Bir ayrımcılık hikayesi: ‘Cennet’in cehenneme dönüşümü
Kendi ahlak kurallarını yaratarak bir cennet oluşturduklarını düşünen siyahların hayatı, refahla birlikte gelen eşitsizliğin, toplumsal çatışmaların da öne çıkmasıyla, bir ‘cehennem’e dönüşüyor.

Nobel Edebiyat Ödüllü ilk kadın siyahi yazar olan Toni Morrison; Nobel ödülünü almasından hemen sonra kaleme aldığı Cennet romanında, ırkçılığın, ayrımcılığın, sadece ten renginden değil, inançlar, kuşak çatışmaları, yaşam tarzı gibi pek çok farklılıktan kaynaklanabileceğini göstermiş. Siyahlar arasında dahi açık siyahlar ve koyu siyahlar gibi bir ayrımın şekillenebildiğini ya da sadece kadın olmanın ayrımcılığa uğramanıza yetebileceğini anlatan yazar, iktidarın; ırkçılık, kolektif şiddet, ataerki ve inançlar üzerinden yükselişini de muhteşem bir kurgu ile betimlemiş. Dokuz bölümden oluşan kitapta bölümler, hikayesi anlatılan kadınların isimleri üzerinden adlandırılmış.

Özgürlüğüne kavuşmuş siyahi kölelerin kurdukları, kendilerini tamamen dış dünyadan soyutladıkları ve adına Cennet dedikleri bir köy olan Ruby, ayrımcılık tohumlarının ekilmesi ile cennetlikten çıkıp cehenneme dönüşmüş ve kendi korkunç sonunu hazırlamış. Romanın sonunda sadece diğerlerinden farklı oldukları için katledilenler ise köyün yakınındaki Manastır’da, farklı sebeplerle tesadüfi bir şekilde bir araya gelen bir grup beyaz kadın olmuş. Günah keçisi ilan edilen ve kasabada yaşanan sorunların kaynağı imiş gibi gösterilen bu kadınların tek suçu ise yaşam biçimlerinin onlarınkinden biraz farklı olması. Asıl olarak da çaresiz durumda kalan kadınlara kucak açmaları.

Romanda kahramanlardan birinin dilinden; “Denetleme gücü denetimden çıkmış, kimin -üstelik nerede- yaşayacağını, kimin yaşamayacağını söyleyecek kadar küstah adamların, bir avuç hayat dolu, özgür, silahsız kadında, ayaklanan bir kısrak sürüsü görüp, onlardan kurtulan erkeklerin yönettiği, geriye doğru giden, hiçbir yere ait olmayan bir kasaba.” şeklinde betimlenen Ruby köyünün topraklarında yaşananlardan yola çıkarak ayrımcılığın, ırkçılığın türlü biçim ve şekillerini ele alan yazar, kadınların her devirde “cadı” ilan edilişlerine de vurgu yapmış. Kadınların toplumsal olarak nasıl baskı altında tutulduklarını ve nasıl bir kalıba sokulmak istenildiklerini göstermesi bakımdan önemli tespit ve vurguları olan romanı, “tarihimizde cadılık var” diyen her kadın okumalı.

“Önce beyaz kızı vuruyorlar...´ Amerikan edebiyatının saygın temsilcilerinden Toni Morrison´un 1993 yılında ´Nobel Edebiyat Ödülü´nü almasından sonra yazdığı ilk roman olan Cennet, bu cümleyle başlıyor. Amerika´nın yaşayan en önemli kadın yazarı sayılan Toni Morrison, bu kitabında yine ırkçılığı, bu kez değişik bir boyutuyla işliyor. 1970´li yılların ortalarında Oklahoma´da, özgürlüğüne kavuşmuş kölelerin kurduğu Ruby köyü, tüm kötülüklerden uzak kalmak isteyen siyahların yerleştiği bir belde. Ancak köyde huzursuzluklar, istenmeyen olaylar başlayınca, bunların sorumluluğu, köyün yakınında yaşayan bir grup beyaz kadına yükleniyor. Her şeyden uzak durarak, kendi ahlak kurallarını yaratarak bir cennet oluşturduklarını düşünen siyahların hayatı, refahla birlikte gelen eşitsizliğin, toplumsal çatışmaların da öne çıkmasıyla, bir cehennem´e dönüşüyor. Yapay bir cennette yaşayan bu siyahlar, kendilerini bir anda şiddetin içinde buluyorlar. Siyahlarla beyazlar, katoliklerle protestanlar, kadınlarla erkekler ve farklı kuşaktan insanlar bu çatışmanın tarafları oluyor. Hoşgörüsüzlüğün, dışlamanın hangi boyutlara ulaşabileceğini, hangi yıkıcı sonuçlara varabileceğini gösteren Cennet´te, Toni Morrison, yine evrensel bir sorunu, siyah ırk ve küçük bir köy bağlamında ustalıkla yazmış.”

KÜNYE
Yazar: Toni Morrison
Çevirmen: Püren Özgören
Sel Yayınları
Birinci Basım Ocak 2022
343 sayfa

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
KİRKE: Had bildirmeyi seven erkek ozanlara karşı k...

Kirke, yalnızlığa mahkûm edilmiş bir kadının kendi gücünün farkına varmasının, çalışarak büyütmesini...

Gücünü Kirke’den alan kadınların hikayesi: Kadınla...

Mitolojinin tarihle harmanlanıp üzerine bir de edebi değere taşındığı Kadınlar Adası’nda, kadınların...

Baştan yaz bizi şiir!

Baharın ilk günü ve aynı zamanda gece ile gündüzün de eşit olduğu gün. Kısacası şiir için biçilmiş k...