GÜNÜN İCADI: Yapay rahim
Bu büyük boy bir saklama torbası gibi gözüken şey erken doğan bebeklerin daha sağlıklı yaşayabilmesi, annelerin doğumdan kaynaklı ölüm ve rahatsızlık ihtimalinin azalacağı bir buluş olabilir.

Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz çeşitli yerlerine borular bağlanmış büyük boy bir saklama torbası gibi gözüken şey içindeki kuzu, tıpkı anne karnında olduğu gibi gelişimini sürdürüyor.
Yapay rahim geliştirmeye yönelik ilk adımı atan araştırmaya göre, yavru dört hafta içerisinde, gözlerini açmış, yutkunmayı öğrenmiş, tüyleri çıkmış, ciğer ve beyni gelişmiş, hareket etmeye başlamış. Geliştirilen bu cihaz, bir gün prematüre bebeklerin uterus (rahim) dışında gelişiminin tamamlanmasına yardımcı olabilir, fakat şimdilik yalnızca kuzularda test ediliyor.
Yapay rahimlerde bebek büyütüldüğü, gebeliğin sağlık riskini ortadan kaldıran bir dünyayı hayal etmek cazip gelebilir ancak, daha fazla veriye, araştırmaya ve pratiğe ihtiyacımız olduğu kesin. Bir embriyoyu, erken gelişim sürecinden alıp, onu anne olmayan yapay bir ortamda geliştirmek tam anlamıyla bir bilimkurgu gibidir.
Ancak Nature Communications’da yayımlanan çalışma, kurguyu gerçeğe dönüştürdü. Yavruların doğal doğumdan aylar önce, rahim benzeri bir çevrede gelişimini tamamlamasını ve “doğum” yapılmasını mümkün kılan dış ortam rahmine; araştırmacılar, “Biobag” (biotorba) ismini veriyorlar. Biobag, aslında tam anlamıyla bir rahim gibi değil, fakat bir rahimde bulunan bazı kilit önemdeki benzer parçaları bulunduruyor. Cenini saran ve onu dış dünyadan koruyan temiz bir plastik torba, tıpkı rahimde olduğu gibi bir görev üstleniyor. Torbada içerisindeki elektrolit solüsyonu tıpkı rahimdeki amniyotik sıvıya (anne karnında bebeğin etrafını saran, içinde yüzdüğü sıvı) benzer bir işlev görüyor. Bunun yanı sıra fetüsün kanını dolaştırması; oksijen ve karbondioksit değişimi yapması için transfer boruları bulunuyor.

ERKEN DOĞUMLARDA ÖLÜM RİSKİ AZALTILABİLİR
Prematüre doğumlar, bazı çocuklarda ölüme sebebiyet vermektedir. Araştırmacılara göre, Biobag, aşırı erken doğmuş bebekler için uygun bakım ve gelişim ortamını sağlayacak şekilde geliştirilebilir. Erken doğumlar, anne vücudu dışındaki yavrular için yoğun bir bakım desteği gerektirir. Doğumdan sonra hayatta kalan bebekler, mekanik ventilasyon (havalandırma), ilaçlar, beslenme ve sıvı desteğine ihtiyaç duyarlar. Eğer ki yoğun bakım ünitesinden çıkarılırsa, bebeklerin çoğu hâlâ organ sistemlerinin tam gelişmemesinden kaynaklanan bir dizi sağlık sorunuyla karşılaşır.



BİOBAG NASIL ÇALIŞIYOR?
Bilim insanları, yıllardır prematüre bir bebeğin gelişimini sürdürmesi için daha doğal bir ortam oluşturacak yapay bir rahim geliştirmeye çalışıyor. Bu süreçte de bazı zorluklar ortaya çıkıyor. Bunlardan en önemlisi de; kan dolaşımı. Anneyi fetüse bağlayan, kan akışını ve oksijen-karbondioksit değişimini sağlayan karmaşık dolaşım sistemini yeniden yaratmak oldukça zorlayıcı. Çünkü kan, yavruya yeterli basınçta sağlanmalıdır, dolayısıyla fazla bir basınç yavrunun kalbine zarar verebilir.
Bu sorunu çözmek için, araştırmacılar, pompasız bir dolaşım sistemi oluşturdular. Ekip, fetüsün göbek bağı kan damarlarını yeni bir oksijenatör çeşidine bağladı ve kanın sistem üzerinden düzgün bir şekilde hareketini mümkün hale getirdi. Aslında sistem, bebeğin kalp atışının, başka bir pompa olmadan kan akışına güç sağlamak için yeterli olmasını sağladı.
Çözülmesi gereken bir başka sorun ise, açık inkübatörlerde prematüre bebeklerin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde karşılaştığı enfeksiyon riski. İşte bu soruna da, torba ve yapay amniyotik sıvı ile çözüm bulundu. Sıvı, tıpkı rahimde olduğu gibi torbanın içine giriyor ve içerideki atıkları alarak boşaltılıyor. Bu da, bebeği hastanede bulaşıcı mikroplardan korumak ve fetüsün gelişen akciğerlerini sıvı ile doldurmaya yarıyor.
Araştırma ekibi geliştirdikleri bu yapay rahmi, doğumuna 105 ila 120 gün kalmış (insanlar için gebeliğin 22. ila 24. haftaları arasına eş değer) 8 kuzu fetüsünde dört hafta boyunca test ettiler. Dört haftanın ardından, araştırmacılar; tıpkı yoğun bakım ünitesinde olduğu gibi düzenli bir ventilatörle değişim sağladılar.


İNSANLARDA KULLANIMI İÇİN 3 YILLIK SÜRE ÖNGÖRÜLÜYOR
Gözlemlerin ardından, ventilatördeki kuzuların sağlığının, sezaryen yöntemiyle dünyaya gelen aynı yaştaki bir kuzu kadar iyi çıktığı görüldü. Ardından, kuzular ventilatörden alındı ve araştırmacılar, kendi nefes alacak kadar gelişmiş biri hariç diğer hayvanlara, organlarını incelemek üzere ötenazi uyguladılar.
Yapılan organ incelemeleri; Biobag içerinde gelişmiş yavruların akciğerlerinin ve beyinlerinin -prematüre bebeklerde hasara karşı en savunmasız organ sistemleri- herhangi bir hasar almadığı ve anne karnında büyüyen bir kuzuda olması gerektiği gibi geliştiği bulgusuna ulaştılar.
Elbette ki; kuzu ve insan beyni farklı gelişim temposuna sahip. Dolayısıyla, insanlarda kullanılmadan önce cihazın bilim ve güvenlik aşamalarına dair daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söylememiz gerekiyor. Ekip, hali hazırda bu araştırmalarını sürdürüyor ve insan boyutlarındaki kuzular ile Biobag testlerine devam ediyor.
Öte yandan, uzun vadede ortaya çıkabilecek sorunlara dair de; ventilatörden çıkarıldıktan sonra hayatta kalan birkaç kuzunun da takibi sürüyor. Ve güzel haber şu ki; yavrular şimdilik gayet sağlıklı görünüyor.
Dahası, araştırma ekibi, cihazın insanlarda kullanımı için maksimum bir üç yıllık süre öngördüklerini belirtiyor.

EVRİMSEL ÇIKTILARI NELER OLABİLİR?
Cihazın, insan üremesine ve türün devamlılığında ne gibi avantaj ve dezavantajlar ortaya çıkaracağı ise henüz belirsizliğini koruyor. Geçmişte, büyük vücutlu bebekler ve dar pelvis (çatı) büyüklüğüne sahip annelerin her ikisi de doğum sancısından ölebiliyorlardı. Bu tarz sorunlar tıbbi müdahale olmadan genellikle ölümcüldür ve bu durum evrimsel açıdan, bir seçilimdir.
Ancak sezaryen doğumuyla, artık bu sancıdan kaynaklı ölüm oranı da azalmış durumda. Fakat, sezaryen doğumla birlikte; bu durum, dar pelvis kemiği yapısına sahip annelerin “risk” altındaki genlerinin de gelecek nesillere taşınması anlamına geliyor. Biobag, erken doğumla dünyaya gelmiş yavruların hayatta kalmasını mümkün hale getirirken, insan türünün evriminde de kuşkusuz yönlendirmelerde bulunmuş olacak. Amacımız elbette ki; tıbbi müdahaleyi eleştirmek değil, fakat bunun evrimsel bir etkisinin olacağını da söylemeliyiz. Bu evrimsel eğilim çok yavaş da olsa devam edecek. Ancak bu eğilimin de sınırlılıkları söz konusu, dolayısıyla normal doğumun belli bir süre sonra yok olma eğilimi göstereceğini şimdiden söyleyemeyiz.

Kaynak: Bilimfili


İlgili haberler
GÜNÜN MUCİTLERİ: Tarih boyu neler icat ettik nele...

Tarih boyu kadınların icatları say say bitmez... Bakın neler var...

BİR ‘AŞI MESELESİ’ (3) Flash TV bilimselliğinde a...

‘Aşı oldu, hayatı zindana döndü, bakın neler oldu’ gibi heyecanla tıklayıp, içeriğinde saçma sapan b...

GÜNÜN BİLGİSİ: Rujun ilginç tarihi

Dudakları renklendirmenin tarihi çok eskilere uzanıyor. Üstelik bu, sadece kadınlara özgü bir şey de...