Merhabalar,
Ben bir hemşireyim. 17 yılımı geride bıraktım. Üniversitede okuduğum yıllarda insanlara en zor zamanlarında nefes olacağım düşüncesi ile heyecanlıydım. O zamanlarda hastaneler daha sakin, mesleğimiz saygı ile karşılanan bir meslekti. Daha çocukluğumdan hatırladığım o duvarlarda asılı olan “Sus” işareti yapan hemşire fotoğrafı… Çocuk aklımla “Sessiz olmalıyım, yaramazlık yapmamalıyım, burası önemli bir yer galiba” derdim. Evet sessiz olunmalıydı çünkü orası hastaneydi ve hastalar vardı, belki ağrıları vardı, belki uyuyamıyorlardı, sükûnet istiyorlardı.
Öğrenci iken uykusuz gecelerin, ayakta durmaktan sızlayan bacaklarımın hayatımı bu kadar yıpratacağını düşünemezdim. Ailemize, çocuklarımıza, kendimize, hastalığımıza bu derece vakit ayıramayacağımızı bilemezdim. En kötüsü; küfürler edileceğinden, üzerimize yürüneceğinden haberim bile yoktu. Bunları bilseydim bu mesleği seçer miydim? Seçmezdim galiba.
Bizim mesleğimiz vicdanla, sorumlulukla yapılan bir meslek. Her şeyden önce hastaların geliyor. Bir yaşamı ölümün eşiğinden döndürmek o kadar mutluluk verici bir şey ki kelimelerle anlatılmaz.
Pandemi döneminde insanlar sokağa çıkamazken bizler sorumluluk bilinciyle görevimizin başında, evlatlarımızdan uzakta, tehlikede görevimizi icra ettik. Bu hastalığın insanlar üzerindeki etkilerini, can verdiklerini gördük. Alışveriş merkezleri kapatılmazken, önlemler alınmazken bizler gözlükle, siperlikle, maskelerle, tulumla sırılsıklam şekilde görevimizi yaptık. Temaslı ya da pozitif olup evlerimizden uzak kaldık. Ya da hastalanıp (bazılarımız 3-4 kere hastalandı) tedavi gördük ve yeniden görevimizin başına geçtik.
Biz sağlık çalışanları olarak emeğimizin karşılığını ücret olarak da alamıyoruz. Ağır şartlar altında çalışırken borçlarını ödemek için insanlar daha fazla mesai yapmak zorunda kalıyor. 80-100 saat, bazen daha da fazla saatler mesai ile çalıştık. Arkadaşlarımız Kovid olduğunda bu saatler daha da arttı.
Darp, küfür, ölüm biz sağlıkçılarla birlikte anılan durumlar oldu. Mesleğimizi güven içerisinde yaptığımız, işimize saygı duyulduğu bir ortam istiyoruz. Baskı ve korku altında yapılan hiçbir işten iyi sonuç çıkmaz. Bizler o korku ile, gerginlikle, ellerimiz titrerken açacağımız damar yolunu da açamayız, işler aksar, düzen bozulur. Toplumdaki öfke kontrolsüzlüğünün sebebi biz değiliz.
İnsanlığımızı, vicdanımızı kaybetmeden bu olumsuzlukların gitmesi, her şeyin daha güzel olması dileğiyle.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Sağlıkçıya şiddete alışmayalım!
Kadınları ve sağlıkçıları koruyan, şiddetin tekerrür etmeyeceği bir adalet düzeni istiyoruz.
Ich bin eine Krankenschwester!*
Mesleğe başladığı andan itibaren neymiş hemşirelerin yaşadıkları, pandemide ‘kahraman’ ilan edilenle...
Şiddet pandemisinden nasıl kurtuluruz?
Tıp öğrencisi kadınlar gelecek kaygısına ek olarak şiddet, taciz, mobbing korkusu da yaşıyor. Gelece...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.