Antep’ten Van’a gelen depremzede kadınlar: Devletten beklentimiz çok, devleti gördüğümüz yok!
Antep’ten Van’a ailesiyle beraber gelen Yasemin ve Nergis yaşadıklarını anlatıyor…

Depremlerin üzerinden günler geçmeye devam ederken artçı sarsıntılar da bölgeyi sallamaya devam ediyor. Depremin ilk günlerinde insanların yaşadığı korku bugünlerde yerini endişeye bıraktı. Bölgede kalanların da şehirleri terk edenlerin de zihninde aynı soru var: Bundan sonra ne yapacağız?

Antep bu depremlerden önemli oranda etkilenen illerden ve devam eden artçıların yarattığı endişe şehirde yaşayan insanların bir kısmının şehri terk etmesine neden oluyor. Antep’ten Van’a ailesiyle beraber gelen Yasemin ve Nergis gibi. Onlar Van’a gelen diğer depremzedeler gibi KYK yurtlarında değil gönüllüler aracılığıyla buldukları evlerde kalıyorlar. Yasemin’in Van’da kaldığı ev 1+1 küçük bir yer. Depremin ilk günlerini “Çok zor günlerdi” diyerek anlatıyor: “Hem korku hem çocuklarıma bir şey olur mu endişesi… Bir anne olarak kendimi düşünmeyi bırakıp çocuklarımı, eşimi, evimi, geleceği düşünmeye başladım. Bunların yanında bir de açlık ve susuzluk, havalar soğuk zaten, soğukta kaldık. Tuvalet ihtiyacımızı giderecek yer yoktu. Depremin ilk günleri hiç kimse yoktu, aç susuz başımıza daha neler geleceğini bilmeden çaresizce oturuyorduk. Sadece meyve suyu ve kek dağıtıldı, onlar da yalnız çocuklar için. Çocuklarımı, eşimi, akrabamı teselli ediyorum ama beni teselli eden kimse yok!” diyor. İlk günler hiç çadır gelmediğini anlatan Yasemin ve ailesi evin yakınlarındaki bir kıraathanede kalmış. “Yaklaşık 1000 kişi küçücük kıraathaneye sığındık dip dibe yatıp kalkıyorduk. Eşim yağmacılar evlerimize girmesin diye evlerin önünde bekliyordu, ben ve üç çocuğum orada yalnızdık. Depremden kaçtık evet ama bu sefer kir ve mikroptan öleceğiz sandık. Biz kadınlar olarak tanımadığımız onca insan içinde kendimizi ve çocuklarımızı korumak zorunda kaldık. Etraf çok kirliydi ve bir kadın olarak hem kendim hem de çocuklarım için endişe içindeydim.”

Hamile olduğunu ve korktuğunu söylerken olumsuz şartlardan ötürü de çok fazla kanamasının olduğunu ve bebeğini kaybettiğini sandığını anlatıyor. “Bu süreçte pede asla ulaşamadım, yalnız ben değil oradaki tüm kadınlar ulaşamadı. Ambulans yok, AFAD ekipleri yok, halktan başka hiç kimse yoktu. Kendi imkanlarımla hastaneye gittim. Hiçbir yardım elimize ulaşmadı, yardımı geçtik enkaz altında kalan canlarımızı kurtarmaya gelen kimse yoktu.” Depremin 4. günü çadır dağıtımına başlandığını aktaran Yasemin “Birkaç gün sonra evler sağlam diye çadırları geri topladılar. Yeterli önlem yine alınmadı, tekrar deprem oldu ve sağlam denilen evler yıkıldı, insanlar enkaz altında kalıp öldüler. İnsanları ölüme gönderdiler” diyor.

‘ÇAMAŞIRLARI ELDE YIKIYORUM, ÇOK YORULUYORUM’

Yasemin’e Van’a nasıl geldiklerini sorduğumuzda neyle karşılaşacaklarını bilmeden şahsi araçlarıyla kaçıp geldiklerini söylüyor. Van’da ihtiyaçlarının da yalnız gönüllüler ve halk tarafından karşılandığını şöyle anlatıyor: “Şu an yaşadığım ev, gıda, kıyafet vs. bu süreçte devletten asla yardım görmedik almadık. Bu kadar yardımsever bir halk görmedim anlatınca bile duygulanıyorum. Eve geldiğimde hiçbir şey yoktu, şu an az çok var ama yeterli değil.” Depremden sonra ev içindeki iş yükünün daha çok arttığını söylerken “Çok şey eksik, örneğin çamaşır ve bulaşık makinesi. Çocuklarımın çok az kıyafeti var, yaşları küçük olduğu için sürekli kirleniyor, elde yıkamak zorunda kalıyorum, bu da beni fazlasıyla yoruyor” diyor. Ayrıca eşinin şu an çalışmadığını mecburen Antep’e dönmesi gerektiğini dile getiriyor. “Ama biz dönemeyiz çocuklarımla bir süre daha burada kalacağız. En azından bir şeyler yoluna girene kadar” derken kendini çok daha zor şartların beklediğinin de farkında. Yasemin’in üç çocuğu var ve ikisi okula başlamış, küçük kızı kaldıkları eve yakın anaokuluna yıkım kararı verildiği için okula başlayamamış. Uzak bir anaokuluna da gönderemeyeceğini söylüyor. Geleceğe yönelik ne düşündüğünü sorduğumuzda ise “İnanın biz de bilmiyoruz. Geleceğe dair hiçbir şey düşünemiyorum, ciddi bir belirsizlik içindeyiz. Kadın olarak tek gayem öncelikle çocuklarımın sağlığı ve eğitimi” diyor. Bu süreçte hiçbir şeylerinin tam olmadığını, AFAD’a kayıt yaptırmalarına rağmen hem Van’da hem de Antep’te devletten hiç yardım görmediklerini söylüyor.

13 KİŞİ AYNI EVDE, YÜKÜ KADINLARIN ÜSTÜNDE
Depremin ilk dört günü Antep’te olan sonrasında Van’a gelen Nergis de çok zorluk çektiklerini anlatıyor: “Çocuklarımın psikolojisi bozuldu. Ne çadır geldi ne AFAD! Araçlarımızın içinde kaldık, aracı olmayanlar dışarıdan yıkılmış binaların önünde bekliyorlardı çünkü yapacak başka hiçbir şey yoktu”. Nergis genel sorunların yanında kadın olarak yaşadığı zorluklardan da bahsediyor: “Kadınların temel ihtiyacı olan pede erişemedik ve AFAD’ın ihtiyaç listesine pedi eklemediğini görünce çok şaşırdık yani amacı anlayamadık. Bizim temel ihtiyacımız olan ped neden ihtiyaç listesinde değil diye sormak istiyorum”. Ayrıca erişemediklerinin yalnız ped olmadığını dile getiriyor: “Yiyecek, içecek, barınacak yer hiçbir şey yoktu, tuvalet ihtiyacımızı giderecek alan yok. Öyle ki Van’a geldikten sonra hastaneye gittim ve vücudumda enfeksiyon olduğunu öğrendim.”
Nergis ve ailesi de tıpkı Yasemin gibi şahsi aracıyla Van’a gelmiş ama eşi Antep’te kalmış. “Çocuklarım, ben, kayınvalidem, kayınpederim, görümcem ve çocukları, eltim ve çocukları toplam 13 kişi aynı evde yaşıyoruz, daha doğrusu yaşamaya çalışıyoruz. Evdeki iş yükü kadınlar için çok çok fazla arttı, her şeyimiz eksik eve sığmaya çalışıyoruz. Bu süreçte bize tek destek çıkan halk oldu. Evde çalışan kimse yok, ihtiyaçlarımızı gönüllüler ve halk karşılıyor. En önemlisi çocuklarım eğitime henüz başlamadı. Çocuklarımı okula gönderemiyorum çünkü giyecek kıyafetleri de okul ihtiyaçları da yok. Bir düzenimiz yok. Hayatımız da evlerimiz gibi yerle bir oldu! Devletten beklentimiz çok, gördüğümüz yok!”

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Çizilen sınırları, biçilen kaderleri aşacağız, hay...

Kimi deprem bölgesinde yaşam kavgası veren, kimi yeniden kurduğu ufak tefek düzeni kaybedip bir yere...

Kocaeli’de Kız Kardeşlik Köprüsü: Yanımızda kimler...

Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği depremin ilk gününden itibaren mahalle mahalle dayanışm...

Depremzede bir kadın: Ak Parti binasına gittik, ‘P...

Depremzedeler için misafirhaneye dönüştürülen Batıkent Pir Sultan Abdal Cemevine yerleşen depremzede...