Ben yaklaşık 7 yıldır özel sektörlerde Görsel Sanatlar öğretmeni olarak çalışıyorum. Üç diplomalı, yüksek lisansını tezli olarak yapmış ve lise eğitiminden bu yana hem çalışıp hem okuyan yoksul bir eğitim emekçisiyim. Öğrenmenin hiç bitmediği hayatımızda, öğretmeyi onurla gelecek nesillere aktarmanın haklı gururunu elbette hissediyorum. Ancak bu ciddi özverilerin beklenmedik yanlış neticelerini üzülerek sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kendime emek verdim, çağı yakalamanın önemini kavrayarak yaklaştım her bir öğrencime ve her öğrencimle branşım üzerinden iletişim kurarak onlara faydalı olmaya çalıştım, çalışıyorum. Netice şu ki bir öğretmen olarak asla özel kurumlarda niteliklerime ve emeklerime denk bir karşılık alamadım. Asgari ücretle çalıştırılıyorum, branşımın yöneticiler üzerindeki yanlış algısı yüzünden öğretmenliğin yanı sıra ben elinde herhangi bir tamirat malzemesi ile görülebiliyorum. Özel gün ve gecelerinde, coşkun kalabalıklar yaratmak için zorla götürdükleri herhangi biriyim aynı zamanda. Resmi tatillerde, her türlü sınav görevlendirmeleri ve mesailerde yaşadığım mobbing dışında asla emeğimin maddi karşılığını alamadım. Saymakla bitmeyen görev ve sorumluluklarımın dışında kalan, köleliğe çok benzeyen çalışma koşullarının yaratıldığı bu özel çiftliklerde çalışan tüm meslektaşlarıma sesleniyorum.
Haklarımızı savunabileceğimiz bir sendikamız var! Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasına üye olduktan sonra, çalışmakta olduğum kurumda daha bilinçli ve haklarımdan daha haberli çalışmaya başladım. Yıllarca toyluğumuzu ve gençliğimizi, ne yazık ki bilgisizliğimizi de fırsat bilip kullandılar. Bize karşı ne kadar acımaz ve ne kadar örgütlü olduklarını haklarımı öğrenmeye başladıktan sonra kavradım. Biz sayıca daha fazlayız, biz olmazsak onları kurumları sadece boş duvarlardan ibaret olacaktır. Öğretmen de biziz öğrenci de... Bu tüccarların, masum eğitim yuvalarındaki bu hukuksuz saltanatlarına dur demek için hepimizi yan yana olmaya davet ediyorum.
30 Ağustos’ta Ankara'da olacağım çünkü ben köle değil, haklarımın sahibiyim. Özel kurumların işbirlikçi müfettişlere değil, daha vicdanlı kişilerce denetlenmesini talep ediyorum, devlet kurumlarından beni ötekileştiren sistemi kabul etmiyor, taban maaş hakkımı istiyorum. Kısa çalışma ödeneği ile açılan soruşturmalara ve şikayetlere dönüş talep ediyorum.
Saygın meslektaşlarımla, 30 Ağustos’ta yan yana ve omuz omuza hep beraber Ankara’da olacağım!
ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLER NE TALEP EDİYOR?
Öğretmenler 2014 yılında yürürlükten kaldırılan 5580 Sayılı Kanun’da yer alan “Özel öğretim kurumlarında yöneticilik ve öğretim hizmeti yapanlara kıdemlerine göre dengi resmi okullarda ödenen aylık ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından az ücret verilemez” maddesinin geri getirilmesini talep ediyor. Özel kurumda çalışan öğretmenler ceza ve yaptırım açısından Devlet Kurumu Kanunu’na tabiler fakat ekonomik ve özlük hakları bakımından İşçi Kanunu’na bağlılar. Bu durumun değişmesi talebiyle 30 Ağustos’ta Ankara toplanacak sendika üye ve yöneticileri taban maaş kanunun geri gelmesini istiyor.
Fotoğraf: MA
İlgili haberler
Özel eğitim kurumunun koridorlarında dertli çocukl...
Geçtiğimiz sene okulların kapalı olması nedeniyle eğitim hakları ellerinden alınan çocuklar yaz tati...
Çocuğumu özel okula göndermek zorundayım, peki ned...
Eğitim veliler içinde öğrenciler için de bir keşmekeş olmuş durumda. Üç kuruş kazanıp çocuğu daha iy...
Özel okul öğretmenlerinin tazminat hakkı devam etm...
Sözleşmesi süresinden önce haksız feshedilen ya da sözleşmesi işverence yenilenmeyen öğretmen kıdem...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.