Postacı kadınlar tarihinden notlar
İngiltere'den Kanada'ya pek çok ülkede kadınlar, postanelerde çalışmaya başlamalarının ardından hakları için yıllarca mücadele sürdürdüler.

Pek çok ülkede kadınlar, postanelerde çalışmaya başlamalarının ardından diğer iş yerlerinde olduğu gibi yaptıkları işlerden aldıkları maaşa kadar çeşitli ayrımcılıkların hedefindeydi.

AMERİKA: EŞİT İŞE, EŞİT ÜCRET!

19. yüzyıl sonlarında posta hizmetlerinde az sayıda kadın çalışıyordu. Ancak erkeklerin iç savaşta cepheye geçmesi ile boşalan yerleri doldurmak üzere kadınlar işe alındılar. Kadınlar öncelikle Gönderilememiş Mektup Ofisinde (Dead Letter Office) görevlendirilmeye başladılar. Ancak burada da mektupların muhataplarının izini süren ve araştırma işini yapmaktan sorumlu kadınlar mektupları açıp içinde ne olduğuna bakma görevini yapan erkeklerden daha düşük ücret alıyorlardı. Kadın kâtipler yılda 400 ila 700 dolar arasında, “erkek meslektaşlarından ortalama yüzde 35 daha az” kazanıyordu.

1873 yılında devlet dairelerinin yöneticilerine kadın memurlar atama yetkisi verildi. Bu yetki “eşit işe eşit ücret”i de içeriyordu. Ancak yasalar ne uygulanıyor ne de dikkate alınıyordu. 1870 yılında, Bakanlık merkezindeki erkek ve kadın memurlar hala farklı maaşlar almaktaydı. Postanenin en alt kademesi olan birinci sınıfta erkekler yılda bin 200 dolar kazanırken kadınlar 900 dolar kazanıyordu.

Erkek ve kadın posta çalışanları arasındaki ayrım kamusal alanda da çok net bir şekilde ortadaydı. David Henkin'in The Postal Age (Posta Çağı) adlı kitabına göre hükümet “kadınların hareketlerini genel görüşün dışında tutmak için mimari girişimlerde bulunmuştur.” Postanelerde kadın ve erkek müşterilerin yanı sıra kadın ve erkek memurları ayırmak için ayrı pencereler ve bankolar inşa edilmişti.

Eşit işe, eşit ücret verildiği kimi yetkililerce, federal yasalarca kısmi olarak ortaya konmuş olsa da 1962 yılında Eşit Ücret Yasası kabul edilene kadar yasal olarak tesis edilmedi. Yasa, tüm federal çalışanların eşit iş için eşit ücret almasını garanti altına alıyordu.

Posta çalışanları 1800'lü yıllardan bu yana daha iyi çalışma koşulları ve ücret için grev yapıyor, sendikalaşıyor, mücadele ediyor.

İNGİLTERE: 1971’DEKİ İLK ULUSAL POSTA GREVİ

20 Ocak 1971’de postane çalışanları Britanya’nın 1926 Genel Grevinden bu yana gördüğü en büyük ve en uzun süren grevine çıktı. Grev ulusal ölçekte 200 bin postane çalışanının katılımıyla 44 gün sürdü.

Aralarında kadın çalışanların da yoğunlukla bulunduğu; telgrafçılar, telefoncular, postane gişe memurları, temizlikçiler, postacılar (170 bin kişi) ve Postane Çalışanları Sendikası (UPW) üyeleri, yüzde 15'lik zam ya da haftada 3 sterlinlik alacakları için greve gittiler. Grev fotoğraflarında en önde kadınların yer aldığı görülüyordu. Grev 8 Mart 1971'e kadar devam etti.

Enflasyon çok yüksekti ve UPW’nin yüzde 15’lik zam talebi gerçekten bir ücret artışı anlamına geliyordu. Postane yüzde 7 zam teklif etti, sonra yüzde 8'e yükseltti. UPW Yürütme Konseyi bunu bir hakaret olarak gördü ve 20 Ocak Çarşamba gününden itibaren topyekun bir ulusal grev çağrısında bulundu.

Posta İdaresi grevin etkisini en aza indirmek için kısmi özelleştirmelere izin verdi. Bu sırada UPW, Postane Mühendisliği Birliği, Ulusal Demiryolu Çalışanları Birliği gibi diğer sendikal birliklerle de ittifaklar kurmaya çalıştı.

Fotoğraf: Rights and Images Department, National Portrait Gallery London| Wikipedia

KANADA: ÜCRETLİ DOĞUM İZNİ İÇİN GREVE

Kanada Posta İşçileri Sendikası’nın (CUPW) kadın işçiler için özel yayını Gül (The Rose) dergisinde sendika, posta işçisi kadınların eşitlik mücadelesini anlatıyor.

1967 yılında yarı zamanlı çalışan işçilerin çoğu kadınlardı. Örgütlenme sürecine, çoğunluğu kadın olan yarı zamanlı çalışanların dahil edilmesiyle kadınların sendika üyeliği 1966'da yüzde altıdan 1970'te neredeyse yüzde 20'ye çıkardı.

1981 yılında CUPW ücretli doğum izni için greve gitti. CUPW grevi kadın örgütlerini bir araya getirdi ve ulusal dikkati bu konuya çekmeyi başardı.

1977 yılında Kanada’da eşit iş yapan kadın ve erkeklerin eşit ücret alması yasalaştı. Ancak yine de CUPW gibi pek çok sendikanın, patronların bu yasaya uyması için mücadele etmesi gerekti. 

Kaynaklar:

The Postal Museum

The Communications Union

Canadian Union of Postal Workes- The Rose newsletter

Fotoğraf: Postwoman, Paris LOC| Wikimedia