Bugün üniversiteliler, yaşadıkları ilişkilerde flört şiddetine uğradıklarını, partnerleriyle zarar verici bağımlılık ilişkilerinde olduklarını dile getiriyorlar. Biz de meselenin özünü tartışabilmek için “İlişkiler ve Özel Mülkiyet” isimli bir etkinlik gerçekleştirdik.
İkili ilişkiler, toplumsal rollerin oluştuğu, kadın veya erkek olmayı öğrendiğimiz şeyler. Toplumun tüm yaşamımız boyunca bizlere öğrettiklerini partnerlerimize davranışlarımızla uyguluyoruz. Dolayısıyla bu ilişkileri de toplumsal ilişkiler ağı içinde anlamak gerekiyor.
Sosyal hayatın, temelde ekonomik ilişkiler ağının çevresinde döndüğünü biliyoruz. Bugünkü kapitalist sistemin içindeki ilişkilere baktığımızda ise şunu görüyoruz: üretim araçlarını elinde bulunduranlar başka insanları kendisi için üretmeye zorluyor. Bu durumda üretim ilişkilerinin niteliği egemen olma ve bağımlı olma ilişkileri haline geliyor. Bu da toplumsal ilişkilerin bütününe yansıyor; aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri…
İLİŞKİLERDE SAHİPLİK VE BAĞIMLILIK VAR
Duygusal ilişkilerde bunun yansıması ise şu; bir sevgi ilişkisi içinde partnerler sevgiyi üretmek veya yaşatmak için değil, karşısındakini tatmin etmek veya bu duygusal bağı devam ettirmek için bir ilişki içine giriyor. Bir anlamıyla bir partner diğerinin mülkü oluyor. Dolayısıyla ikili ilişkilerde birer eşitlik ilişkisi değil sahiplik ilişkisi görüyoruz. Kişilerin kendi yaşamlarının merkezine duygusal ilişkilerini koymaları ve bütün yaşamlarını bu ilişkinin çevresinde şekillendirmeleri de bağımlılık ilişkilerinin en somut örneği.
Tartışmamız, bu bağımlılık ilişkilerini korumaya dair kapitalizmin bütün kurumlarında kendi ilişki biçimini yeniden ve yeniden üretmeye dayalı olması üzerinden devam etti. Katılımcılar bağımlılık ilişkilerinin kendi yaşamlarında ne kadar sık ve şiddetli olduğunu anlattılar. Hatta bir kısmı yaşadıkları ilişkilerde bu bağımlılığı çoğu zaman fark edemediklerini belirttiler.
Bütün bağımlılık ilişkilerinin temelinde mülkiyet ilişkisinin olduğunu söyleyerek aynı zamanda bu mülkiyet ilişkisinin bütün toplumsal ilişkileri etkilediğini konuştuk. Üretim ilişkilerinde de bu mülkiyet ilişkisinin ortadan kalkmadığı müddetçe tüm ilişkilerimizde bu bağımlılığın devam edeceği sonucuna vardık.
Sadece duygusal ilişkilerimizde mülkiyet ilişkilerini ortadan kaldırabilsek de bizleri yaşamımızın her alanında çepeçevre saran mülkiyet ilişkilerinin bizi özgürleştiremeyeceğini ve diğer tüm ilişkilerimizde devam edeceğini söyleyerek tartışmamızı bitirdik.
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Flört şiddetini nasıl fark ettim?
Kadın arkadaşlarının desteği ve dayanışmasıyla maruz kaldığı flört şiddetinden kurtulan bir üniversi...
Flört haktır, Güleda, Feray….
Güleda, Feray bu sonu hiç hak etmedi, hem de hayatlarının baharında... Şiddet ev içinden sokaklara t...
Kıskançlık ve namustan da öte- kadın cinayetleri k...
Almanya’da DaMigra e.V. ve Göçmen Kadınlar Birliği ‘Kıskançlık ve namustan da öte- kadın cinayetleri...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.