Kadına şiddette ‘kovuşturmaya yer yok’muş!
‘Kadınlar ayrılmak istediklerinde şiddet gördükleri evlerden hemen kurtulamıyorlar. Evden ayrıldığında bu sefer de boşanma süreci ile uğraşmak zorunda kalıyorlar.’

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artarak devam ediyor. Her yıl yüzlerce kadın şiddet gördüğü, boşanmak istediği için derneğimizin, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin dayanışma ağına başvuruyor. Bize ulaşan birçok kadının yaşadıkları, sistematik şiddetten kurtulmak için harekete geçtiklerinde aslında adım adım nasıl ölümle karşı karşıya kaldıklarını da gösteriyor.

Mart ayı içerisinde iki günde 5 kadın evli olduğu erkekler tarafından katledildi, 3 kadının da ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçti. Basında yer alan haberlerde birkaç satırla değinilip geçilen kadın cinayetleri artık çok fazla kamuoyunda gündem olmuyor ve bir süre sonra unutuluyor. İktidar, kadın cinayetleri artarken hukuki düzenlemeler yapmadığı gibi var olan yasaları da etkin bir şekilde uygulamıyor.

Bir yıl içerisinde sadece yaşadığımız mahallede üç kadın evli olduğu ya da boşandığı erkekler tarafından katledildi. Şiddet gördüğü için şikâyetçi olduğu soruşturmada takipsizlik kararı çıktığı gün öldürülen Tülay Erşahin gibi Sevilay öldürüldükten sonra evine, failinin beyanın esas alındığı ve “kovuşturmaya gerek yoktur” kararı geldi.

Yaşanan kadın cinayetlerinin ardından öldürülme tehlikesine karşı gizlilik ve koruma kararları ile yeni bir hayat kurmaya çalışan kadınların psikolojilerinin olumsuz etkilendiğini “Sıradaki ben mi olacağım?” korkusunu yaşadıklarını biliyoruz. Bu korku ve panikle derneğe ulaşan kadınlardan sadece ikisinin anlattıkları isimleri farklı olsa da öldürülen kadınların yaşadıkları süreçlerle ne kadar benzer olduğunu gösteriyor.

MAHKEME ELİYLE HAZIRLANAN ŞİDDET ZEMİNİ

Nil, evliliği boyunca şiddet görmüş. Her boşanmak istediğinde sürekli çocuklarıyla tehdit edilmiş. “İlk boşanmak istediğimi söylediğimde hatalı olduğunu bildiği için kabul etti. Beni aldatmıştı, şiddet uygulamıştı, sorumsuzdu. Ama boşanma davası açmak istediğimde tehdit etmeye başladı. Şiddet gördüğüm evde kalmaya devam ettim.” Nil bir süre sonra tekrar boşanmak için harekete geçtiğinde yine şiddet görmüş ve çocuklarını vermemekle tehdit edilmiş. Şiddet gördüğü evden gitmeyi düşündüğü için darp raporu almış ama şikâyette bulunduğu adam ile aynı evde yasamaya devam etmiş. “3. defa boşanmaya kalkıştığımda karşı taraf daha da sertleşti. Bu sefer çocuklarımı da alıp yeni bir hayat kurmak için evi terk ettim. Boşanma davası açtım, çocuklarımla birlikte bir ev tuttum. Ama bu sefer de yeni kurmaya çalıştığım hayatımla ilgili sürekli tehdit etmeye başladı. Evimi bastı, duvarımı taşladı, silahla tehdit etti.” Nil, sosyal medyada sürekli silah görselleri paylaştığı için fotoğrafların ekran görüntüleriyle mahkemeye başvurduğunda savcılıktan “kovuşturmaya yer yoktur” kararı verildiğini söylüyor.

Hayatı boyunca şiddetten kaçmaya çalışmış çoğu kez farklı illerde sığınma evlerinde kalan Seyran, boşanmaya karar verip dört çocuğuyla kendine yeni bir hayat kurmak istediğinde eşi yeniden karşısına çıkmış. “En sonunda boşanmaya karar verdim ve dört çocuğumu da yanıma alarak buraya geldim. Ama burada da rahat bırakmadı beni. Dayanışma ile kurduğum evime yerleşmeye çalıştı. Bana yardım eden insanları da tehdit etti. İş bulduğumda iş yerini basıyor. Gündelik işlere merdiven temizliğine gidiyorum çocukların karınlarını doyurmak için. Ama orda peşimi bırakmıyor. Boşanmamak için her yolu deniyor. Sürekli silahla öldürmekle tehdit ediyor.”

Kısa bir süre önce boşanmak istediği eşi tarafından çocukları kaçırıldı. Seyran bu süreçte çocuklarını bulmak için savcılığa başvurduğunda evlilik birliği devam ettiği için “çocukların babası” denilerek “Kovuşturmaya gerek yok” deniliyor. Uzaklaştırma kararı olmasına rağmen polis boşanma akdi gerçekleşmediği için bir şey yapamayacağı yönünde yanlış bilgi veriyor.

Seyran’ın ve çocuklarının yaşadıkları yoksulluktan ve şiddet sarmalından kurtulabilmesi için barınma, güvenlik ve ekonomik sorunlarının çözülmesi gerekiyor.

KADINLAR KAÇARAK YAŞAMAYA MAHKUM EDİLİYOR

Kadınlar ayrılmak istediklerinde şiddet gördükleri evlerden hemen kurtulamıyorlar. Evden ayrıldığında bu sefer de boşanma süreci ile uğraşmak zorunda kalıyorlar. Çekişmeli boşanma davalarının en az üç yıl sürdüğünü, bazı davaların çok daha kronikleştiğini biliyoruz. Dernekte yıllardır böyle durumlarla karsı karşıyayız. Kadınlar uzun bir süre tehditlerle ölümle burun buruna aynı evde yasamak zorunda kalıyor. Şiddet tamamen dayanılmaz bir hale geldiğinde de diğer adımlar başlıyor. Birçok kadın ya öldürülüyor ya da izini kaybettirmek zorunda kalıyor. Koruma kararları, gizlilik kararlarıyla hayatını sürdürmeye çalışıyor. Bu durum kadınların mutsuz olmasına, kimseye güven duymamasına, çocukların da travmalarla büyümek zorunda olmasına sebep oluyor.

Kadınların şiddet döngüsünden kurtulabilmeleri için şiddet gördükleri andan itibaren ekonomik, sosyal olarak etkili destek sistemlerinin oluşturulması gerekiyor. Kadınların ve çocukların yeniden bir hayata başlayabilmesi için istihdam güvencesi, barınma, ücretsiz ve nitelikli çocuk bakımı, hızlı ve etkin yargı süreçleri, yerinde ve yerel sosyal hizmetler gibi acil ihtiyaçların karşılanması konusunda sorumlu olan devletin bu sorumluluklarını yerine getirmeli.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İçişleri Bakanlığına göre kadına şiddet yüzde 9 az...

İçişleri Bakanlığı sosyal medya hesabından kadına şiddetin yüzde 9 azaldığını iddia ederken kadın ci...

Engelli bir kadına tecavüz eden fail neden ve nası...

Engelli genç kadına tecavüz eden erkek serbest, kadın ve ailesi tedirgin, soruşturma aşamasında gere...

İktidarın 'kadına şiddetle mücadelesi': Kadın kati...

'İstanbul Sözleşmesi’nden çıktık ama rahat olun' diye koca bir ülkeye yalan söyleyenler, “iç mevzuat...