Şırnaklı bir ailenin üç kuşağından kadınların anlattıkları bir destan elinizdeki. İçerisiyle dışarısı arasındaki sınırın kanla, ölümle, savaşla, sürgünle çizildiği bir destan. Ruken’in büyüme hikâyesi, bir coğrafyanın kuruluş hikâyesi aynı zamanda. İnsanların, değerlerin, umut ve korkuların, kayıpların, ihanetlerin, direncin coğrafyası. Öyledir destanlar, fiziksel bir mekânda, tarihsel bir zamanda geçerler ama bunları aşan bir gerçeklikleri vardır. İnsanın en derin hakikatlerinden bahsederler.
Hakikatin eğilip büküldüğü, tanınmaz hale geldiği, yalanlarla seyreltildiği bir çağdayız. Tarih ne ki? Coğrafya ne ki? O zaman, işte yeniden destanlara dönüyoruz. Yeniden öğreniyoruz, değer neymiş, korku neymiş, direnç, ihanet, umut, kayıp… Ölüm neymiş.
Zeliha’nın, Ruken’in, Delal’in, Meryem’in, Roza’nın, Gulê’nin, Hêja’nın yaşadıkları, anlattıkları, Jînda’ya emanet ettikleri hikâyelerden. Derve bir halkın yüzyıllık tarihine tanıklık etmenin yanı sıra, dinleyen/okuyan herkesin kendi hakikatiyle ilişkilenmesine, onu kurmasına el veriyor.
Kaynak: Önsöz (Aksu Bora)
İlgili haberler
GÜNÜN KİTABI: Bekleyişin şarkısı
Kürt yazar Mehtap Ceyran “Bekleyişin Şarkısı” romanı ile yine bir yaraya dokunuyor. Ceyran toplumdan...
GÜNÜN KİTABI: Mevsim yas
Batman’ın karanlık bir dönemi... Genç kadın intiharları, sağaltılmamış şiddet ve toplumsal cinnetin...
GÜNÜN KİTABI: Kürt Kadını – Amazonlar
Büyük bedellerin ödendiği yaşamlar, geçmişten bugüne uzanan bir serüven bu... Toprağa ana dilinde 'A...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.