Esneklik, sermayenin ekonomik krizin maliyetinden korunma stratejisidir.
Ulusal İstihdam Stratejisi de (2014-2023) bu yaklaşımı teyit ediyor. Geçtiğimiz temmuz ayında Resmi Gazete’de yayımlanan strateji belgesinin 66. paragrafında esneklik ile son 20 yılda yaşanan ekonomik krizler arasındaki ilişkiye dikkat çekilmiş.
Devamında ise bu krizlere ayak uydurabilmek için hem çalışanlar hem de işverenlerin standart üretim ve çalışma ilişkilerinden “vazgeçmek zorunda kaldıkları” iddia ediliyor.
Yazılandan anladığımız kadarıyla; patronla işçi arasında tam bir fikir, uyum ve çıkar birliği söz konusu(!) Yani her iki taraf da düzenli istihdam ilişkisinden birlikte vazgeçiyor ve krizin maliyetine aynı ölçüde ortak oluyorlar(!) Dahası bu bir “zaruret”...
İşte buna istihdam politikasının ideolojik niteliği diyoruz!
Burjuva ideolojisinin başlıca argümanı, işçiyi ilave hak kaybına uğratan her türlü sermaye stratejisini “mecburi/ kaçınılmaz” olarak yansıtmak ve bunun “aslında işçinin de yararına” olduğunu ileri sürmektir. Böylece var olan sınıfsal çelişki gizlenmeye çalışılır.
İşçinin çalışma -dolayısıyla da yaşam- hakkına ilişkin kazanımlarını, sermayenin kâr güvencesi uğruna ortadan kaldıran esneklik politikalarının “her iki tarafın ortak çıkarı” olduğunu savunmak böylesi bir ideolojik tutumun yansımasıdır. Bu argüman, “işin değil insanın korunması” sloganıyla parlatılır.
KADINLARA ‘NİMET’ GİBİ SUNULUYOR
Buna göre işçileri işsiz kalmaktan korumanın başlıca yolu; onları güvensiz, kuralsız, eğreti koşullarda çalışmaya mahkum bırakan -ancak buna rağmen işsizliğin rekor düzeylere ulaşmasına engel olamayan- esnek çalışma modellerinin yaygınlaşmasından geçer. Dahası patron maliyetlerini azaltmak üzere geliştirilen bu politikalar aslında işçinin “yararınadır”.Bu ideolojik dayatma uyarınca, esneklik politikalarının kadın emek gücü açısından sağladığı avantajlar ise “nimet” düzeyindedir. Böylece çalışma hayatını aile yaşamı ile uyumlu hale getirme imkanı bulacak olan kadınlar, içerideki “sorumluluklarını” aksatmaksızın çalışma hayatında yer alabilecektir.
Hatta bunun için kadınların sokağa çıkması bile gereksizdir(!) Evde çalışma, uzaktan çalışma gibi yöntemlerle kadın emeği, ihtiyaç duyulması halinde, kadınlar toplumsal yaşamda görünür olmaksızın kullanılabilecektir. Üstelik böylesi bir çalışma, başta çocuklar olmak üzere, ailedeki birçok ferdin emek gücünü karşılıksız kullanmayı da mümkün kılar.
AYRIMCILIK DERİNLEŞİYOR
Dolayısıyla işçilerin bütünü bakımından bir dizi hak kaybı anlamını taşıyan esnek çalışmanın sonuçları, kadınlar açısından sadece çalışma yaşamıyla sınırlı değil. Toplumsal cinsiyetçi rol dağılımı ve bu çerçevede belirlenen ilişkileri yeniden üretiyor ve güvence altına alıyor.Öte yandan toplumsal cinsiyetçi rol dağılımının, bu politikaların sadece sonucu değil amacı da olduğunun altını çizmek lazım. Kadınların işgücüne katılımını esnek çalışma yoluyla artırmayı öngören her politika tedbiri bu amacı açıkça ortaya koyuyor. Zira “iş ve aile hayatını uzlaştırma” arayışı sadece kadın çalışması söz konusu olduğunda gündeme geliyor. Daha da önemlisi, kadınların ulaşılabilir kamusal bakım hizmetleri konusundaki talepleri yok sayılarak, esnek çalışma sanki bütün kadınların tercihiymiş gibi yansıtılıyor.
Oysa güvensiz, güvencesiz ve düşük ücretli işlerin “kadın işi” olarak tescil edilmesi, kadınların maruz kaldığı ayrımcılığı çok boyutlu olarak derinleştiriyor. Kadınların, mali haklar ve sosyal yardımların yanı sıra fiili hizmet süresine bağlı her türlü haktan yararlanması zorlaşıyor.
Bu ise kadınların bir kısmını sosyal güvenlik sistemi dışında bırakırken, bir kısmını ise sosyal güvenlikten yararlanma bakımından mutlak bağımlı haline getiriyor.
İlgili haberler
İşçi kadının fendi
Aslında o da istiyormuş hakkını aramayı, fakat beni kıskanıyormuş. Ben ona göre girişken olduğum içi...
Sadaka ya da yardım değil, Dayanışma ve mücadele ç...
Kadınlar yoksulluk, şiddet, çaresizlik ve yalnızlık sarmalında boğuşuyor. Tablonun sadece Esenyalı’d...
Biz çalışıyoruz, aracılar kazanıyor
Günlük olarak tekstilde paketleme işlerine gidiyorum. Gece vardiyalarına gidiyorum. Çünkü iki çocuğu...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.