GÜNÜN KİTABI: Tülin Tankut’la ‘Serbest Düşüş’
Tülin Tankut’un kadın emeğinden şiddete, tacize, medyanın kadın kimliğinin oluşumuna etkisinden modaya, kozmetiğe, politikaya pek çok konuda düşüncelerini içeren Serbest Düşüş raflarda.

“Kadın yazar kavramı kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğe işaret eder” diye yazıyor Tülin Tankut, 2007’de yayımlanan bir makalesinde. Ama buradan “kadın yazar” ifadesini reddettiği sonucu çıkmasın. Kadınların “yazarlık” tarihi boyunca karşılaştığı zorlukları hatırlatarak, “...eve kapatılmış kadın ve kamusal alanda var olan yazarlık, iki ayrı ‘sicile kaydedilmesi’ gereken kavramlardı” diyor. Kimi kadın yazarların edebiyatın, sanatın cinsiyeti olmadığını belirterek, “kadın ya da erkek yazar yoktur, yazar vardır” diye düşündüğünü aktarıyor ve soruyor: “Gerçekten de kadın yazar kavramı artık ortadan kaldırılmalı mı?”

Tülin Tankut’un yukarıda sözü edilen makalesinin tamamını Kadın Yazarlar Derneği Yayınları’ndan yeni çıkan ‘Serbest Düşüş’ adlı kitabından okuyabilirsiniz.

Kitap, ‘80 öncesinden beri toplumsal ve siyasal mücadelede, özellikle de kadın hareketi içerisinde yer alan Tankut’un, kadın ve çocuklarla ilgili 90’lardan itibaren çeşitli yerlerde yayınlanmış makale ve denemeleri arasından bir derleme olarak hazırlanmış. Yazıların yazıldığı konuya göre değil de yayımlandığı yıla göre sıralanmış olması, kitabın önsözünde imzası bulunan, Kadın Yazarları Derneği’nin kurucusu, yazar Sevim Korkmaz Dinç’in söylediği gibi “hem yazarın hem de toplumun kaydettiği değişimleri izleme olanağı” veriyor. Gerçekten de kitabı okurken, kadın dayanışması ve mücadelesiyle yıllar içinde elde edilen kazanımları yeniden hatırlıyorsunuz.

‘KADINLAR EZİLİYOR’ DİYE YAKINMAYI BİLİYORUZ
Kitabın ilk bölümü kadınlarla ilgili yazılardan oluşuyor. Bu bölümde Tankut’un kadın emeğinden şiddete ve cinsel tacize, medyanın kadın kimliğinin oluşumuna etkisinden moda ve kozmetiğe, kadınların teknolojiyle ilişkisinden politikayla ilgisine kadar pek çok konuda düşüncelerini içeren yazılar yer alıyor. Aileye, elbette anneliğe ama babalığa da söz söylüyor Tankut. Bütün bunların kapitalizmle ilişkisine ve devletin yükümlülüklerine işaret ediyor ama kadınlara da soruyor; “Yeri geldi mi ‘kadınlar eziliyor’ diye yakınmayı biliyoruz. Kuru kuruya yakınmak, çevremizdekileri suçlamak sorunu çözer mi?”

Kitabın ikinci bölümü ise çocuklar ve gençlikle ilgili yazılardan oluşuyor. Yazarın, çocukların internetle ve kitapla ilişkisine, çocuklara yönelik cinsel istismara, neoliberal politikaların ve küreselleşmenin çocukların yaşamına etkisine, üniversite sınavlarından eğitim reformuna, başörtüsü sorununa kadar pek çok konuda görüşlerini bulmak mümkün.

SUSTURULANLARIN SESİ
Bu yazının girişinde sözü edilen ‘Kadın Yazar’ isimli makalede sorulan soruya dönersek; Gerçekten de kadın yazar kavramı artık ortadan kaldırılmalı mı? Bu soruya, kadınla erkek arasında her alanda devam eden eşitsizliğe dikkat çekerek yanıt veriyor Tülin Tankut: “Öyle görünüyor ki, kadın yazar kavramı, koşullar düzelinceye dek varlığını sürdürecek. Bu yüzden günümüzde kadın yazar olmak, susturulan kesimin sesi olmak demek, kanımca...”

Elbette Tülin Tankut, sadece kadın ve çocuk alanında ürünler vermedi; tiyatrodan sinemaya, romana kadar pek çok sanat dalında eserleri var. Ve Ekmek ve Gül, bir televizyon programı olarak yolculuğuna başladığı ilk yıllardan itibaren onun değerli katkılarından ve engin birikiminden her fırsatta faydalandı, faydalanmaya devam ediyor.

Bu vesileyle, bir kez daha, teşekkürler Tülin Tankut!

İlgili haberler
Yalnız Bir Kadının Denge Arayışları

Tülin Tankut’un otuz yıl önce yazdığı “Yalnız Bir Kadının Denge Arayışları” adlı romanı, aralık ayın...

GÜNÜN KİTABI: Alt tarafı bir film (mi?)

Tülin Tankut’un 2004'te Papirüs Yayınevinden çıkan, yeni yazılarla sürekli güncellenen “Alt tarafı b...

GÜNÜN KİTABI: Ne zaman ki içime kurt düştü

“Evet... Kadın olmaktan doğ(urul)an sorunlarımız var ve bunlar ancak kadın kadına verilecek bir sava...