İşyerlerimize ömrümüzü veriyoruz ama…
‘Biz çalışan kadınlar işyerlerimize ömrümüzü veriyoruz. Ellimize geçen sadece günü kurtarma çabamız ve meslek hastalıklarımız.’

Merhaba, on yıldır bir tekstil firmasında işçi olarak çalışıyorum. Bu işten önce de kısa kısa farklı işlerde çalışmıştım. Çalıştığım işyerinde ağırlıklı kadın işçiler var. Kadınlar için işçilik çok ağır bence.

Hem evde iş yapan hem de fabrikada on saat çalışan biz kadınlar çok zorlanıyoruz. Sabah 8’de iş başı yapıyoruz. Akşam eve gittiğimizde yemek hazırlayacak halimiz kalmıyor. Yemek, temizlik, çay derken bütün bir hafta bunlarla geçiyor. İşyerindeki sohbetlerde de en çok bunlardan yakınıyoruz.

Aldığımız ücret asgari ücret. Bugün yaşadığım Kanarya Mahallesi’nde bile ev kiraları 3 bin liradan başlıyorken bir insanın, bir ailenin asgari ücretle geçinmesi imkansız. Bence asgari ücret en azından 10 bin lira olmalıydı. Bizim fabrikada sendika yok. Daha önce başka işlerde de hiç sendikalı çalışmadım. İşçilerin örgütlü hareket ettiği fabrikalarla örgütlü olmadığı fabrikalarda olmak aynı değil. Birlik olunduğunda çok şey değişebilir. Başta kadınlar kendilerini daha güçlü hissederler. Geçen senelerde yıllık izin için birlikte patronla görüşmüştük ama bir işe yaramamıştı. Bizim arkadaşlar da o zamandan beri yanaşmıyorlar kendi sorunlarımızı beraber çözmeye. Yine de geçtiğimiz günlerde işçi arkadaşlarla fabrikada bulunan dilek kutusuna yüzde 30 zam talebimizi yazdığımız kağıtları attık.

Bayramda ikramiye ve erzak almamız belki birçok işyerine göre iyi olabilir. Orada da sıkıntı olan 10 senelik bir işçiyle bir senelik işçinin 150 lira farkla ikramiyesini alması. Kıdemli bir işçi olmak bir anlam ifade etmiyor böyle olunca.

Ayrıca sağlık problemlerimiz var. Hepimizde bir süreden sonra bileklerde veya omuzlarda sinir sıkışmaları başlıyor. İki kişi ameliyat oldu, benim de sağ bileğimde sıkışma oluyor. Daha önce ben de bir kez ameliyat oldum bu sorunlardan. Meslek hastalığı olmasına rağmen kayıtlara öyle geçmedi. Hepimiz benzer sıkıntıları yaşadığımızdan hiçbirimize gerçekten bir sorun olarak gelmiyor bunlar. Olacağını bilerek çalışıyoruz. Yine göz bozuklukları, bel ve sırt ağrıları, varisler de işi uzun seneler boyunca yapmanın sonuçları. Biz çalışan kadınlar işyerlerimize ömrümüzü veriyoruz. Ellimize geçen sadece günü kurtarma çabamız ve meslek hastalıklarımız. Eğer biz sendikalı çalışabilseydik haklarımız da yaşamımız da bundan daha iyi olurdu kesin.

Fotoğraf: cottonbro studio/Pexels