İşyerindeki tacize karşı tek güvencemiz birliğimiz
Sultangazi’den işçi Mevhibe Akdeniz, işyerlerinde yaşanan tacizi anlattı: ‘Bu atölyede tek iyi bir şey varsa o da kadınların birbirini sahiplenmesi, burada kadın kadının yurdu…’

Biz bir tekstil atölyesinde 65 kişi çalışıyoruz. Oldukça muhafazakâr bir bölge burası. Kadın işçiler olarak aramızdaki bağ çok güçlü, birbirimizi sahiplenen bir durumdayız. Geçen akşam işyerinde yaşanan bir olayı anlatmak istiyorum. Akşam çay molamız namaz saatine göre ayarlanmıştı, 17.15’te. Bugün tam da o saatte mola zili çaldı. 15 dakika dinlenmek için yemekhaneye geçtik, çay almak için sıraya girecektik ki, bir kadın bağırmaya başladı. 19 yaşındaki kızımız Zehra öfkeyle 50 yaşlarında olduğunu düşündüğüm Cüneyt’e avazı çıktığı kadar bağırıyordu, “Ne yapıyorsun sen, neden dibime kadar sokuluyorsun, biraz mesafe koysana” diye. Anlayamadık, Zehra’nın öfkesi daha da arttı. “Bu kaçıncı yeter artık”, sonra sese bütün kızlar toplandı. Cüneyt "Sana daha dokunmadım ki" dedi, sonra bunun Cüneyt’in ilk vukuatı olmadığını öğrendik. Zehra yükseldikçe yükseldi. Kızlar çevresini sarmış sakinleştirmeye çabalıyordu, Zehra “Hayır yeter artık, bunlar beni ne zannediyor” dedi ve işverenin yanına gitti. O arada işçiler tepki gösteriyordu, “Her şey para değil, disiplin yok, bu tür şeylere neden izin veriliyor” diye. İşveren sonra yemekhaneye gelerek “O lüzumsuz insan nerede” dedi Cüneyt'le göz göze geldiler. “Sen gel bakalım” dedi ve atölyeye geçtiler. Zehra yanıma geldi, sandalyeyi çekti ve oturdu. Stresten elleri titriyordu, bir yandan da gözleri dolu dolu. Dedim ki “Dik dur, haklı olduğun davada güçlü ol, derin bir nefes al, sonra anlat”, Zehra anlatmaya başladı. Tabii ki bütün kadın arkadaşlar sandalye çekip yanımızda yerini aldı. Zehra "Abla bunlar beni ne zannediyor, daha öncede Cüneyt bayramda ‘yazlığa birlikte gidelim’ dedi. Sürekli bir imalar, hareketler, başka bir erkek işçi ‘şunu bana ver’ dedi, ben de ‘neyi vereyim’ dedim, ‘makası tabii ki, başka ne verebilirsin’ dedi. Abla bunlar beni ne zannediyorlar!” Sinirleri bozulmuştu, o ara annesi ziyarete geldi konudan bihaber, Zehra hiçbir şey olmamışçasına annesiyle bizleri tanıştırdı.

Annesi eşinden ayrılmış, çocuklarıyla ayakta kalma mücadelesi veren kadın. Zehra da annesine destek olmak için eğitim hayatını bırakmış kız kardeşiyle birlikte tekstil atölyelerinde çalışmaya başlamış. Anne ve iki kız tam bir dayanışma örneği vermişler.

Küçük kız Esra astım hastası ve bu tozlu atölyelerde çalışıyor. İki kız da bu yaşlarında çok yıpranmışlar, kendilerince dışarıya karşı korunmak amaçlı argo kullanıyorlar ama o kadar güzel çocuklar ki.

Bu atölyede tek iyi bir şey varsa o da kadınların birbirini sahiplenmesi, burada kadın kadının yurdu… Ha Cüneyt’e gelince patron bizlerin gazını almak için gürledi, sanırım mesai başladığında işinin başındaydı halen…

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Bu bir yangın yazısı değil, ‘seçim’ yazısı

Doğayı yağmalayan, emeğimizi sömüren, bedenimizi yok edip varlığımızı hiçe sayan türümüzün sömürgenl...

Bir kız öğrenci yurdu, mescit odası ve ortak hikay...

Belki o mescit odasında paylaşılan taciz ve tecavüz hikayelerini anlatmaya ne ömrüm ne de gücüm yete...

İyi ki kadın dayanışması var!

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği'ne, mahalleden bir esnafın yönlendirmesiyle gelen, zorlukları...