DKY’den (Dünya Kadın Yürüyüşü) ve Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmalarından kadınların bir araya gelerek başlattığı feminizm atölyelerinin ilkini geçtiğimiz ay Ankara’da yaptık. Atölyenin ortaya çıkma aşamasından önce DKY’nin içinde yer alan bir grup kadının sorusu şuydu: Var olan kadın örgütlerinin içinde bulunmadan da feminist tartışmalar yürütmek mümkün mü? Peki, bu tartışmaları iktidarın kadınlara ve feminist harekete dayattığı gündemden kopuk ama aynı zamanda onu da içeren ve yalnızca birbirimizi dinleyip, deneyimlerimizi aktarabileceğimiz bir toplanmaya dönüştürebilir miydik?
Aslında soruların cevabı tam da yanı başımızda hatta tabiri caizse köklerimizde saklıydı. 20’li ve 30’lu yaşlarında olan birçoğumuzun ne yazık ki tanıklık edemediği, 90’lar Türkiye kadın hareketinin tarihinden imrenerek okuduğumuz ‘Bilinç Yükseltme/Deneyim Aktarımı’ toplantıları ‘Ne yapmalı?’ sorusunun cevabı olarak karşımızda duruyordu. Dertlerimizin, aktaracaklarımızın ya da tartışacaklarımızın bir sınırı olmamalıydı. Yani “Canım gündemde bu varken bu da konuşulur mu?” demeden, yıllardır yalnızca ‘Akademik feministin’ meselesiymiş gibi ötelediğimiz ama aslında her gün bir şekilde tartışma ihtiyacını hissettiğimiz her bir konu, atölyenin derdi olmalıydı. Kitaplardan, sloganlardan ve sokaktan öğrendiklerimizin yanına kendi deneyimlerimizi ve tartışmalarımızı da ekleyerek devam etmeliydik yola.
Baskının her türlü arttığı, üniversitelere ve akademik alana direkt müdahalenin yaşandığı, kadın hareketinin kazanılmış haklarının budanmaya çalışıldığı şu dönemde yapmaya çalıştığımız bu küçük adımların bile yararlı olacağını düşünüyoruz. Kadınların sözü hayatın her alanında. Görünür kılmak, üstüne koymak ve ileriye taşımak ise yine biz kadınların ellerinde. Ankara’dan kadınlarla deneyimlerimizi paylaşmak, bilgiyi üretmek ve kadın mücadelesine de bulunduğumuz alanlardan bir taş koymak için farklı alanlardan kadınlar olarak buluştuk. Birlikte güçlü olacağımızı bilerek sizleri de bekliyoruz.