesinin Bahar’ı beğenmeyişinin nedeninin Bahar’ın ailesi olduğunu anlıyoruz. Kayınvalide, sıklıkla kendilerinin nasıl bir aile olduğunu hatırlatıyor hem Bahar’a hem bize. İçinde yaşadıkları zenginliğin farkında olması gerektiğini, bu “köklü” ailenin gelini olmanın başlı başlına önemli olduğunu söylüyor. Kayınvalide, bir yandan da yardımcı olarak görür Bahar’ı. Onun rutinlerinin devam etmesini sağlayan, sabahları detoks suyunu hazırlayan, ilaçları içmeden kahvaltısını yapmasını sağlayan da Bahar’dır oysaki.

YENİ BİR HAYAT

İlk bölümün girişinde sabah kimse uyanmadan kahvaltı hazırlayan Bahar’ı izleriz. Ev kadınlarına dair konuşur dış ses olarak Bahar. “Bol zamanın vardır dersiniz, bilmezsiniz biz zamanla yarışırız. Bütün gün evdesiniz dersiniz, evet biz evde ömrümüzü sizin için harcarız.” Kadınların ev içinde yüklendiği angaryaya dair birkaç kelam eder böyle diyerek. Hem kendini hem de çalışmayan kadınların hayatını özetlemeye çalışır bize. Kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 36 olduğu ülkemizde çalışma yaşamına dahil olmayan kadınlara dair, kısa da olsa birkaç kelam edilmesi bazı gerçekleri de ortaya serer. Bu cümleler evde yüklendiği angaryanın yok sayıldığına dair de şeyler söyler bize. “Hepinizden önce başlar bizim mesaimiz. Hepiniz uykudayken biz hazırlarız güneşi, günü, baharı. Bilmezsiniz o gömlek ne ara ütülendi, o battaniye ne ara kaldırıldı” der Bahar, bir mesai gibi günlük rutinde yapılan ev işlerinin, çocuk bakımının dışarıdan nasıl görüldüğünü anlatmak için.

Bahar bize ev içi angaryayı, çalışmayan bir kadın olarak yaşadıklarını anlatırken bir gün hayatı değişir. Yaşadığı sağlık sorunuyla beraber hayatının değişmesi gerektiğinin farkına varır. Günlük rutinlerini, yaptığı işleri değiştirir. Hiç başlamadığı mesleğine geri dönmeye karar verir. “Bütün çiçekleri koparsanız da baharın gelişini engelleyemezsiniz” dediğinde bize hayatının en sıradanlaştığı anda nasıl yükseldiğini anlatmak istemiş meğer. Ona biçilen; soylu bir ailenin gelini, birinin eşi, kayınvalidesinin hizmetlisi gibi rolleri atar üstünden. Hayatının, onun için daha iyi olacağını düşündüğü ikinci dönüm noktasındadır şimdi. Bundan sonra yeni hayatını yaşayacak Bahar. Biz de onun bu yeni hayat yolcuğuna eşlik edeceğiz.

Türkiye’deki dizi sektöründe çok az değinilen konulardan biri olması nedeniyle de ilgiyi çekiyor üstüne Bahar dizisi. Ancak her başarılı kadının arkasında onu destekleyen bir erkek vardır mesajı da veriliyor dizide. Hastalığı nedeniyle gittiği doktor Evren’in onu teşvik etmesiyle mesleğine geri dönüyor mesela Bahar. Elbette tek etmen doktor Evren değil. Hastanede kaldığı süreçte eşi ve kayınvalidesinin yaptıkları onu yeni bir hayata itiyor. Ancak bu hayatı nasıl kuracağı konusunda yol gösteren de Evren oluyor. Şimdilik motivasyon konuşmalarıyla yetinen Evren, umarım ilerleyen bölümlerde de sadece motivasyon konuşmaları yapmaya devam eder. Kendine yeni bir yol çizmeye başlayan bir kadının hikayesini izliyoruz hep birlikte bu dizide.

‘ASLINDA BU ÜLKEDE BİNLERCE BAHAR VAR’
Bahar’da birçok kadın kendini de buldu. Kendi yaşamını yeniden kazanmaya çalışan kadınlar, diziyi izlerken hissettiklerini, kendi yaşamlarını dizinin videolarının altında yorum olarak paylaştılar:
“Aslında bu ülkede binlerce Bahar var.”
“Ben de okumuş, eğitimli biriyim. Beni de kocamın ailesi senelerdir böyle bastırdı. Hor gördüler hep. Bahar gibi senelerdir eve kapattım kendimi onlar yüzünden. Şimdi küllerimden yeniden doğdum herkese karşı güçlüyüm. Ben de senelerdir herkese sustum, sırtıma bindiler. Mesleğime de geri döneceğim, artık kimsenin beni üzmesine müsaade etmeyeceğim. Bahar birçok kadının sesi oldu bence.”
“1998 mezunuyum, 2 yıldır ben de çeşitli sınavları kazanıp göreve başladım .İnsan isterse ya da mücadele etmesi gerekirse başaramayacağı yok.”
“Sınavı kazandığı anı unutamıyorum, o zıplarken ben ağladım. O duyguyu yaşamayan bilemez, kendisi için bir şeyleri başarmak, kendini kaçırdığı yerde yakalamak…”
“Bahar gibi ben de evlilik için kariyerimi bıraktım ve hastaneye kariyerime geri dönmek için çalışıyorum. Öyle gözlerim dolu dolu izledim ki. Ben 20 yılımı vermek istemiyorum.”

Fotoğraf: Bahar dizisinin fragmanından alınmıştır