Ekmeğimiz küçülüyor, sorunlar artıyor
Ekonomik krizin söylentisi bile yetti. Tuzla Organize Sanayi bölgesinde ardarda kapanan fabrikalarda ilk işten atılanlar ise kadın işçiler.

Tuzla Organize Sanayi Bölgesinde birçok fabrika ya daralmaya gidiyor ya da kapanıyor. Çok sayıda fabrikada toplu işten çıkarmalar yaşanıyor. Hükümet ekonomide sorun yok dese de işsizlik artıyor. Patronlar ise bu gelişmelere dair konuşmayı referandum sonrasına bırakmışa benziyor; tıpkı sandıktan ‘evet’ çıkarmayı planlayanlar gibi. İşçiler arasında, özellikle de kadın işçiler arasında, işsiz kalma endişesi yayılıyor. Bir araya geldiğimiz farklı iş kollarından kadın işçiler gelecek kaygılarını dile getiriyor. Referandumda ‘evet’ diyeceğini söyleyen de ‘hayır’ diyeceğini söyleyen de işsizlik problemine çözüm istiyor. Ağırlıklı olarak kadın işçilerin çalıştığı Rimaks fabrikası geçtiğimiz günlerde kapandı. Rimaks, Bartın’da da faaliyet gösteren sendikalı bir tekstil fabrikası. Fabrika, daha önce ustabaşıların kadın işçilere yönelik tacizi ile gündeme gelmişti. Şimdi kapandı ve çoğu kadın, yüzlerce işçi işsiz kaldı. Sendika ise işçinin yanında yer almadı.

FABRİKA KAPANIRSA NE YAPACAĞIZ?
Tuzla’da hakkında kapatılacağı yönünde söylentiler olan iki metal fabrikası daha var. Çok sayıda kadın işçinin çalıştığı bu fabrikalarda Birleşik Metal-İş Sendikası örgütlü. Kadınlar işyerinde yaşadıkları sorunları, esnek çalışmayı, ücret kesintilerini dahi tartışamaz durumda. Artık tek gündemleri; işsiz kalma kaygısı. Metal işçisi Seval, “Bu işe başlarken bekârdım. Fabrikada çalışırken evlendim ve bir çocuğum var. Fabrika kapanırsa biz ne yapacağız? Benim yeniden iş bulmam olanaksız” diyor. Tekstil işçisi başka bir kadın ise tazminatını alıp alamayacağının kaygısını yaşıyor. “İşler azaldığı için bizi sürekli ücretsiz izine çıkarıyorlar. Ayda neredeyse 3-4 defa ücretsiz izne çıkarılıyoruz ve maaşın ancak yarısını alıyoruz” diye anlatıyor durumu.

O 100 KİŞİDEN BİRİ BEN MİYİM?
Başka bir tekstil işçisi ise çalıştığı işyerinde bir bölümün kapatıldığını ama henüz işçi çıkarılmadığını belirterek, şunları anlatıyor: “Patron 100 kişiyi listeye aldığını söyleyip her geçen gün üretmemiz gereken iş sayısını artırıyor. Sayı bin ise, bin beş yüz yapmamızı istiyorlar bizden. ‘İş yok’ diyorlar ama bazı bölümlerde bitmeyen mesailer var. Mesaide de işçilere sürekli baskı yapmaya devam ediyorlar. Sesimizi çıkaramıyoruz, çünkü ‘o 100 kişiden biri ben miyim acaba’ diye düşünüyoruz.”

ÖNCE KADINLAR ATILIYOR
10 aydır işsiz olan iki kız kardeş, birçok yerde işten çıkarmalara kadın işçilerden başlandığını söylüyorlar. 35 ve 38 yaşlarındaki bu iki kadın işçi, yaşları nedeniyle iş bulamadıklarından yakınıyor. Kadın işçiler hükümete tepkilerini, “İşverenler önünü göremezken sadece asgari ücretle geçinen bizler önümüzü nasıl göreceğiz. Biz evet desek fabrikadaki sorunlarımız çözülecek mi? İşten çıkartılmayacak mıyız? Güçlü bir hayır çıkarmalıyız, çünkü sorunlarımızı referandum sonrasına erteleyenler bunu çözmeyecekler. Ekmeğimiz küçülüyor, sorunlar artıyor” sözleriyle dile getiriyor. Sohbetimizin başında “Güçlü bir Türkiye için sandıktan güçlü bir evet çıkarmamız gerek” diyen bir kadın işçi ise, işçi arkadaşlarını dinledikten sonra “Hayır demeyeceğini ama sandığa da gitmeyeceğim” diye fikrini değiştirdi.