74 yaşında olan ve halen Kadın Tenisçiler Birliği WTA Başkanı olan Billie Jean King’in yaşamı tenisteki başarılarının yanı sıra “cinsiyetler savaşı” ile de dolu.

Tenis kariyerinde on iki Grand Slam tekler ve on altı çiftler şampiyonluğu bulunan Billie Jean King en sevdiği turnuva olan Wimbledon’u da altı defa kazanmıştı.

1965 yılında Larry King ile evlenen Billie Jean evliliğinden 3 yıl sonra erkeklere değil, kadınlara ilgi duyduğunu fark eder ve yaşamını da buna göre sürdürür.

Dünya kadın tenisi dendiğinde akla gelen ilk ve en önemli isimlerden olan Billie Jean, sporda cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelesiyle de adını tarihe yazdırdı.

“Kadının yeri sırasıyla mutfak ve yatak odasıdır”, “Kadını idare etmek istiyorsan sürekli hamile ve beş parasız bırakacaksın”, “Billie Jean ile her ortamda oynarım. Toprak, çim, beton, mermer, tahta zeminde hatta patenle bile oynarım. Neden yenerim biliyor musunuz? Çünkü o bir kadın ve duygusal olarak dengesiz!”, “Kadınlar erkeklerin yüzde 25’i kadar tenis oynuyor dolayısıyla ödülün de yüzde 25’ini almaları doğrudur” sözleriyle gündeme oturan rakibi başarılı erkek tenisçi Amerikalı Bobby Riggs ile çıktığı maçta da ayrımcılığa karşı önemli bir skor yazdırdı hanesine.

Billie Jean ve Bobby Riggs 20 Eylül 1973’ye Houston’da 30 bin seyirci önünde korta çıkarlar. Billie Jean korta Kleopatra kostümüyle ve tenis ayakkabısı yerine mavi süet yürüyüş ayakkabısı ile, Riggs de aynı şekilde sarı bir ceketle çıkar.

Üç seti de alarak maçın galibi olan Billie Jean King’in maç sonrası yorumu şöyle olur: “Eğer maçı kaybetseydim kadın tenisi 50 yıl geri giderdi, kadın tenisinin geleceği büyük yara alırdı ve bu olay kadının özsaygısını olumsuz etkilerdi.”